yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (3)
    • medya (0)

    1. (yazar: rumeys) ukteyi benim doldurmamı istemiş. anlatıyım dedim ama ayrılıştan ziyade başka başka şeyleri de anlatmak durumunda kaldım iç içe oldukları için.

    üniversite 2. sınıfta biriyle çıkmaya başladım. benle aynı fakültedeki grafik bölümünde yüksek lisans yapıyordu. babasının isteği üzerine ingilterede işletme üzerine lisans yapmış ama çocukluğundan beri grafikle ilgileniyormuş belki kendini bu alanda babasına da kanıtlamak için üniversitemin grafik yüksek lisansını kazanmıştı. çok güzel bi ilişkimiz vardı. ilklerimi yaşadığım kişidir kendisi. bugün birlikte değilsek de yaşadıklarımdan pişman değilim tabi ki. tam da dün açılan ve benim girdimle tepki aldığım başlık (ot içmek başlığı)ta anlattığım kişi. kendisinin ot kullandığını farketmiştim. o sıralar yeni yeni etrafımda böyle bir şey görmeye başlamıştım ve bilmediğim için korkmuştum. kullanmamasını istedim ama anlaşamadık ve ben de en yakın arkadaşıyla paylaştım. bellki onun tavsiyesini dinler diye. arkadaşı da sevgilimin yurtdışındaki kız kardeşine durumu anlattı. kız apar topar ordan kalkıp türkiyeye geldi ve çocuğun yanına yerleşti kullanmasın diye. zaten kendim de evhamlıyım bi de kız apar topar ta oralardan kalkıp gelince doğru bir şey yaptığımı düşündüm.

    sonraki aylarda kendisi benden çok uzaklaşmaya başlamıştı. tabi nedenini anlayamadım. okula gelmiyordu. kendisini aradığım zaman ulaşamadığım gibi çağrılarına da hiç bi zaman geri dönüş yapmıyordu. hatta bi ara aramamayı denedim 2 hafta boyunca aramadı beni. 2.haftanın sonunda yine ben aramıştım yoksa daha ne kadar aramıycaktı bilmiyorum.

    tam bir yıl çıktık ilişkinin yarısı yukarda bahsettiğim evreyle geçti. anlayamadığım bi soğukluk vardı yani. son aylarımızda benim kafam karışmaya başlamıştı artık. buarada ondan önce benim baya tutulduğum bi çocuk vardı. o da aynı üniversitede hatta aynı kampüste yaşıyorduk. (gizlinot: başka fakültede) ama öyle böyle bi kimya değil en son ilkokulda yaşıyordum böyle bi şeyi çocuğu gördüğümde kalbim gümgüm olurdu yani. bahsettiğim çocukla çıkarken kendisiyle hiç görüşmedik konuşmadık. (gizlinot: bu sırada 3. sınıftayım) ama son ay ben bu çocuğu gizli numaradan aramaya başladım. bunu da arkadaşlarıma anlattım ve hepsi beni kötü eleştirmişti. ben de yaptığımın doğru olmadığının farkındaydım ama içimde tutabilen biri de değilim. buarada bende normal gitmiyordu birşeyler. son haftamızda erkek arkadaşıma bu çocuktan bahsettim onu tekrar düşünmeye başladığımı söyledim. karşılığında sadece "onu mu daha çok beni mi?" gibi bi cevap almştım:/

    o yıl annem işten çıkarıldığı için 4 kişilik odayı deneyim demişim. ama odada uyuyamıyorum resmen. sabahlara kadar chatleşen bir arkadaş var. bilgisayarı da allah kahretsin klavyesi tak tuk ses çıkaran eski bir bilgisayar. uyuyamıyordum.

    o zaman öyle bi dönemden geçiyordum ki tek eğlencem çocuğu gizliden aramak olmaya başlamıştı. ben konuşmuyodum o kendi kendine konuşuyordu öyle de bi manyak yani:) final haftasına girdik. fakültede sabahlıyorum. annem de o sıralar iyi değildi o arıyor aynı sorunları anlatıp duruyor. panik atak geçiriyor sıralar. ben uzaktan destek olabildiğimce olmaya çalışıyorum filan. buarada ciddi ciddi uyumamaya başladım. devamlı düşünüyorum. devamlı stres halindeyim. yemek yemiyorum. odadaki arkadaşlarımla bozuştuk. kendi arkadaşlarımdan kaçmaya başladım. final haftasındayız ve ben finallere de girmemeye başladım. gece uyumuyorum sabah uyuyakalıyorum filan. arkadaşlarım müdahale etmeye çalışıyorlar hallederiz modunda rahat takılmaya başlıyorum bu seferde. teknik çizim finalinde tek çizik atamamıştım bi gün. hocam psikolojik destek görmemi tavsiye etti. kapmüsteki psikyatrı aradı ayarladı ama gidemedim çünkü en yakın arkadaşımla bi konuşmaya başlamışsam saat geçmişti. evet çok da konuşuyordum.

    baktım saat geçmiş mediko kapanmış sonra giderim dedim. o gün gittim erkek arkadaşımın yanına. bişeylerin kesinlikle normal gitmediğini etrafımdaki insanların da farkettiiği gün. gittim ve ayrılmak istediğimi söyledim. normalde muhtemelen bunu yapamazdım. ayrıldıktan sonra da benim için herşey aynı karmaşıklıklarla ilerledi. final haftasının sonuna geldik ve ben 4 tane finale girmemiştim. arkadaşlarım yurdumu bastı. bi tanesi ailesiyle gelmişti. arkadaşımın annesinin doktoruna göründüm. bipolarmışım. arkadaşım evinde kalmamı istedi ama beni görmelisiniz kızın annesine babasına sanki kendi ailemlermiş gibi bağırıyordum filan. aslında tam hastaneye yatırılacak kıvamdaymışım yani. okul sömestr tatiline girince ben de ilaçla biraz daha ılımlı hale gelince yurda dönmek istedim. doktor çevremdeki insanları hastalığıma ilgili bilgilendirmemi tavsiye etmişti. ben de bipolar bozuklukla ilgili bikaç bilgiyi kopyala yapıştır yapıp arkadaşlarıma ve ona attım. teşekkür etti. hiç neden böyle bi şey attığımı anlamadı. zannetmiş ki ben onun bipolar olduğunu anladığım için göndermişim. o zaman öğrendim kendisinin bipolar olduğunu. ilişkimiz süresince benden saklamış. bu da öyle bir şey ki dışardan anlamıyorsunuz. kişi sadece atak yaşıyorsa anormal davranışlar sergiliyor. eski sevgilimin bipolar olduğunu kendim olduktan sonra öğrenmiştim yani:)

    bazen kendimi suçluyorum. şu ot mevzusuna takılmasaydım kız kardeşi yanına gelip düzenini bozmasaydı belki bölümünü de bitirebilecekti. devamsızlıktan kaldı buarada. devamsızlığının sebebi ayrılığımız değil. (gizlinot: önceki yıl kalmıştı.) ama o döneme girmesine düzenini bozmaya sebep olarak ben sebep oldum. çocuk gözümün önünde değişti.

    ayrılıktan sonra bi süre hiç konuşmadık ama sonra arkadaş kaldık. çok nadiren de olsa ara sıra görüşüyoruz. bi ara tekrar bir araya gelmek istemişti. kendisini ne kadar sevsem de tekrar bir birliktelik istemiyorum. biraz da bipolar bozukluk mevzusundan korktuğum için. bu rahatsızlığın genetik olup olmadığı tartışılıyor. eğer genetikse iki tarafta da bu rahatsızlık varken ilerde çocuğa geçmesi güçlü bir ihtimal. kendime zor sahip çıkıyorum ilerde bi de çocuğumun bununla boğuşmasını istemem.

    9 mart 2016 00:15 9 kasım 2019 18:14

    2. Çok değer verdiğim yakın bir arkadaşım vardı. 4 sene aynı lise, üniversiteye hazırlık kursu, 4 sene üniversite, ingilizce kursları, üniversite sonrası iş hayatına atılma anlarımız vb. Her şeyimizde, her anımızda beraberdik. Sonra bir gün yine çok değerli arkadaş grubumuzdaki biriyle tartıştım, çok net bir şekilde ben haklıydım. Bu çok değerli arkadaşım hep benim yanımda olduğunu, onun haksız olduğunu ve onun davranışlarından rahatsız olduğunu anlatıp durdu fakat onunla görüşüp canımlı cicimli olmaktan da kaçınmadı hiç. Ben de dedim ki ‘canım arkadaşım bu böyle olmaz. ben senin kiminle görüşüp görüşmeyeceğine karışamam ve bunun için seninle küsmem ama o zaman ya bana gelip gelip dedikodusunu yapma ya da bu kadar rahatsızsan konuşma onunla ve laf taşıma.’ cevap verme gereği bile duymadı bana ve böylelikle bitti arkadaşlığımız, yıllarımız ufacık bir mesajla bitti gitti. Sonuçta kimse kimseyle biri için küsmek zorunda değil biliyorum ama insan yakın arkadaşından da biraz destek bekliyor açıkçası. Hı destek vermiyorsa da karşı tarafı gömmemesini beklerim tabii etik olarak. Hala içimde yaradır, hala o arkadaşım gibi olamamıştır kimse yanımda, kalbimde. Onu bile sildikten sonra 1 kişi hariç başka silemeyecek hiçbir arkadaşım olmayacağını fark ettim mesela. Fakat yapacak bir şey yok, malesef doğru olan neyse o.

    19 eylül 2019 00:34

    3. hayatıma çok kısa sürede giren bir arkadaşımın bazen farkında olup bazen farkında olmadan yaralarını sarmışım ve beni yara bandı olarak kullandığının farkına bile varmamışım. birlikte yaptığımız ortak bir işe benim kadar özen göstermediğini, ailesini bana karşı söylettiğini ve sinirli anında söylediği sözleri ve yaptığı davranışlarından sonra kendisiyle yolları ayırdım. benim için bir eksiklik değil aksine fazlalıkmış. üzerimden büyük bir yük kalktığını fark edince anladım. sonra ondaki yaraların bende açıldığını fark ettim ama bunu da yine kendi başıma çözdüm. kendi yaralarımı kendim sarmayı öğrendim.

    naçizane tavsiyemdir; hayatınıza çok kısa sürede giren kimsenin sizin için kurduğu büyük ve anlamlı gibi görünen sözlere ne inanın ne de güvenin. sözlerden çok davranışlara kulak asın.

    19 eylül 2019 15:14