yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer

    içerik listesi

    henüz içerik eklenmemiş.

    3.8
    girdi yaz
    medya ekle
    değerlendir
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (8)
    • oylar (6)
    • medya (1)

    1. şekerli, ağır, rezil bir koku. özellikle açılışında sinek ilacımsı acımsı yoğun bir koku aldım ve bayılacaktım az kalsın. leş. hacı yağı koklasaydım daha iyiydi. tamam şekerli parfüm sevmiyorum ama o neydi gız? öldürecek misin bizi?

    notaları da şöyle;

    Ravent Yaprağı, Portakal Çiçeği

    Tropik Sarmaşık (Tiger Liana)

    Bourbon Vanilyası ve odunsu nota Wolfwood

    zehirleyerek öldürmeye yeminli parfüm olarak tanımlıyorum.

    ilgili medya:
    1
    26 şubat 2018 15:30 26 şubat 2018 15:32

    2. bir yıl önce sephora alışverişimde tester olarak vermişlerdi. ben de kokusuna bakıp bu kadar ağır parfümleri kim kullanıyor diye düşünmüş ama denemek için birkaç fıs sıkmıştım. normalde çok hafif çiçek kokuları kullanırım ve şekerli kokular başımı ağrıtır. bugün elime geldi tek sıkmalık kalmış içinde bir fıs sıktım ve durdukça çok güzel bir kokuya dönüştü. öyle otuturken kendime ne güzel kokuyorum ya diyip duruyorum. ilk sıkıldığında gerçekten yoğun bir koku fakat şekerli demek doğru olur mu bilmiyorum. zaman geçtikçe nasıl ifade etsem sabun kokusu gibi temiz bir koku çıkıyor ortaya. parfümün oldukça yoğun ve kalıcı olduğu belli ve bence tek bir fıs yeter yoksa bunaltıcı oluyor. kokusunu çok beğenerek aldığım ama ilk sıktığım an hariç burnumu dayamadıkça hissedemediğim hafif parfümlerden sonra hoşuma gitti açıkçası.

    20 mart 2019 10:23

    5

    3. Bayılıyorum.

    Duty free de canım ülkemdeki muazzam alışveriş uygulamalarından daha pahaliydi.

    Thierry mugler in nerdeyse her parfümünü az çok beğenirim-erkek grubu dahil-. Bundan önceki favorim alien idi. Ama bu koku çok karakteristik. Sev ya da sevme, birinde duyarsan asla unutmazsin. Öyle bir koku.

    Esmer ten genel olarak beyazdan daha yağlı olduğu için anlasamayabilir çünkü ağır bir koku. Ama belli de olmaz tabii denemek lazım.

    Yalnız asla tende denenmeden alınmamalı. Öyle karton kağıtlara falan sıkarak denemeyin bunu. Yanıltır.

    Bana kalırsa şekerli bir koku değildir kendisi. Şeker demek amordur, lolitadir, angeldir, scandaldir, black opiumdur. Bu koku direk ciceksi kokunun tillahidir keza oryantal ciceksi parfümler grubunda yer alır.

    ✓Ağır kokulardan uzak durmak isteyen suslulere:

    Diğer ciceksi kokular için bunları deneyebilirsiniz;

    Calvin clein euphoria,

    Kenzo flower by kenzo L'elixir,

    Gucci bloom,

    Gucci bamboo,

    Gucci flora,

    Elizabeth arden white tea

    Marc Jacobs daisy,

    Marc Jacobs daisy dream

    ✓Buram buram vanilya;

    Christian Dior addict (pudralı vanilya),

    Lancome hypnose (alttan alta baskın bir vanilya geliyor)

    ✓Kahve, tarçın ve şeker;

    Yves Saint Lauren black opium

    ✓Baharat;

    Roberto cavalli just cavalli

    ✓Ciceksi geçen ama koku hafizamda sadece isimleri ile yer alanlar;

    Thierry mugler alien ve aura

    Tabii herkesin popisi kendine. Ben bunları severim, sen başkasını.. deneyip beğenmediğiniz ya da iğrenç dediğiniz olursa bana sövmeyin..

    Edit: lady million i unutmuştum!! Hafizamda kategorisi ile degil, kokusu ile yer edinmiş, benim için yine muhteşem olan parfümlerden biri..

    Düşündüm de, ben direk olarak kokan/kokusu olan her şeyi seviyorum herhalde..

    15 kasım 2019 01:43 1 aralık 2019 02:35


    4. mugler'in tahammül edemediğim tek parfümü. angel da, alien da, innocent de benim için çok şahane ve hepsi farklı yerlerde olan kokular. bunların deneme imkanı bulduğum farklı versiyonları, flankerları da, yine çok kaliteli gelmiştir bana hep. bu nedenle aura'yı ilk çıktığı dönemde büyük hevesle denedim. ama yok süslüler, benim açımdan oluru yok. eh işte bile diyemem, baya dümdüz tahammül edemiyorum bu kokuya. mugler asla ortalama bir iş çıkarmıyor. ya seviyorsunuz ya nefret ediyorsunuz ama duyarsız kalamıyorsunuz. angel buna en iyi örneklerden birisi. aura da bu açıdan bakarsak, bu kuralı bozmadı. keşke sevebilseydim ama, şişe tasarımı yine şahane.

    15 kasım 2019 15:15

    5. zeytin kokuyor, zeytinden nefret ederim, zeytini seven arkadaşım beğendi mesela, etrafımdaki herkes zeytin kokusu alıyor

    9 ocak 2021 15:54 9 ocak 2021 15:54

    1

    6. korkunç, dehşet...

    bu bir kabusun parfüm karşılığı olabilir ancak. her şeyiyle çok kötü. tester çubuğunun üzerine sıkarak denemeye kalkıştığım an kağıdı elimden atarak standtan uzaklaştım.

    yazılarımı az çok takip edenler parfümleri çok sevdiğimi, hatta tabu tanımadığımı, çoğu insana itici gelecek notaları takdir edebildiğimi bilir.

    o nasıl bir açılış, ben tenimde denemeyi bile başaramadım. n'apalım, açılışı yorumluyorum ben de:

    bu kokuyu yapan parfümörü sokakta görsem durdurup "ne düşünüyordun, anlat bana allah aşkına" diye sormak istiyorum.

    yeşil (x3), yapay (x10), çiğ (x5), keskin (x4), soğuk, metal ve çelik kavramlarını çağrıştıran, ve tüm bu yoğun kombinasyonla sonuç olarak süper itici bir koku.

    9 ocak 2021 19:39

    3

    7. mugler, designer dünyasında çizgisini çok sevdiğim ve yaptığı her işe büyük bir saygı ve hayranlık beslediğim çok farklı, marjinal bir isim. tasarımlarında yansıttığı, kendine has futuristik çizgiler, geometrik şekiller ve fantazi öğeler bence aynı nispette parfümevinin ürünlerine de yansıyor. ilk parfümü olan angel'ı 1992'de çıkarıyor ve bu, parfüm dünyasında büyük yankı uyandırarak 90'lı yılların parfüm dünyasına yön verirken, 2007'de fifi awards hall of fame ödülünü almaya hak kazanıyor. Akabinde yarattığı diğer parfümlerde de aynı sansasyonel etkiyi görebiliyoruz; farklı , özgün ve gourmand hava neredeyse her ürününde hakim.

    Mugler, kendi tasarımcı kimliği bağlamında da , parfümlerinde dönemin designer dünyasının genel kabullerine oldukça aykırı kalan "incir", "incir yaprağı" , "havyar" , "kakaolu fındık kreması" gibi notalara şans vererek belli bir algıyı kırmış , ortalıkta yaseminler, gardenyalar, portakal çiçekleri uçuşurken, olaya bambaşka bir pencereden bakarak farkını ortaya koyabilmiş , bunu yaparken de portföyünü gayet ulaşılabilir tutup (en azından Türkiye hariç bir çok ülkede) "mid-range" fiyatlarla kullanıcısıyla buluşturmayı başararak kendi sadık kitlesini oluşturmuş olmasından dolayı bile saygıyı hakeden bir kreatör.

    ***Parfüm yorumu buradan sonra başlıyor***

    Bu girizgahı biraz da aura'yı nasıl anlamamız / değerlendirmemiz gerektiği ile ilgili fikir oluşturması açısından yapma gereği duydum.

    Kimine göre sinek ilacı, kimine göre vicks vaporub, kimine göre zeytin ezmesi , kimine göre ezilmiş çimen/toprak, kimine göre ilaç, kimine göre ise şekerli sakız gibi kokan bir parfüm... ne kadar zor görünüyor değil mi? bir kere buradan genel beğeniye uygun olmadığı bilgisini çıkarabilir miyiz? hem de çok net çıkarırız....kör alış yapılabilecek, (șișe tasarımı mü-kem-Mel olsa da) pek tanımadığımız birine hediye olarak verilebilecek bir parfüm mü? kesinlikle değil. sıktığımızda iltifat yağmuru altında ıslanır mıyız? maalesef hayır. ayrıca benim fikrime göre unisex tarafta. öncelikle bunları söyleyeyim.

    açılışı benim bile zor benimseyebileceğim tarzda çok iddialı geliyor burnuma, tamamen tuzlu ve yağlı bir zeytin ezmesi diyebilirim. belki çok hafif mentolümsü bir hissiyattan da bahsedebilirim ama benim burnum bu açılışı nerdeyse tamamen "yapraklarıyla, ağacıyla bir ton zeytini devasa bir iş makinesi öğütmüş de, o topraksı,tuzlu,hafif acımsı-kirlimsi koku güneşli ama nispeten soğuk bir ilkbahar havasına karışmış" gibi algılıyor. Bu durum beni çok itmiyor, sabırla beklerim dediğimde de bu parfüm tenimde bir süre daha böyle lineer ilerleyerek 2-3 saatin sonunda yine aşırı tatlıya kaçmadan vanilyalı, odunsu ve amberli yanını gösterip o vermek istediği yeşil-gourmand imajı vererek yerleşip kalıyor.

    Bu parfüm, çok serin bir günde, karanlık/rutubetli ve yılanlı (evet yılan. bu parfümü bir hayvanla özdeşleştirseydim direkt yılan derdim, neden zihnimde böyle bir çağrışım yapıyor bilmiyorum) bir yağmur ormanında zeytin ezmesi yiyerek (?) dolaştırıyor bizi.

    Kısacası, biraz agresif/problemli/köşeli bir açılışla bizi bir güzel tokatlayıp , uzun lineer bir aradan sonra gizli kapılarını, dehlizlerini açmaya başlayarak odunsu/topraksı/yeşil/tuzlu/ormansı/vanilyalı karakterini ortaya koyan, niş ayarında bir designer parfüm Aura edp. Her ne kadar genel kabule uygunluk ve satış grafiği açısından alien ve angel rangelerinin çok gerisinde kalsa da ben içime sindirebiliyorum, beğeniyorum. yeni bir şişe daha almam ama muhtemelen...

    genel bir puanlama yapacak olursam;

    koku : 5/10

    kalıcılık : 9/10

    yayılım : 8/10

    uygun yaş aralığı : 0-90 (gizlinot: swh)

    uygun mevsim : içine sindirebilen için dört mevsim

    uygun ortam : kendine güvenen için her ortam

    f/p : 8/10

    24 mart 2021 12:54 16 nisan 2021 21:03


    4

    8. ben çok sevdim bu parfümü. daha önce alien flora futura kullanmıştım, bir süre sonra tamamen onu anımsattı bana. ilk sıktığımda naneli diş macunu kokusu aldım, ilginç bir koku çünkü bir süre sonra nane kokusu tamamen gidiyor ve çiçekli fresh ve şişesi gibi yeşili hatırlatan bir kokuya dönüşüyor. blind buy yapılacak bir parfüm değil, denemeden almamak lazım diğer süslülerin de dediği gibi. 

    29 kasım 2021 15:48