3.
40 yıl önce ABD, küresel boyutta uyuşturucu ile mücadele başlattı. Bu mücadele ile ilgili çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. ABD de yoğun tutuklama(ırkçılık sebebi ile Çoğunlukla siyahlar-ırkçılık yüzünden bu kişiler bu sektöre katılıyor hem parası hem de beyazı zehirle-), Meksika, Kolombiya vb ülkelerde ve Asya da politik karışıklıklar, çeteleşme ve bu suçtan hüküm yiyen veya gözaltına alınan kişilere yönelik insan hakları ihlali( ki 1944 insan hakları Beyannamesine imza atan bu ülkelerdir)
Tüm bunların sonucu, büyük uyuşturucu kartelleri ve bunlara bağlı mafyalar ve bu mafyalara bağlı çeteler ve bu çeteler bağlı sokak satıcıları oluştu. Hem de bunlar ile mücadele ederken. Ne kadar ironik. Ne kadar ciddi bir paradoks.
Bu mücadele de temel strateji, uyuşturucu yoksa sorun da yok. Sanki her şey kontrol altına alınabilir gibi. Bu sebeple, uyuşturucu yapımında kullanılan tüm etkin maddelerin üretimi kontrol altına alınmaya çalışıldı. Satıcılar yakalandı, cezalar arttırıldı. Onbinlerce kişi tutuklandı.
Kapitalizmin temel dengesi ise unutuldu. Eğer talep düşmeden arz düşerse fiyat yükselir, fiyat yükselir ise talep düşer. Talep düşer ise fiyat düşer, üretim artar. Üretim artar ise talep yükselir ve denge kurulur. Ama bu esnek olan mallar için geçerli. Bir başka imada esneklik düşük ise onun tüketimi fiyattan etkilenmez. Bu yüzden üretimin azalması fiyatları yükseltir ancak tüketimi düşürmez. Esneklik sıfırdır. Ne olursa olsun o mal tüketilecektir.
Fiyat yükselir ise daha çok kar bırakır, ve üretimi düşen ürünler için yerine başka maddeler üretimi başlar. 100 sene önce eroin, kokain gibi maddeler bilir iken bugün sayılamayacak kadar uyuşturucu madde bulunuyor. Bu maddelerin tüketicilere ulaştırılması için daha fazla dağıtıcı daha fazla pazar ve daha fazla yasaklama gerekecek.
Bu tür yeni maddelere en iyi örnek, metamfematin'dir. Hikayeyi hepimiz biliyoruz(Breaking Bad/Walter White). Bu metamfematin için gerekli olan ana maddeler ABD hükümeti tarafından kontrol altına alındı. Bu durumda büyük üreticiler iflas etti. Karşılık olarak küçük üreticiler ortaya çıktı, mantar gibi. Daha fazla etken madde kontrol altına alındı. Bu sefer de fiyat artışı Meksika uyuşturucu kartellerinin olaya karışmasına neden oldu. Daha organize, Daha kaliteli ve yakalanmadan bir sevkiyat ve dağıttım ile izlenen mücadele politikası boşa çıktı.
Fiyatı artıyor ama talep düşmüyor. Kar artırıyor ama üretim ve arz değişmiyor. Karın yüksek oluşu daha fazla çeteyi buraya çekiyor, uyuşturucu ile birlikte anılan suçların oranı yapılan mücadele yüzünden artmaya başlıyor. Çünkü karteller, mahkemeye başvurmaz. Sorunlarını kendi tarzları ile çözer.
Bu yöntem yanlıştı, ve hala uygulanıyor. Peki başka yollarla bu uyuşturucu ile mücadele edip başarı kazanan yok mu? Var. Bu yüzyılda medeniyet deyince akla gelen ilk ülke, İsviçre.
1980'lerde ağır bir toplumsal uyuşturucu, eroin krizi ve şiddetli bir sağlık sistemi sorunu yaşadılar. Hıv salgını arttı, uyuşturucu kaynaklı fuhuş ve şiddet yaygınlaştı. Sokak çeteleri ortaya çıktı.
Peki ne yaptılar, Uyuşturucu ile mücadele merkezleri açtılar. Bağımlılara ücretsiz yüksek kalite uyuşturucu verdiler, iğne şırınga, belli odalar tahsis ettiler. Bu süreçte onlara eroin vb bırakılarak tedavi olmaları sağlandı. Eroin kaynaklı ölümler %50 düştü, bağımlıların %70'i tedavi görüyor. Uyuşturucu kaynaklı suçlarda büyük bir düşüş yaşandı.
Bu mücadele uyuşturucu bağımlısı olan kişilerin kurtulması için. Yani sonrasında ortaya çıkacak sorunları çözmeyi planlıyor. Maddeyi kontrol altına almanın işe yaramazlığı da görüldü.
Bu durumda en iyi mücadele, eğitim ve uyuşturucunun zararlarını insanlara anlatmak, çocukları bu maddelere kolayca ulaşmasının önüne geçmek, Sokak satıcılarını durdurmak, devlette bu satıcılardan rüşvet gibi yollarla göz yummssına buna izin veren kapitalist sistemi engellemek.
insanların tercihi deyip onlara karışılmamasına katılmıyorum. Çünkü sonuç sadece onları değin tüm toplumu ilgilendiriyor.
Amatem gibi ülkemizde bulunan uyuşturucu ile mücadele merkezlerinin sayısını artırmak lazım.
Bu kadar yazdım, eroin için kötü bir kaç şey yazayım da uyarı olsun.
eroin = morfin + 2 asetil grubu artısı sayesinde beyin kan bariyerini saf morfine göre daha hızlı geçer, sonra morfine dönüşüp, beyindeki µ-opioid reseptörlerine bağlanır. beynin acı, zevk, haz, mutluluk vs. düzenleme amacıyla kullandığı maddelere (endorfin)çok benzer bir maddedir. onların reseptörlerine bağlanıverir. bunun sonucunda dopamin salınımı artar. böylece doğal olmayan bir şekilde euphoric, kaygı-ağrı giderici, orgazmik etkiler hasıl olur.
kullandıkça µ-opioid reseptörlerinin sayısı azalır. ayrıca vücut bu opiate bolluğunda doğal dopamin üretimini azaltır.
sonuçta uçmak için daha fazla eroine ihtiyaç duyulur.
eroin kullanımı arttıkça reseptörler daha da körelir, vücut doğal dopamin üretimini kalmaz ve mutlu olmak için bu maddeye ihtiyaç duyulur.
bir noktadan sonra sadece "normal" hissetmek için maddeye ihtiyaç duyulmaya başlanır.
Ve insanda ar namus onur haysiyet bırakmaz. Çoğu zengin olmayan eroin kullanıcısı fuhuşa bulaşır çünkü haftada misal 50 liralık yeterken zamanla 200 sonra 500 sonra 1000 sonra günlük 500 lira gibi tutarlara çıkartılır eroin. Bu parayı verip almaz isen ölecek gibi olursun, yediğin bişeye benzemez zaten istersen de yiyemezsin. Susuzluk yüzünden cildin mahvolur ki zaten olmuştur çoktan. Bu para sana lazım ve bu gözler gördü ki fuhuş oldukça normal hale geliyor, En kolay para kazanma yolu.
Zengin isen para sorun olmaz, Ama bu seferde dozdan dolayı öleceksin. Diğer türlü de kriz yüzünden.
Geçmiş olsun.
13 mart 2019 00:35
13 mart 2019 00:36