365.
cildi kimyasala boğmak kesinlikle korkunç bir şey de ondan. bizde sivilce genetik ergenliğimin başından beri çıkardı hiçbir şeyle geçiremezdik. sürmediğim dermokozmetik ürünü kalmamıştı. lisede bir ara her gün nemlendirici güneş kremi sürüp aşırı kocaman daha önce çıkmayan yanakta iz bırakan sivilceler çıkmaya başladı. sivilce hapı gibi vücut için çok zararlı olan ilaçları kullanmak yerine direndim bekledim suratıma sürdüğüm her şeyi kestim biraz azaldı ama bitmedi. sonra üniversitede hala çıkıyor hala çıkıyor hyelüronik asitli micellar su ile cildimi temizleyip ardından yıkayıp yatmaya başladım bu cildime öyle iyi geldi ki zannettim ki sivilcelerim bitti. bıraktıktan bir kaç ay sonra aynı şekilde sivilcelerim yeniden geldi ve micellar suya geri dönünce gene azalarak bitti.
şuan hala cildim sivilceye meyilli ama ben artık tanıyorum. nemlendirici dahi kullanmıyorum güneşe çıkacaksam güneş kremi sürüyorum mümkümse şemsiye kullanıyorum. yüzüme serum bile sürsem bir kaç dakika sonra yıkıyorum ve gözeneklerimi tıkamasına izin vermiyorum. şuan cildim hiçbir zaman olmadığı kadar parlak ve sağlıklı. benim genetiğim sivilceye meyilli olmasına rağmen kimyasaldan arınarak ve o kadar üzerine düşmeyerek cildimi toparladım bununla da gurur duyuyorum.
bu arada ek olarak ellerimi yıkamadan yüzüme asla değmeme kuralının da faydası olduğunu düşünüyorum, elime kolonya bile sürsem dışarda asla yüzüme değmiyorum, güneş kremi olarak da yağlı ciltler için sivilce yapmayan türden goodal güneş kremi kullanıyorum.
364.
annem kendimi bildiğimden beri nemlendirici dışında bir şey sürmez yüzüne temizleme ürünleri de dahil ve ne gözenek, ne akne, ne renk eşitsizliği hiçbir sorunu yok. 45'ten sonra güneş lekeleri başladı sadece. tamamen genetik.
363.
kuzenim asla cilt bakımı yapmaz, sağlıkle beslenmez sigara içer fakat cildi hayatımda gördüğüm en iyi cilt..
362.
insanı içkiye sigaraya, orhan ve ferdi baba dinlemeye başlatacak durum...
361.
uzun zamandır yüzümü olabildiğince az kimyasala maruz bırakıyorum, çünkü makyaj ve cilt bakım piyasasının olayı zaten sürekliliği sağlamak adına cilde bir takım etkilerde bulunmak. fondöten kullanmayanın cildi ile sürekli fondötene maruz bırakılan cilt aynı değil mesela. aynısı cilt bakım ürünleri için de geçerli. düzenli bakım yapıldığında cilt acayip kusuyor aynı zamanda cildin sebum dengesi de çok bozuluyor. bana göre cildin tek ihtiyacı olan iyi bir yağ bazlı temizleyici ve kil maskesi, bir de opsiyonel olarak tonik niyetine gül suyu. gerisi fazla kimyasala giriyor zannımca. bu şekilde bir rutinim olduğundan beri cildim inanılmaz düzeldi. marka vermeyeceğim fakat hepimizin bildiği daha geçen 75 tl'ye düşen markanın toniği inanılmaz derecede kapalı komedon oluşturmuştu bende. her şeyin doğalı en iyisi. bir de kendimize iyilik olarak belki musluğa su filtresi alabiliriz yüzümü kireçten uzak tutmak için.
360.
bu konuda şu şöyledir bu böyledir diyebilecek kadar bilgi sahibi değilim, ancak alerjik egzama atakları yaşadığım için yüz temizleyici, makyaj ve hatta bazen güneş koruyucu dahil çoğu kimyasalı yüzümden uzak tuttuğum son bir yılda kendi deneyimimden yola çıkarak diyebilirim ki; bence başlıktaki pürüzsüz cilde sahip olmalarının ardındaki temel sebep daha az kimyasala maruz kalmaları olabilir.
cildimize bu kadar çok şey sürmeye ihtiyacımız var mıdır gerçekten? ama bir yandan da doğal ortamlarda yaşamıyoruz, doğal beslenmiyoruz, kirliliğe maruz kalıyoruz vesaire derken o kimyasallara bir ölçüde ihtiyacımız da var... bilemiyorum.
yine de ben artık binbir serum krem tonik temizleyici nemlendirici koruyucu şucu bucu içeren kalabalık rutinlerimi de, o üründen bu ürüne sürekli değişiklik yapmayı da geride bıraktım. yüzüme mümkün olan en sade içerikli kremleri kullanıyorum, hele ki parfümlü şeyler sürmüyorum artık yüzüme asla. egzama için özel üretilmiş la roche posay kremleri filan yaktı kavurdu mesela, öte yandan yüzüme sürmek konusunda eskiden öcü gibi baktığım sade vazelin, hassas cildime sürünce yakmayan ve nemi tutmayı başaran tek ürün olduğu için (dermatologun da önerisiyle) birkaç hafta ıslak ve temiz cilde denediğimde, egzamadan kuruyup kırış kırış olmuş cildimi toparlayıp bebek gibi yaptı, hem de sivilcesiz komedonsuz! vazelin tabii benim kadar kurumamış ciltlerde ters tepip gözenek tıkayabilir dostlar, tavsiye gibi almayın siz yine de. fakat slugging furyasının safsata olmadığını kendimce teyit etmiş bulundum, onu da belirteyim.
velhasıl, kullandığım ürün sayısını son derece sadeleştirdiğim bu dönemde cildim -hala egzama atakları yaşamama ve hassas olmasına rağmen- son yıllardaki en aknesiz, en komedonsuz ve alerjiden kızarmadığı zamanlarda da en parlak dönemlerinde diyebilirim. tabii bunda egzama nedeniyle normalden daha sık soyulup yenilenmesi ve hassas olduğu için benim eskiden yaptığım gibi ikide bir yüzümü ellemekten ve komedon avına çıkmaktan kaçınmam da etkili olmuştur. ama kimyasal maruziyetini azaltmanın da faydasını gördüğümü düşünüyorum kendimce.
359.
bol su içmek, sağlıklı beslenmek, hormonal rahatsızlığı bulunmamaktan dolayıdır.
357.
bunun üç sebebi var: genetik, beslenme, yaşam biçimi
356.
Cilt konusunda iyi olup olmadiginiz 35 yasinizdan sonra ortaya cikiyor. Genetik faktorler ve beslenme sekli hep vurgulanmis ama bence diger onemli faktor stres.
Bir onceki entry Afrikalilara sasirmis. Onlarin derisi gercekten beyazlardan cok farkli ve cogunun cildi duzgun. Bir de stres yok, Afrika kitasindan arkadaslarim oldu hepsi pozitif ve tatli insanlardi. Stres, hirs ve kendini kiyaslayarak haset eden bir toplum oldugumuz icin sorunumuz buyuk. Bu da cilde yansiyor.
355.
bunun sırrı nedir bilmiyorum. gerçekten bilmiyorum.
geçen gün tiktok'ta bir kanala denk geldim. adam nijerya'daki ailelerin yaşamlarını videoya alıp yorumcularından gelen yardımlarla insanların yıllık kiralarını falan ödüyor. makoko'da bir ailenin evini gösterdi. ev bir oda ve ön veranda(!)dan oluşuyor. banyoyu verandanın köşesinde perdeli bir alanda yapıyorlar. evin içi tek oda ve kadın 4 çocuğuyla yaşıyor. evin döşeme tahtaları, alttaki su seviyesinden 1 metre bile yukarıda değil. tahtaların arasında el kadar boşluklar var ve sürekli suya bir şeyler düşüyor (çocukların düşmemesi bile bir şans). kadın balık kurutarak ve bunları satarak kazanç sağlıyor. böyle bir hayat yaşarken, kafasını koyduğu yer bulanık ve kim bilir ne suyu olduğu bilinmeyen bir sudan 50-60 cm yüksekteyken kadının bir cildi var.... yani bizim bünyeye rahat mı batıyor anlamıyorum. beslenmemiz kötü desen, havamız kötü desen bu ablanınki de çok iyi sayılmaz hani. gerçekten anlayamıyorum.
23 eylül 2023 12:23
23 eylül 2023 12:25
354.
beslenme alışkanlığı ve genetiktir boşuna cilt bakımı kötülemeyelim
353.
kan değerleriniz toksik değil ve düzgünse zaten cildiniz güzel olur.
352.
bir üstteki girdiye katılıyorum. genetik olarak şanslı olmadığınız sürece birçok ürünü denemeniz ve kendinize uygun bir rutin oluşturmanız gerekiyor. cildimi ne kadar iyi temizlersem ve öyle tutarsam cildimden de o kadar iyi geri dönüş alıyorum. sabah-akşam mutlaka yüz yıkama jeli, çift aşamalı temizlik yapıyorum. he buna rağmen cildimin kötü(bana göre) olduğu dönemler olabiliyor. buna en iyi en yüksek fiyatlı(sadece yüksek fiyatlı ürünler iyi değildir tabi) ürünleri kullanmanız fayda edemeyebiliyor.
351.
Genetik arkadaşlar genetik. Çoğu zaman yüzümü saf suyla yıkarım. Nadiren yüz temizleme jeli kullaniyorum. Cilt florasını bozup pürüzsüz bir cilt beklemek ilginç. Cilt bakımı yaptırıyorum, yüzüme nemlendirici hariç bir şey sürmüyorum. Senede 3 kere fondöten sürüyorum en fazla. Bunlara da biraz dikkat etmek lazım tabii.
350.
Tamam bir sürü bakım vs yapmiyorum. Haftada veya iki haftada bir kil maskesi+güneş kremi+nemlendirici. Makyaj yapan biri de değilim. En fazla göz makyajı. Yağlı yiyecekler, abur cubur da tüketmem. Ama cildim iyi değil.
Genetik bence tamamen. Gözenekler çok açık, daha düne kadar sivilce lekeleri vardı. Siyah Nokta aynı şekilde.
Genler iyiyse 1-0 öndesiniz...
349.
bence bu gerçekten istisnai bi durum ve tamamen genetik ve beslenme şekli ile alakalı.
348.
tamamen kumar bence, kimi insan yüzüne su çarpmak dışında bir şey yapmaz ama cildi iyidir, kimi cildini anca 10 aşamalı bakımlarla adam eder...
çok uğraşmadan iyi bir cilde sahip olmak %90 iyi bir genetiğe bakıyor, gerisi yaşam tarzı. yedi sülalesi pembe yanaklı pürüzsüz suratlı insanlar da "cilt bakımı falan hep yalan yav bunlar hep amariganın oyunları" moduna girmese keşke :c
28 aralık 2020 18:15
28 aralık 2020 18:16
347.
Sağlıklı besleniyorlardır.. Düzenli egzersiz, spor yapıyorlardır.. Genetiğinin yanında bu etkenleri de göz önünde bulundurmak gerekiyor diye düşünüyorum.