yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (1)
    • medya (0)

    1. üniversiteye "reklamcılık" bölümüyle başlamıştım. başlamıştım diyorum çünkü geleceğiz sonra o konuya. anksiyete+panik atak+sosyal fobili bir insanın seçmesi gereken en son bölüm reklamcılıktır tarzında bir sürü eleştiri aldım başlamadan önce. direkt söylememişlerdi saygı göstermek adına ama alttan alttan dokundurmuşlardı. bir gittim inanılmaz sosyal bir bölüm, asosyallere yer yok neredeyse o derece. herkes inanılmaz mutlu, inanılmaz özgüvenli, hiçbirinde panik yok, herkes rahat. tam da beklediğim buydu aslında, biraz da bunun için seçmiştim sanırım biraz olsun "sosyalleşmek" adına. her neyse, pazarlama dersimiz vardı ( ajans ağzıyla 'marketing' dersi), her hafta bir marka ya da ürün seçiyorsun onun hakkında bir araştırma yapıp slayt hazırlıyorsun. ya da aklından bir ürün yaratıyorsun onu sunuyorsun. ilk slaytımı sunma günü geldi. bir gece önceden de planım hazırdı. sabah markete gidecektim, vodka alacaktım tombik şişelilerden. okulum yürüme mesafesindeydi, yürürken tuvalet bahanesiyle de bütün restoranlara girecektim. her girdiğim yerde de biraz biraz içecektim sek şekilde. azıcık rahatlamaya başlayınca da bırakıp okuluma geçecektim. plan buydu ve gerçekleştirmeye başladım. hızlı hızlı içtim girdiğim yerlerin tuvaletinde, yarısına geldim ama rahatlama veya biraz olsun gevşeme adına bir şey yok. olmayacak herhalde böyle dedim pet şişeye doldurdum, okula geçince oradaki tuvalette devam ederim dedim. okula geçtim, biraz başım dönmeye başladı ama rahatlama adına hala bir şey yok. tuvalete gittim hızlı hızlı diğer yarısını da içmeye başladım. salon beni bekliyor, ben tuvalette bitirmeye çalışıyorum. bir yandan gruptan mesaj atıyorlar hadi hadi diye. dedim bitiremeyeceğim, zaten şekilden şekilde giriyorum içerken. bıraktım. salona yürümeye başladım, derken başım inanılmaz dönmeye başladı. birden çarptı. içimden adımlarımı kontrol ede ede yavaş yavaş gitmeye çalıştım. kağıtlarımı aldım ve direkt salona girdim. sunmaya başladım, istediğim özgüven biraz olsun gelmişti aslında. sunumun ortalarına kadar mimikler jestler havada uçtu. arada kağıtlardan destek alarak konuşuyorum ama tam emin değilim neyden bahsettiğim konusunda. bir yanda sınıftakilerin tepkilerine bakıyorum her şey harika gibi, ama diğer yandan alkollü olduğum anlaşılıyor mu acaba diye kendimle savaşıyorum. ortasına geldikten sonrası silik. hiçbir fikrim yok, bir şeyler okudum ama nasıl okudum bilmiyorum. bitirdim, arkada bekleyen arkadaşa "ben iyi değilim revire gidelim mi" diyecektim derken kustum. hoca da görmüş ve anlamış. her neyse revire götürdüler. arkadaşa "nasıldı?" diye sordum "gayet güzeldi çok güzel sundun" dedi. ertesi gün, okula gidemedim. hatta o dönem o derse giremedim. hoca haklı olarak "cezası disiplin normalde bana dua etsin" demiş. bir özür bile dileyemedim. o dönem öyle geçti. ertesi dönem de okula gitmeyi bıraktım. ertesi sene birçok şeyde olduğu gibi "savaş ya da kaç" mekanizması devreye girdi ve ben kaçmayı seçtim. yatay geçişle başka bir okulda "psikoloji" bölümüne geçtim.

    şu anda 21 yaşındayım ve yolun başındayım belki ama geriye dönüp baktığımda özellikle panik atak ve anksiyetenin benden alıp götürdüğü bazı şeyler var, ileride hangileri daha eklenecek onlara bilmiyorum. istediğim bir bölümü kazanıp daha sonra da sudan bir sebepten dolayı bırakmak acıtıcı. bölümümden memnun muyum şu an? memnunum ama aklım hep "reklamcılığa devam etseydim nasıl olurdu?" da.

    ilaç tedavisinde de bitmiyor olay. klişe olacak ama hep kafada bitiyor. insanın kendi beyniyle alakalı bir durum bir bakıma. anksiyete ve panik atak yüzünden ilaç kullandım zamanında, bıraktım ve sosyal fobi hortladı. hortladı diyorum ama bu üç hastalığı birbirinden bağımsız düşünmek yanlış, üçü de birbiriyle yakından alakalı.

    23 nisan 2017 10:42 23 nisan 2017 15:58

    ilginizi çekebilecek benzer başlıklar