çin

1. doğu asya'da bulunan bir uzakdoğu ülkesidir. tam ve resmi adı "çin halk cumhuriyeti"dir. dünya'da en çok nüfusa sahip ülkedir aynı zamanda. bu nüfus yoğunluğunu azaltmak için çok uzun yıllar uygulanan tek çocuk politikasından bir süre önce vazgeçilmiştir.

bu tanım kısmından sonra, çin'le ilgili değinmek istediğim ve çin denilince benim ilk aklıma gelen şeylerden birisi, hayvanlara karşı her açıdan çok zalim olmalarıdır. bir kere neredeyse her hayvan türünü yiyebilmektedirler. yeme noktasında ayrıca, ilgili hayvanların uzuvlarıyla ilgili de ayrım gözetmezler. mesela benim şahsen bir çin seyahatinde şahit olduğum, haşlanmış veya kızartılmış tavuk ayaklarını çerez niyetine yemeleriydi. bir de çin'de et yemek bir statü sembolü olduğu için, farkedilmese bile her türlü yemeğin içinde et ve/veya et türevi bir şeylerin bulunması olasıdır. o yüzden et tüketmeyen ben, bahsettiğim bu seyahatimde; marketlerde hazır satılan noodle, patates kızartması ve tek bir vejetaryen lokantadaki yiyecekler dışında hiçbir şey yiyememiştim.

bu yemeyle ilgili mevzu dışında bir de hayvanlar üzerinde yapılan kozmetik deneyler kısmı vardır. neredeyse tüm dünya hayvan deneylerinden uzaklaşırken ve hatta bu deneyleri yasaklarken, çin inatla ve anlamsız bir şekilde zorunlu tutmaktadır. bu yüzden, nice (gbkz: cruelty free) olan ama gözünü para hırsı bürüdüğü için çin pazarını kaçırmak istemeyen marka (bkz: mac ), (bkz: estee lauder ), (bkz: oriflame) bu özelliğini yitirmiştir. çin sanki isteyerek ve bilerek hayvanlara işkence etmektedir bu tutumuyla.

hayvanlara karşı zalim tutumunu değiştirmedikten sonra çin benim için her zaman bu özelliğiyle hatırlanacak bir ülke olarak kalacaktır. her ne kadar seyahat açısından görülmesi gereken ve insana keyif veren bir yer olsa da.

2. kozmetikte hayvanlar üzerinde deney yapmasının yanısıra "yulin" adı altında, köpeklere işkence ederek öldürdükten sonra yedikleri bir festivale sahip insanların ülkesi. "dur" demek isterseniz aşağıdaki linkten imza atabilirsiniz.

https://www.change.org/p/president-of-the-people-s-republic-of-china-stop-the-yulin-dog-meat-eating-festival

3. nerede çokluk, orada *okluk sözünün bir örneği olan ülkedir. herkesin çok sevimli bulduğu o çekik gözler, bugün dünya üzerinde yapmadığı katliamı bırakmamıştır. bu ülke yeryüzünden tamamen yok olsa eminim ki doğa düzene girecek, hem hayvanlar hem de diğer insanlar kurtuluşa erecektir.

4. hiç gidip görmediğim ilgimi de cezbetmeyen ama dünyanın her yerinde büyük gruplar halinde vatandaşlarıyla karşılaşabileceğiniz dünyanın en kalabalık ülkesi. Amerikan ve ingiliz üniversitelerinin geçim kaynağıdır ayrıca. özellikle yüksek lisans ve doktora programlarını bunlar doldurur(gizlinot: arkadaşımın bütün sınıfı çinliydi) ingilizceleri çok kötüdür telafuzları ise ondan daha kötü. dudak oynatmadan sadece çene hareketiyle konuşurlar bir de en basit şeylere bile aşırı tepkilerle şaşırırlar ağız bir karış haa diye(gizlinot: swh) buldukları her şeyi affetmez yerler bu ülkenin vatandaşları. sonra gelip lahanayı salatada çiğ olarak yiyorsun diye sana uzaylı muamelesi yaparlar(gizlinot: swh)(gizlinot: salatalığı bile kızarttıp yiyorsun diye bişey dedik mi biz?) çinli badilerimle yemek muhabbeti üzerine yaşadığım bir anıyı da burda dillendirmek isterim.

bir gün grup projesi için okul kütüphanesinde toplanmışız birbirimize laf anlatmakla ben de kendimi içten içe kesmekle meşgulüm. bunlardan biri çalıştığımız odadaki bilgisayarın ekranını açtı kazara ve ekran resminde bir tipleme ağzında böcekimsi bir canlıyla belirdi. çinli kızlardan aww diye bir tepki geldi. bense içimde kalan o 1 gr pozitif düşünceyi hala öldürmemişim ki "vay be demek bunların da tiksindiği bir şey varmış" diye düşünerek nolduğunu sordum ve aldığım cevap "çok acıktım :(" oldu. işte o gün o 1 gr'da öldü içimde.

5. Binbir türlü iskenceyle, acı cektirerek köpekleri öldürüp yiyorlar adına da festival diyorlar. Bazı görsellerine rastladım. İçim acıdı. Tek bir şey diyorum köpekleri bağlayıp savunmasız bırakıp bu işkenceleri yapanlar kendileri de bu acıları çeksinler. Böyle festival olmaz olsun.

6. başıma bir iş gelmeyecekse (link: http://www.suslusozluk.net/n/141966/ şu) yorumuma rağmen beğendiğim ve bir gün gitmek istediğim ülkedir. pis havasına rağmen güzel doğası, enfes yemekleri, köklü kültürleri, bu kültürlerine bağlılıkları ve de en önemlisi dejenere olmamalarıyla ilgimi çekmişlerdir.

gelen nefret söylemlerini doğru bulmamakla birlikte her savaşın bir katliam olduğunu hatırlatır ve daha önce savaşa girmiş her ülke gibi bu ülkenin de karalanmasına karşı olduğumu belirtmek isterim. ya da karalanacaksa topu birden karalansın madem öyle çünkü masum değiliz hiç birimiz.

konumuza dönersek, ülkemizde hayvanlara eziyet eden insanlar az da olsa ceza alırken hayvanları işkence ile öldüren bu insanlar hükümetin bu olayı festival adı altında meşrulaştırması sebebiyle normal karşılanıyor. benim tepkim buna, çin halkına değil.

köpek yemek ise tartışılan bir şey. psikolojik açıdan değerlendirecek olursak biz köpek ve kedilerle aramızda duygusal bir bağ, bir dostluk kuruyoruz. bu da onları yeme fikrinin bizi irite etmesine neden oluyor. emin olun bir dana ile aynı ilişkiyi kursanız bir daha dana yemezdiniz. yani ancak köpeklerle bu şekilde ilişki kurmayan bir toplum onları yiyebilir. ben yemelerine karşı değilim, bu da onların kültürü. yeter ki işkence etmesinler.

bu insanları kendinizce haklı sebeplerden ötürü linç etmeden önce kullandığınız hemen hemen her ürünün çin'de üretildiğini unutmayın. eğer biraz araştırırsanız ya da anne-babanıza sorarsanız günümüzde göklere çıkarılan japon mallarının 70'li yıllarda gördüğü muamelenin şu anda çin mallarına yapılan muameleyle aynı olduğunu görürsünüz ve bu ülkenin ekonomisi deli gibi gelişmekte. çin olmasa muhtemelen bu siteyi görüntülediğiniz akıllı telefonlar, fotoğraf makinalarınız, o çok sevdiğiniz bluz ve hatta fırçalarınızı sipariş ettiğiniz aliexpress olmayacaktı. eğer bir ırk protesto edilecekse de hakkıyla edilmeli diye düşünüyorum.

bu yazdıklarım tükürdüğümü yalamak kesinlikle değil. bir ırk hakkında "olmasalar keşke", "keşke hepsi ölse" tarzında yapılan yorumları kınıyorum.

7. ne biccim ülkeyse burada da ortalığı birbirine kattı. abv çin.

8. otantikliğini az da olsa halen koruyorken gidip görülmesi gereken ülkedir. özellikle çin seddi, terracota askerleri, yasak şehir ve bazı antik su şehirleri görülmeye değer yerlerdir.

tanım kısmından sonra gelelim değinmek istediğim bir noktaya. (link: http://www.suslusozluk.net/n/141960/ şu) girdimde de kısaca bahsettiğim gibi, Çinliler hayvanlar konusundaki her noktada çok acımasız, evet. Onları yiyorlar, deney hayvanı olarak kullanıyorlar, kötü muamele ediyorlar.. belki de yüzyıllardır sürdürdükleri fakat nedense şu sıralar bir anda herkesin dikkatini çeken köpekleri yedikleri festival de bunun bir örneği. Fakat bana ve muhtemelen her mantıklı düşünen, neden-sonuç ilişkisi kuran, objektif, vicdan sahibi ve etik insana göre ; kuzu, dana, inek, koyun gibi hayvanları yemenin de köpekleri yemekten hiç bir farkı yok. ama az işkenceyle öldürerek yemişsin, ama çok işkenceyle öldürerek yemişsin. ama bunu bir festival ortamında yapmışsın, ama gözden uzak kanlı mezbahalarda. Sonuçta aynı merkezi sinir sistemi, aynı acı-korku-dehşet hissi, aynı kendini ifade edememe, aynı çığlıklar, aynı kısacık hayat ve aynı nedensiz ölüm. Hayvanlar arasında bu açıdan fark olduğunu düşünen ve kabaca "yenir/yenmez", "işkence görebilir/göremez" şeklinde ayrım yapanlar çok üzgünüm ama türcüdür ve hatta ırkçıdır.

başlığı anlatması gereken konu nereden nereye geldi. fakat bir canlı türüne yapılan işkenceyi tüm benliğiyle kınayıp, diğerlerine yapılanı görmezden gelme durumuna karşı içimde tutamayacağım cümlelerdi bunlar.

9. aklıma çin denince nedense günlüğü 1 dolara çalışmak geliyor. acayip bi ülke çook kalabalık bir nüfusa sahip olmalarına, kullandığımız ürünlerin neredeyse tamamını üretmesine rağmen oldukça içe kapalı bir ülke gibi geliyor. ayrıca dolar rezervlerini de tıka basa dolduracak kadar da çakallar.

köpek yedikleri festival neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor. böylesine bir işkence akıl alacak gibi değil.

ama uzak doğulular sadece çinliler değil, yıllardır köpek yiyor zaten bu bugün olmadı. 90'lar türk televizyonları efsaneydi sanırım sadettin teksoy tarzı bir programda farenin nasıl pişirildiğini izlemiştim, evet tüylerinin de soyuma evresi dahil! onun da geçtiği yer uzak doğuda bir ülkeydi tabi o sıralar la bebe olduğumdan hatırlamıyorum neresiydi.

tabi bu festivale çıkarılan sesin 10'da biri keşke ispanya'daki boğa güreşleri için de çıksa, hayvan genelevleri ve pornoları için de çıksa.

10. 19 Kasım 1967 Cumhuriyet gazetesi haberine göre çinliler'de yemek olabiliyormuş

(link: http://www.suslusozluk.net/g/%C3%A7in/8034 endonezyalı yamyamlar çinlileri yemeye başladı)

tarihi,ciddi bir girdi yazacaktım ama ortam baya gerilmiş bari gülün biraz.

(ha bu haberin gülünecek nesi var? diye de sorabilirsiniz tabii ama

"çinliler köpek yiyor" tepkisini görünce aklıma hemen bu haber gelmişti. zaten nasıl bir akılsa bu)