9.
Genç yaşımda midemi geri dönüşümü mümkün olmayan bir şekilde mahvetmiş ilaçtır.
üniversitenin ilk yıllarında, muhtemelen sınav stresinden alnımda ağrılı ama iltihapsız dev sivilcelerden çıkarmış, dermatoloğa gitmiştim. Doktor ilacı yazarken "Miden sağlam mıdır?" diye sormuştu, o zamana kadar taşı yesem öğüten bir midem olduğu için evet demiştim.
"Günde bir kere alınacak, akşam yemeğinden sonra, yatmadan önce falan alabilirsin, unutmazsın." dedi. "Miden sağlam mıdır?" sorusu dışında hiç uyarmadı.
Kutunun yarısına gelmemiştim ki bir gece korkunç bir ağrıyla uyandım. Nerede olduğunu da anlamadım, ağrı tüm karın boşluğuma yayılmıştı. Ama nasıl bir ağrı, ruhumu teslim ediyorum! Su içmeye çalışınca ağrıyanın midem olduğunu anladım, su bile içemiyordum. Kimseyi uyandırmadım, sabaha kadar hiç uyumadım, iki büklüm bir şekilde inleye inleye sabah ettim.
Başta sebebinin ilaç olduğunu anlamadım tabi, midemi üşüttüm sandım, yemek yemeye çalıştım. Tek lokma yiyemiyordum, yutarken sorun yoktu ama mideme geldiğinde korkunç bir ağrıyla kasılıyordum. Su bile içemez mi insan? içemiyordum.
Akşama doğru ilaç alma vaktim gelince doktorun söylediğini hatırladım. Ertesi sabah da aile hekiminin yolunu tuttum. O da bir kıyamet mide ilacı yazdı, "monodoks-tetradoks kullanımında hep gördüğümüz vakalar, geçmiş olsun." dedi.
İlaçları kullanmaya başladım ama 3 gün hiçbir şey yiyemedim. Şaka değil, ölmeyecek kadar, birkaç lokma yiyebiliyordum. Bir-iki dilim karpuz yutabiliyordum, o derece. Sonra sonra midemi toparladıkça tekrar yiyebilmeye başladım.
Yine de bana enkaz bir mide kaldı. Yediklerimin dokunduğu, stresin ilk vurduğu cinsten... Kullanmaz olaydım.
Diyeceğim odur ki doktorunuz bu ilacı yazdıysa kullanırken çok ama çok dikkatli olun. O iki sivilce geçer ama enkaz bir mideyle yaşamak çok zor oluyor. Ben yandım, siz yanmayın.