111.
Şu sıra aynı anda birkaç dizi izliyorum ve bunun bana daha çok keyif verdiğini fark ettim.
Black List favorilerimden ama dönem dönem diziye küserek ara veriyorum. Şu an kendisiyle küsüz ama döneceğim.
Gossip Girl iki kere bitirmiş olmama rağmen odaklanmadan bir şeylere bakma ihtiyacımı karşılıyor ve her seferinde karakterler üzerine tekrar düşünüyorum. Önce team Blairken şimdi team Serena oldum.
Eğer alt yazı takip edecek ruh halinde değilsem kulüp izliyorum. İlk sezonu çok başarılıydı, Raşel karakterinin uyuşukluğuna rağmen seyir keyfi yüksekti. Selim ve Çelebi karakterleri diziyi sırtlamışlar. Ama ikinci sezona hiç gerek yokmuş, sarmadı.
Bu hafta sonu İstanbul Ansiklopedisine başladım. Son dönemlerde dijitalde izlediğim en iyi Türk yapımı olabilir. Mini dizi olduğu için olay hızlı ilerliyor ve oyunculuklar çok başarılı, seyir keyfi yüksek.
110.
Pernille. Çok tatlı ve hayatın içindendi, ama Norveç'te bir hayatın içinden :d diyaloglar, ana karakterin oyunculuğu falan derken baya dizinin içinde hissediyorsunuz
109.
Maid. Neden bu kadar geç kaldım izlemek için bilmiyorum. Şimdiye kadar netflixde izlediğim en etkileyici diziydi.
108.
Black mirror'ın son sezon iki sezonunu izledim bu haftasonu. Ozellikle common people ve hotel reverie bolumleri beni derinden etkiledi. Tabi sevmedigim gereksiz buldugum bolumler de oldu. İki sezona da 6/10 veriyorum.
107.
prens 3. sezonu bitirdim, sıcak kafaya başladım. sıcak kafayı önceden de izliyordum aslında ama 2. bölümde falan bırakmışım nedense ilgi çekici olmasına rağmen. 2. sezonun iptal edilmesi sebebiyle dizi bittikten sonra kitabını almayı planlıyorum
106.
şu sıra muhteşem yüzyıl.
after life, fleabag ve nobody wants this tam safe place diziler.
young sheldon da bana psikiyatri dr umun önerisiydi. ara ara açıp izlemelik cidden
105.
Ne zaman kendimi kötü hissetsem "young sheldon" dan 1-2 bölüm izliyorum. Bitmesin diye de yavaş ilerliyorum. Öyle seviyorum bu diziyi.
Umutsuz hissettiğimde de; "after life" izliyorum. Keza bir ara tam da o moddaydım. Ara ara o moda girince daha önce silip süpürdüğüm diziye yeniden başlıyorum.
104.
seneler sonra tekrar (bkz: suits).
İlk çekildiği dönem de çok severdim zaten ve sonrasında da ara ara döndüm izledim.
Ama ilk sezonu baştan izlemeye başladığım şu sıra fark ettim ki, mike'ın dünyanın en saf ve sevgiye, arkadaşlığa muhtaç insanı olarak yaptığı hatalı tercihleri çok gerçekçi buluyorum bu dizide. bundan sonrası spoiler;
kendisini riskli bir işe gönderen ve neredeyse tutuklanmasına sebep olacak olan çocukluk arkadaşından harvey ne kadar uyarsa da, tekrar tekrar kazık yese de vazgeçememesi, onun sevgilisiyle ilişkisi, rachel'la olan ilişkisi ve aldatılması, aldatılmayı affetmesi ve işinde yaptığı hataların ardından yapma dense bile telafi edebilmek adına kendini paralaması ve ne olursa olsun insanlar için hep bir "soft" yanının olması ve onlara inanmayı tercih etmesi falan derken bebeğim mike'ı pamuklara sarıp sarmalayası geliyor insanın. hiç imrenilesi bir karakter değil ama harvey'le öyle tatlı dengeleniyor ki kendinizi diziyi mike için izlerken buluyorsunuz.
103.
Fresh off the boat. Tiktokta kesitlerine denk gelince beğenip başlamıştım. Gayet güzel çerez dizi.
102.
2.sezonu baymış olsa da , Severance. Güzel sağlam. Bilim-kurgu seven süslüdaşlarımın izlemesini isterim .