8.
Ihım şimdi ben bu mülteci meselesi konusunda çok değişken düşüncelere sahibim. Daha önce de bu konu hakkında bir yorum yapmadım. Başlığın saçmalığını ya da başlıktaki olayın saçmalığını nedenleriyle açıklamış zaten süslüler.
Şahsen ben de dini, dili, ırkı fark etmeksizin herhangi bir insanın saçma ideolojiler, savaşlar, siyasetler, planlar, amaçlar doğrultusunda adı asker olsun olmasın, ölmesini kabullenemiyorum. Doğru da bulmuyorum. Aşırı derecede hümanizm kasıp "ay savaşlar olmasın :(" muhabbetine girmeyeceğim çünkü keşke olmasa ama elimizde mi ? Değil. Dünyayı yöneten daha büyük güçler var: mesela para.
Dünyada para adı verilen belirli bir değer taşıyan kağıt parçaları olduğu sürece savaşlar asla durmayacak. Topla, tüfekle, silahla, insanla olmayacak belki ama teknolojiyle, psikolojiyle, zihniyetle devam edecek bu. Malesef biz ne kadar savaş olmasın desek de bu hiçbir zaman gerçekleşmeyecek.
Gelelim asıl meseleye. Başlarda bu suriyeli mültecilerin kabulüne çok da kötü bakmadım. Belirli kamplarda ülkelerindeki savaşlar bitene kadar insaniyet namına -ki hepimiz aynı durumda olabilirdik- sağlık, eğitim ve sosyal hizmetler vermemiz bence sıkıntı yaratmıyordu. Ta ki işin bokunu çıkarana kadar.
Önce avrupayı tehtit edip atara gelebilmek, her an salarım milleti kozunu kullanabilmek için ülkenin batısından doğusuna kadar dağıttılar bu insanları.
Dağıttılar, peşini de sürmediler ama. Bu insanlar napıyor nasıl geçiniyor kimsenin umrunda olmadı. Dilenen çocuklardan tutun adım başı kapkaç olaylarına kadar türlü boklara battık. Şehirlerde suç oranları tavan yaptı. Bu insanlar biz savaştan kaçtık, nasıl hayatımızı sürdüreceğiz diye düşünmeden düzine düzine çocuk yaptı. Tecavüz olaylarından, bilinçsizliğe varan çeşitli sebepleri vardı bunun. Doğan çocukların yine aynı sefalete doğmasının yanında eğitimsiz, kültürsüz potansiyel suçlular yarattılar çünkü bu insanların hayatının götürdüğü yer bu.
Bunların dışında devletin kendi vatandaşına yapmadığı hizmetler konuldu önlerine. Yardımlar, kurslar bilmem neler derken bizden çok ülkenin vatandaşı oldular.
Hadi bunları da geçtim, ülkelerinde savaş en alevli zamanlarını yaşarken bizim mükemmel dış siyasetimiz sağolsun kendi askerlerimiz onların ülkesini kurtarmaya adadı kendilerini. Adamların zerre umrunda değil. Çünkü neden olsun ?
Ayrıca şundan da eminim eğer aynı şeyler bizim ülkemizde olsaydı ortadoğu bok çukuru ülkelerinden bir tanesi bile mülteci kabul etmezdi. Değil milyon, bir tane bile kabul etmezdi. Bakınız en yakın örneği kurtuluş savaşı zamanı. Bizim insanımız topyekün savaşa girip varını yoğunu ortaya koyarak yeniden bir ülke inşa etmişken, adamlar yardıra yardıra savaştan kaçıp avrupaya sığınma hayalleri kurdular. Milliyetçilik damarlarının bizden daha ince olmasını garipsemiyorum ama toprak dediğin şey devlete değil, halka aittir. Hadi kendi toprakları için savaşmadılar, buna da tamam, bu vicdani bir reddir. gittikleri yerlerin kültürüne uyum sağlayacaklarına, kendi kültürlerini empoze etmeye çalışıp ülkelerin ağzına etmeye çalışmak dümdüz bencilliktir.
Çok sevgili Hükümetimiz adını sanını neci olduğunu bilmediği milyonlarca insanı doldurdu içeri. Her gün başka bir bomba haberiyle uyanıyoruz. Yüzlerce insanımız ölüyor. Şimdi siz bu insanlara çıkıp benim ülkemin askeri ol derseniz götüyle gülerler. Adam zaten savaştan kaçıp gelmiş sen dalga mı geçiyorsun bu adamla ? Her türlü ihtiyaçları karşılanıyor, benim köpek gibi çalışıp girdiğim üniversiteye kafasına göre de girebiliyor, sokaklarımda gezip insanlarımı da taciz edebiliyor. E bu adam canına mı susadı ? Niye savaşın ortasına atsın kendisini ? Asıl mesele zaten onların savaşmaması değil, asıl mesele bizim kel alaka suriyede ne bok yemeye olduğumuz. Birileri ona buna rest çekecek diye bizim neden askerlerimizi bize ait olmayan, her şeye burnumuzu soktuğumuz bir savaşta kaybettiğimiz asıl mesele.
Çok konuştum, kısacası, ben artık hümanist kalamıyorum. Başlarda empati duygusu besliyordum ama Belki bizim devletin izlediği bok gibi iç ve dış siyaset, belki bizim tahammül sınırlarımızın aşılması, belki suriyeli "kardeşlerime" gösterilen özenin kendi vatandaşıma gösterilmemesi beni bu hale getirdi.
İşin kötüsü böylesine çarpık şekilde üreyen bir nüfusun bundan 10 yıl sonra çıkıp bu ülkeden toprak talep etmeyeceğini ya da çeşitli suç çeteleri kurup ülkeyi saçma sapan bir yere dönüştürmeyeceğine garanti veremiyoruz. Umarım bu yaptığımız iyilikler bir tarafımızda patlamaz.
Bu siyasi düzenle Hiç umudum yok ama...