7.
mugler, designer dünyasında çizgisini çok sevdiğim ve yaptığı her işe büyük bir saygı ve hayranlık beslediğim çok farklı, marjinal bir isim. tasarımlarında yansıttığı, kendine has futuristik çizgiler, geometrik şekiller ve fantazi öğeler bence aynı nispette parfümevinin ürünlerine de yansıyor. ilk parfümü olan angel'ı 1992'de çıkarıyor ve bu, parfüm dünyasında büyük yankı uyandırarak 90'lı yılların parfüm dünyasına yön verirken, 2007'de fifi awards hall of fame ödülünü almaya hak kazanıyor. Akabinde yarattığı diğer parfümlerde de aynı sansasyonel etkiyi görebiliyoruz; farklı , özgün ve gourmand hava neredeyse her ürününde hakim.
Mugler, kendi tasarımcı kimliği bağlamında da , parfümlerinde dönemin designer dünyasının genel kabullerine oldukça aykırı kalan "incir", "incir yaprağı" , "havyar" , "kakaolu fındık kreması" gibi notalara şans vererek belli bir algıyı kırmış , ortalıkta yaseminler, gardenyalar, portakal çiçekleri uçuşurken, olaya bambaşka bir pencereden bakarak farkını ortaya koyabilmiş , bunu yaparken de portföyünü gayet ulaşılabilir tutup (en azından Türkiye hariç bir çok ülkede) "mid-range" fiyatlarla kullanıcısıyla buluşturmayı başararak kendi sadık kitlesini oluşturmuş olmasından dolayı bile saygıyı hakeden bir kreatör.
***Parfüm yorumu buradan sonra başlıyor***
Bu girizgahı biraz da aura'yı nasıl anlamamız / değerlendirmemiz gerektiği ile ilgili fikir oluşturması açısından yapma gereği duydum.
Kimine göre sinek ilacı, kimine göre vicks vaporub, kimine göre zeytin ezmesi , kimine göre ezilmiş çimen/toprak, kimine göre ilaç, kimine göre ise şekerli sakız gibi kokan bir parfüm... ne kadar zor görünüyor değil mi? bir kere buradan genel beğeniye uygun olmadığı bilgisini çıkarabilir miyiz? hem de çok net çıkarırız....kör alış yapılabilecek, (șișe tasarımı mü-kem-Mel olsa da) pek tanımadığımız birine hediye olarak verilebilecek bir parfüm mü? kesinlikle değil. sıktığımızda iltifat yağmuru altında ıslanır mıyız? maalesef hayır. ayrıca benim fikrime göre unisex tarafta. öncelikle bunları söyleyeyim.
açılışı benim bile zor benimseyebileceğim tarzda çok iddialı geliyor burnuma, tamamen tuzlu ve yağlı bir zeytin ezmesi diyebilirim. belki çok hafif mentolümsü bir hissiyattan da bahsedebilirim ama benim burnum bu açılışı nerdeyse tamamen "yapraklarıyla, ağacıyla bir ton zeytini devasa bir iş makinesi öğütmüş de, o topraksı,tuzlu,hafif acımsı-kirlimsi koku güneşli ama nispeten soğuk bir ilkbahar havasına karışmış" gibi algılıyor. Bu durum beni çok itmiyor, sabırla beklerim dediğimde de bu parfüm tenimde bir süre daha böyle lineer ilerleyerek 2-3 saatin sonunda yine aşırı tatlıya kaçmadan vanilyalı, odunsu ve amberli yanını gösterip o vermek istediği yeşil-gourmand imajı vererek yerleşip kalıyor.
Bu parfüm, çok serin bir günde, karanlık/rutubetli ve yılanlı (evet yılan. bu parfümü bir hayvanla özdeşleştirseydim direkt yılan derdim, neden zihnimde böyle bir çağrışım yapıyor bilmiyorum) bir yağmur ormanında zeytin ezmesi yiyerek (?) dolaştırıyor bizi.
Kısacası, biraz agresif/problemli/köşeli bir açılışla bizi bir güzel tokatlayıp , uzun lineer bir aradan sonra gizli kapılarını, dehlizlerini açmaya başlayarak odunsu/topraksı/yeşil/tuzlu/ormansı/vanilyalı karakterini ortaya koyan, niş ayarında bir designer parfüm Aura edp. Her ne kadar genel kabule uygunluk ve satış grafiği açısından alien ve angel rangelerinin çok gerisinde kalsa da ben içime sindirebiliyorum, beğeniyorum. yeni bir şişe daha almam ama muhtemelen...
genel bir puanlama yapacak olursam;
koku : 5/10
kalıcılık : 9/10
yayılım : 8/10
uygun yaş aralığı : 0-90 (gizlinot: swh)
uygun mevsim : içine sindirebilen için dört mevsim
uygun ortam : kendine güvenen için her ortam
f/p : 8/10
24 mart 2021 12:54
16 nisan 2021 21:03