the danish girl

1. tarihin ilk transeksüel'i olan lili elbe'nin hayatını anlatan film.

lili elbe çocuk doğurabilmek için yumrtalık nakli olmuş ancak vücudu nakli kabul etmediği için iki ameliyat daha olmuştur. denilen o ki bu sırada doktoru vücudunda gelişmemiş bir yumurtalığının olduğunu farkedince lili yine yumurtalık naklini istemiş ve bu ameliyattan sonra hayatını kaybetmiştir.

Redymane ise süper bir kadın olmuştur, cidden makyajı on numero..

2. şahsen homofobik biri olmama rağmen beni de derinden etkilemiş filmdir. eddie redmayne öyle mükemmel oynamış ki lili elbe'nin hislerini bize aktarmada çok çok başarılıydı. bir de ben zaten o'nun yüz hatlarını erkeksi bulmuyordum, role cuk oturmuş. maşallah eyelinerı falan benden güzel çekmiş.

senaryo olarak da; tabii film tarihin ilk transseksüel bireyinin biyografisi olduğu için onun üzerinde durmaları normal. ama eşini biraz es geçtiler sanki. yani onun yaşadığı zorluk da en az lili kadar büyüktü bence. neyse işte güzel filmdi yine de.

dipnot: kocana bile güvenmeyeceksin kız.

3. Beni duygudan duyguya sürükleyen evlendikten,6 yıl kadar bir süre sonra içinde bulunduğu bedenin kendisinin olmadığının ayrımına varan einar in hikayesi.

Başta -yalan söylemeyecegim- yılların Heterosu olarak rahatsız olmadım degil.

Ama sonrasında gördüğüm şey ruhunun ait olmadığı bedeniyle,onu çok seven karısıyla,evliligiyle ne yapacağını bilemeyen çaresiz bir insandi.

Anladım, en azından anlamaya çalıştım ve bayağı ağladım film boyuncA.

4. the revenant'ı izlediğimde oscar'ın leonardo di caprio'ya verilmesi gerektiğini düşünüyordum. nitekim aldığında sevinmiştim. hakkı olmadan aldı demeyeceğim ama, eğer bu filmi daha önce izleseydim oscar'ı eddie redmayne'in alması gerektiğini düşünürdüm. bence rol yapmamış, yaşamış, o kimliğe bürünmüş. zira öyle olmasa zaten izleyiciyi bu denli içine alamazdı.

gerçek hikayelere dayanan filmleri seviyorum. bu film de bu özelliğiyle bende izleme hissi uyandırdı. kaldı ki tarihte bilinen ilk trans kadından bahsediyoruz. hem de eşi tarafından desteklenmiş bir trans kadın.

----------spoiler----------

peki ya lili'nin ilk seferde kusursuz eyeliner çekebilmesi? (gizlinot: swh)

----------spoiler----------

5. aklımda en son "genç gerda'nın acıları" gibi bi cümle bırakmış filmdir.

6. Çok ilginç bir hayat hikayesine sahip tarihin ilk transseksüeli olan einar wegener’in diğer adıyla lili elbe’nin ve eşinin hayatını anlatan film. Filmi (gbkz: Her şeyin teorisi) filmini izleyip eddie redmayne’nin muhteşem oyunculuğunu izledikten sonra izlemek istedim. Bu filmde de muhteşem bir oyunculuk sergilediğinden şüphe yok. Bundan sonrası spoiler olabilir. Gelelim filme; lili elbe’nin hayatını ve filmi üniversitede bir dersimde araştırma konusu yapmıştım çünkü çok ilgimi çekmişti. Çünkü tarihin ilk transı olarak hem o tarihte cinsiyet değiştirmeye dair herhangi bir çalışma olmaması hem de tüm bunlara rağmen bu uğurda resmen intihar ettiği için. Einar ve eşi gerda ilk olarak gerda’nın portreleri için böyle bir şey yapıyorlar ve bu einar’ın aslında hoşuna gidiyor. Herkes portrelerdeki muhteşem güzellikteki lili’yi merak ediyor. Çok geçmeden gerda ve einar cinsel hayatlarını bile bu şekilde yaşıyorlar yani gerda ve lili olarak. filmde çok farklı bir şekilde yansıtıyor ama bazı kaynaklarda gerda’nın da bu durumdan hoşlandığı mevcut. Ayrıca söylenilene göre einar’ın dünyaya çift cinsiyetli olarak geldiği ve bunun için birçok ameliyat geçirdikten sonra en son olduğu ameliyat sonrası enfeksiyon kaparak öldüğü. Çocuk sahibi olmayı ve bir aile kurmayı herşeyden çok isteyen bir insanın bu uğurda ölmesi çok acı bir durum bana göre. 

Yıllarca bir bedende hapsolmuş lili’nin hikayesini izlemek istiyorsanız seve seve tavsiye edeceğim filmdir. 

Hikayesi ilginizi çekmese bile sadece Eddie redmayne’nin oyunculuğu için bile izlenebilecek bir film. 

7. dün izlediğim ve beğendiğim filmdir.

her insanın içinde ikinci bir kişilik vardır ve çoğu kez bu kişilikler dışarı çıkmaz. bu film de ana karakterin ikinci bir kişiliğini dışarı yansıtmasını ve sonrasında gelişen olayları anlatan başarılı bir film.

tarihteki ilk cinsiyet değiştirme ameliyatını yaptıran einar wegener, o zamandan sonra diğer insanlar için cesaret kaynağı olmuştur. cesareti bile bu filmi izlemeye yeterli.

sanırım bu filmi hatırlayınca bir yerlerde aklıma hep lili'nin gülümsemesi gelecek. film boyunca yüzündeki o huzurlu ve sıcak gülümsemesi...

oyuncular çok başarılıydı. performansı için eddie redmayne'ı tebrik etmek gerekiyor. tüm ruhuyla hissedip bu rolun hakkını fazlasıyla vermiş.

ve gerda! müthiş bi insanmış...

8. beni en çok etkileyen ve alicia vikanderi keşfetmemi sağlayan muhteşem bir film. mutlaka izleyin, ne zorluklarla istediği hayatı yaşamayı göze almış. bu arada aralarındaki aşkın şefkatei anne çocuk ilşkisine, en yakın arkadaşlığa dönüşmesi de çok duygusal.

9. baş karakterin içindeki diğer kişiliğinin ortaya çıkması ve kendisinin bunu keşfediş süreci çok kısa sürmüş,deyim yerindeyse pat! diye olmuştur.o kısımlar daha derinleştirilip zenginleştirilebilirdi.bu ayrıntı haricinde çok beğendiğim bir film.