süslülerin başından geçen ilginç olaylar

1. Merhaba süslüler, benzer bir başlık bulamadığım için yaşadığımız ilginç durumları yazdığımız bir başlığımız olsa güzel olur diye düşündüm. Bazen yok artık bu kadar da olmaz dediğimiz, bazen de güldüğümüz güzel hikayeler çıkabilir. Ben başlıyorum.

İki yıl önce çalıştığım iş yerine erkek bir stajyer geldi. Çay almak için çay yapılan küçük mutfağa girdiğimde, çay bardaklarının yıkandığı bulaşık beziyle ayakkabısını silip koyduğunu görerek şoka girmiştim. Tam çay içerken aklıma geldi bugün. (gizlinot: Swh ) O iş yerinde yaşadığım buna benzer bir hikaye daha var onu da sonra anlatırım artık.

2. galiba hayattaki tüm dilek haklarımı kullandığım olaydır.

birkaç gün önce bulaşık yıkarken(aydınlanma anı bilen bilir) keşke 9 kere Leyla filmini netflix alsaydı, sinemalar açılmıyor ne kadar bekleyeceğiz allah bilir diye düşündüm.

ertesi gün netflix bildirimi;

çok yakında

9 kere leyla ve diğer içerikler

sevindim tabii de, bilseydim farklı şeyler dilerdim.

3. Başkasının telefonuna asla dokunmama sebebim olan olaydır. Lisedeyken bir gün rutinim haline gelen bir şey yapıyor ve tarih dersinde en arka sıradan dışarıyı izliyordum. Pencere tam binanın giriş merdivenlerini görüyordu. Kadın öğretmenlerden biri dışarı çıktı, merdivende durdu. cep telefonunu çıkardı. Ve (link: https://images.app.goo.gl/Ybp9DHwa9piqCaAp8 Şu şekilde) (gizlinot: Böyle sevimli değil tabii gayet iğrenç ve sevimsiz şekilde )telefonun ekranını yalayarak üzerindeki gömleğe sildi. Yorum sizin.

4. Babam bir gece beni aradı. Sesi kısık telefonda, -telefondan çok konuşmayalım, sen Ankara'ya gelince daha çok konuşuruz. Gömülerde devletin payı nedir, diye sordu. Cezası var mı çok?

-normalde yer altında olan hey şey devletindir, arsa sahibine pay veriliyor. İzinsiz kazı suç, çıkan da verilmiyor bulana.

Ankara'ya çağırdı gittim, zaten işim gücüm ne. Altın diyor adam, daha Gram 250 civarı.

Anlattı olayı. arkadaşları Yozgat'ta eski ve terk Ermeni köyü civarında kazı yapmışlar.

-Babam; 'çok altın varmış, oda dolusu.' dedi.

Arkadaşları onu aramışlar;

-biz bunu nasıl piyasaya sokarız, tanıdık güvenilir kuyumcu var m? demişler.

Babam da var demiş, ayarlarım. Tabii babama da yüklüce pay verilecek. Ayarlanıyor Ankara'da kuyumcular. Ancak adamlar başka bir kişinin bulduğu kuyumcuya gidiyor.

Bu kuyumcu alıyor örnek altınları, başlıyor işlemeye.

Adamlara güven veriyor önce, yavaş yavaş sisteme girecek altınlar. Altın karşılığı bir vermiş kuyumcu iki vermiş üç vermiş adamlar iyice açılmış. Oldu bu iş deyip etrafa duyurmaya başlamış. Artık Yozgat'ta çıkan bu haber en son ''Yozgat'ta bulunan büyük define'' diye uydu kanallarında cihaz tanıtımında gösteriliyor.

Bu yarım akıllılar da daha da buluruz diye kazmaya devam ediyor. Sonrası malum (link: https://www.haberler.com/define-kazisi-roma-mozaiklerini-aciga-cikardi-6939863-haberi/ Olay)

Ermeni altınları ile Roma gömütleri karışmış, burayı hazine odası gibi yapmışlar. Yozgat'ı zamanında işgal eden Roma nedense burayı hiç direnmeden Perslere bırakmış. Kalan üç beş höyük içinde ve etrafında çıkan altınlar, bir dönem bana kadar geldi.

O gün bugündür duyduğum, köstebek deliğine dönmüş Yozgat.

5. Üst kat komşum her yaz, yazı yazlığında geçirir (ne çok yaz kullandım.) Bu sene erken geldi. Sebebi de yeni yan komuşusu. Bundan sonra karışıklık olmasın;

A=benim komşum

B=komşumun yazlıktaki komşusu

Benim komşum yani a, yaz başında yeni komşusu yani b ile sıkı arkadaş olmuşlar. Ama b , acayip derecede bağlanmış komşuma yani a'ya. Tuvalete gitse mesaj atıp söylüyor, çocuklar (evli bir kadın kocası ile yaşıyor 3 çocuğu var.) Acıksa haber veriyor. A'ya geliyor gitmiyor, saatlerce oturuyor. A Ben uyumaya gidiyorum dese bende sıkılınca çıkıp eve giderim deyip sabaha kadar evde kalıyor. Tüm yaz böyle geçmiş.

A, seni istemiyorum evine git biraz deyince de kapıda ağlayıp içeriye alması için yalvarmış.

Komşum a dedi ki:

-öyle mesajlar atıyor ki en sonunda ya kocan görecek yanlış anlayacak yazma böyle şeyler dedim, dedi. Hatta bir keresinde öpücükle mesajlar attı sende bana öpücük gönder diye tutturdu.

A kişisi, kocasından ayrılmış emekli. B kişisi en büyük bir holding de çalışıyor, kocası da çok üst Düzey bir görevli aynı holdingde. Komşum yani a ile b arasında 15 yaş var. Kadında biraz sorun olduğu belli. Cinsel yönden de komşuma yönelim göstermiş. Komşum çok korkuyorum ondan, dedi.

Buraya kadar okudunuz, benimle bağını ne merak ediyorsanız hikaye devam ediyor.

Komşum döndükten bir kaç gün sonra bana geldi Niye erken döndü, kadını vs. Anlattı.

-Dedi, kadın tutturdu beni evinde misafir et. Ben korkuyorum, kadın bana iyice bağlandı, cinsel yönelim de gösteriyor. Bu kadını benden uzak tutalım.

-En iyisi ben senin yeğenin olsam, numaradan sende kalıyor olsam, senin eve gelmeyi o kadar da istemez. Üstelik evde eşyamı da bırakırım, salonda battaniye olsun, numaradan da o gelmeden evde olurum, İstanbul'a yeni gelmiş gibi bir mali müşavirin yanında da çalışıyor gibi davranırım, dedim.

Çok iyi olur, dedi. Kadın gelmeden önce tüm bunları yaptık. Kadının soyunu sopunu annem babam kim onu da öğrendim.

Kadın geldi eve tanıştım. Kadın geldi gitmedi. Birde nasıl giyinmiş sanki eve oturmaya değil Karaköye eğlenceye geldi. Benimle konuşuyor da konuşuyor. Benim artık pot kırmam çok olası.

Kadın bu sefer de bana taktı. Yok benim kocam şurada yüksek bir yönetici, sana holding altında güzel yer ayarlar. Bir kişi var tam senlik seni onunla tanıştırayım.

Kadın akşam gitti. Telefonumu aldı, hayatıma dair içinde yalan olan pek bilgiyi aldı.

Artık bir yalan üzerine konumlanmış bir işim ve eşim var. Gitmem gereken bir iş görüşmesi ve görmem gereken bir aday var.

Evden bu aralar çıkmıyorum eskisi gibi sorunsuz bir şey olmuyor diye ama artık evin içine de gelmeye başladı gariplikler.

Demeyi unuttum, kadın kocasının vereceği bir davette benim de bulunmamı istedi. Geçmiş olsun. Sanırım bu durumu kabul edip olduğum kişi olmayı bırakmalıyım.

6. yaşadığım en garip olaylarda ilk 3e girecek bir olayı anlatıyorum süslüler.

bir gün arkadaş vasıtası ile bana bir çift geldi. boşanmak istediklerini ama anlaşarak boşanacaklarını söyledi, dedim ki tamam hemen protokol hazırlayalım. neyse protokoller hazırlandı edildi. neredeyse 30 yıllık çifti boşadık tek celsede. kadın hayatına kocasıyla açmış olduğu için gözlerini baya yıkıldı (gizlinot: 20 yaşında evlenmişler baya aşıklarmış). ara sıra bana danışır, dertleşmek isterdi. bizim kadın meğersem üniversiteyi evlendiği için yarıda bırakmak zorunda kalmış, sadece eşi okuyabilmiş. ayrılığın da verdiği boşlukla tekrar sınava girip, üniversiteyi kazandı.

bu sıralar diğer adam ile de bağlantımız mevcut, şirketine danışmanlık veriyorum. dedi ki ponçik hanım benim eşimden boşanmamın sebebi başka kadına aşık olmamdı ama haberi yok onun lütfen söylemeyin, şirkette yüz yüze bakıyoruz çok zora düşerim. yani abicim keşke bana da demeseydin ne gereği vardı bunu demenin? (gizlinot: aşık olduğu kadın aynı şirkette değil)

gel zaman git zaman, kadın kendinden küçük biri ile görüşmeye başlıyor üniversiteden. baya mutlular bana anlatıyor, evlilikten ağzı yandığı için evlilik sözleşmesi yapsak mı diye bile bana danışıyor, olaylar ciddi. bizim adam da aşık olduğu kadına evlenme teklif ediyor. herkes kendi yolunda anlayacağınız. işin garipliği ne olabilir diyeceksiniz, burada başlıyor olaylar garipleşmeye.

geçtiğimiz ekim ayında şirkete yeni personel alımları yapıldı. şirketin politikası olarak her yeni personel alımında bir yemek düzenleniyor. bir nevi kaynaşma partisi. kadın +1 olarak sevgilisini, adam da nişanlısını getiriyor. hukuki danışman olarak ben de uğruyorum partiye. keşke uğramaz olaydım. kadının yeni sevgilisi, adamın nişanlısının oğlu çıkıyor süslüler. bu olay sonrasında ben kendimi şirket zeminine gömmek istedim ama olmadı tabii ki.

7. Bugün hiç tanımadığım bir evin yemeğine katıldım. Evdeki kimseyi tanımıyordum. Oraya beni birisi de göndermedi. Sadece girişteki kalabalığın arasına dahil oldum. Yemek verildi, yemeği yedim. Çayını içtim. Sohbetimi yaptım. Evde oturdum. Özel sohbette kimlerden olduğumun sorusuna ismini duyduğum bir kişinin filancası diye cevap verdim.

Sonra ayrıldım. Kapıdan giderken de balkonda bulunan bir kişiye el salladım.

Geceleri eve geç gelsem, Duman içinde boğulsam, kafam milyon olsa bu kadar eğlenmezdim. Eğlenmedim de zaten.