1.
okuduğunu anlamayan beyin hücrelerinin nerede olduğunu merak ettiğim bazı ekşi sözlük yazarlarının "ne var bunlarda cinsellik isteniyor o yaşta.erkeklerde porno izliyor kızlar bu kitapları okuyunca mı kötü oluyor cinsiyetçiler sizi" gibi bir cümleyle anlamsız bulduğu kampanya
tecavüzden bahsediliyor burada cinsellikten değil. eskiden insanların televizyonda izledikleri şeylerden okudukları romanlardan bu kadar kötü etkilenebileceklerini bilmiyordum. ama bölümüm sağolsun artık çok iyi biliyorum. dizilerde bile genç kızlara nasıl örnek olundukları farkında. evet senaryo serbest olmalı gerçekleri de göstermeli ama her yapım mı aynı olur her kız mı aynı olur. o kadar çok aşılamak istedikleri şey var ki
stockholm sendromu bahanesiyle ne aşklar yaşattılar. kitaplarda da var bu. ama nasıl bir fantazi hiç anlamam bildiğiniz sapıklık bu. kötü çocuğa aşık olmayı (tatlı serseri karakterler olur ya ) hadi anlarım da kendini teslim etmek ne? tecavüzcüye aşık olmak kanka olmak ne yahu ne ? 3.sayfalar çeşitli trajedilerle,skandallarla dolu zaten.
daha bedenini ruhunu tanımıyor.cinselliği bilmiyor. insanları tanımıyor. kendini koruyamıyor ve bu kitapları mı okuyor bu çocuklar ne kadar zararlı.
eroitzm içeren kitaplar evet çok satılıyor. belli yaşı geçmiş insanlar okur beğenir/beğenmez uygular/uygulamaz beni ilgilendirmiyor kimi de o içeriği sever asla yargılamıyorum. ama belli yaştan küçükler engellenmeli.
2.
2.girdi olacak ama görsellere sonradan ulaştığım okuduğum için ayrı bir yorum yazmak istediğim kampanya
ciddi ciddi tecavüzü normalleştirmiş o yorumu yazan kızlar. "yapmamış ki kalkışmış" diyorlar birde ya.. kendilerine kalkışılsa hoşnut mu olacaklar? sırf yakışıklı diye? resmen böyle düşünmeye başlamış olabilirler.
en nefret ettiğim kalıplar kullanılmış. "bekaretini almak,teslim olmak,av-avcı, ona ait olmak" bu kalıpları severek kullanıyorlar.
bu kızların geleceğini tahmin etmek çok zor değil. saçma sapan insanlarla ilişkiye girip kendilerine hem ruhsal hem fiziksel acı çektirecekler. belki evlenecekler belki çocuk sahibi olacaklar o kişilerden ve dayak yediklerinde "ama hakettim" "ama seviyor" diyecekler kızlarını da öyle yetiştirecekler. eee sadece erkek çocuklarını kötü yetiştirmek yetmez değil mi onları kabul edecek kız çocukları da lazım (!)
bu kitaplardan birini yazan kız ise internetten başka kızları kandırmış yine ve "ben şeytanım diyorum neden güvendiniz?" diyerek açıklama yapmış. yaşta değil başta bazı kötü şeyler.
midem bulanarak okudum çoğu şeyi. bu merak değil bu cinsellik değil bu büyüme sancısı değil. düpedüz ruh hastalığı ve sapıklık.
bizim çocukluğumuzda barbie ve ken öpüştürülürdü. simste woohoo yaptırılırdı. şimdikiler işkence çekmek istiyor .
3.
çocuk istismarı deyince nedense akla somut birtakım veriler gelmiyor pek.çocuk istismarı mı yok canım daha da neler deyip çocuğa isteği dışında dokunmak, erken yaşta evlendirilmesine küçük gelin vakası deyip göz yummak, okullarda müdür odalarında zorla müdüre masaj yapmak durumunda bırakılmasına seyirci kalmak, kuzeni tarafından sözlü olarak taciz edildiğinde ortada bir şey yok ki sadece şakalaşma gibisinden açıklamalarla geçiştirmek, yetmeyip bir de adına kitap denen çirkin şekillerde yer verilmesini tabii ki istemiyoruz.
cinselliği kirli, ayıp, günah diyerek tabu haline getirip, daha sonra yanlış ve iğrenç düşüncelerle genç beyinleri kitap okuma adı altında zehirlemeye elbette sonuna kadar hayır. Bilgi açlığı, üstüne bir de doğru kaynaklar yerine bu tip uygulamalarla buldukları ilk yerden bilgi edinip, meraklarını gidermek isteyen genç nesli bunlara mecbur bırakmak bir türlü verilemeyen cinsel eğitimin yokluğuna getiyor konuyu yine. çocukları bu tip olaylardan korumanın tek yolu onları eğitip, meraklarını yaşlarıyla orantılı olarak gidermek. yoksa (yazar: karmacilt)e katılıyorum burada bile cinsellik konusunda ciddi bir eksiklikle birlikte, aynı zamanda çok büyük de bir bilgi kirliliği var ki bunu çok net olarak görüyoruz. bilinçli bir şekilde verilen cinsel eğitimle ancak çocuk, genç ve ileriki yaşamlarında bireyler kendilerini koruyabilir çünkü. yasakla, korkuyla, üstü örtülerek değil.denetim konusu da belli zihniyetlerin tamamen bu gibi konuları yok saymasıyla ilgili bana kalırsa. Yok sayarsan, görmezden gelirsen durum ortada.
4.
dizüstü edebiyat denilen boktan oluşum ortalığa çıktığından beri edebiyat ayağa düştü. ben olayı biraz da şöyle görüyorum her şey edebiyatın içinde yer alabilir elbette ama sen onu sanata mı dönüştürüyorsun onun propagandasını mı yapıyorsun mesele o. kimse bir köy romanında bir çocuğun evlendirilmesini yadırgamaz çünkü bu hayatın içinde bulunan onlarca iğrenç şeyden biridir ve biz romanı o çocuk için içimiz ezilerek okuruz ve bu konuda bilinçlenir daha duyarlı tepkiler geliştiririz ama romanda size küçük çocukların ne kadar seksi olduğu anlatılıyor ve detaylı bir biçimde ilişki tasvir ediliyorsa bu özendirmedir, teşviktir. hah işte bunu basmayı yayınevi reddetmeli, hadi basıldı okuyucu bunu okumayı reddedip yayınevine bunun editörü kim diye sormalıdır. bu nazilik değil edebiyat kadar benim neredeyse kutsal bulduğum, insan aklının ürettiği en büyük değerlerden birine okuyucu olarak sahip çıkmaktır.
burada ahlak bekçiliği yapmıyorum ama tecavüz, dayak, çocuk evlendirmek, hayvana şiddet gibi konuların bu da onun düşüncesi ama gibi bir savunması olamaz. bunlar normal ve ifade özgürlüğü adı altında bulunamaz zira direkt olarak bir başkasına zarar verme amacı güdüyor.
ben aileleri de çok suçluyorum toplum olarak kitap okuma alışkanlığımız çok az aman çocuk okuyor işte diye okuduğu şeyleri takip etmiyoruz yanlış yapıyoruz. ben 15 yaşındaki kardeşimin okuduğu mizah kitaplarını, çizgi romanları bile o okumadan önce okuyorum eğer uygun değilse kitap birden ortadan kayboluyor çünkü yasaklarsam daha çok merak edeceğini biliyorum ona uygun başka kitap buluyorum hemen. bunu ilkokuldan itibaren her ebeveyn/abla/abi/teyze/amca yapmalı bence.
bir de bu kitapları okuyan çocuklar yaşar kemal gibi efsane bir yazarla onun hayatta olduğu zamanlarda aynı ülkede bulunmanın değerini bilemiyor. biz bırakın dünyayı kendi edebiyatımızı dahi çocuklarımıza aktaramıyoruz. sabahattin ali'yi instagram yıldızı yapıp, cemal süreya'yı twitter fenomeni sanıyorlar. sonra bu çocuklar okudukları çöpten farksız kitaplarla kendilerine geek diyorlar, kitap kurdu diyorlar peki kazanç, kültür, gelişim? işte o sıfır. bu durumda yetişkinlerin de suçu büyük.