a series of unfortunate events

1. Allahına köle dediğim dizi.

Ne zaman başladın zalım neden haber vermedin?

Talihsiz serüvenler dizisi'ni okumuş birisi olarak çok mutlu oldum. Çünkü film 3 kitabın karışımıydı olaylar tam olarak yansıtılamadı. Doğal olarak atlanan çok yer oldu. Filmdeki gibi hiçbir olay bir anda yaşanmadı. Sadece önemli olaylara yer verip bitirdiler.

Çocuk/genç serisi olarak geçse de içindeki gizem detayları gayet yetişkinlere de uygun.

Ayrıca yazarı kesinlikle çok zeki bir adam karakterlerin adlarını edebiyattan seçip kullanmış.

Birde bu seri bizim için çok farklı. Ben okudum bitirdim benden bir sonraki kuzenime verdim. O da okudu bitirdi şimdi kendinden bir sonrakine veriyor.

2. tam olarak talihsiz serüvenler dizisi. çok sürükleyici. hem mecazen hem gerçek anlamda. (gizlinot: izleyenler anladı) (gizlinot: swh) bildiğiniz hem izletiyor, hem de izletirken yerde sürüklüyor sizi. benim bir yerden sonra "yeter ulan yeter!" dediğim oldu. ancak genel olarak gayet güzel bir dizi olmuş. neil patrick harris'in performansı da çok iyi üstelik.

3. Kızlaaar başlık açıp hatırlattınız bana hepinizden Allah razı olsun.Tanım:2007de başrollerinde jim carrey meryl streep gibi oyuncular bulunan bir filmi de çekilmiş olan kitap serisinin dizi uyarlaması -spoiler-sanırım 3 bölümü çıkmış dizinin 3ünü de bir solukta izledim.Yeni kont olaf biraz daha geveze geldi ilk bölümde ama alışınca sevdim neil patrick harris yeteneğini konuşturmuş.Ayrıca shameless ın sheilasını yine evhamlı bir rolde görmek gülümsetti ve sevdim açıkçası kitaplarını okumadım ama filmde hakim Strauss karakteri daha ciddi bir kadındı.Cast seçimi teknikleri mekanları oyunculukları gayet başarılı olmuş bence.Filmde lemony snicketi jude law canlandırmış ama ben sonrasında oyuncu isimlerine bakınca görmüştüm oldukça pasifti filmde rolü dizide bir yerlerden çıkıp bişeyleri anlatması falan filmde anlayamadığım havada kalan bazı yerleri açıklığa kavuşturmuş.Son olarak jeneriğine bayıldım dizinin sanırım jenerikteki şarkıyı da neil patrick harris söylüyor.-spoiler-

4. su an 6 bolumunu izledigim muhtesem netflix dizisi.

cekimler, ironiler, kinayeler cok basarili. hele ki setlerin kurulusu, o renkler muazzam. izlerken resmen mest olduk.

bebek sunny, sanirim dunyanin en tatli bebegi olsa gerek. ne kadar sevimli, mazlum, guler yuzlu, mutlu bir bebek.

Violet'i ayrica tebrik ediyorum butun sezon sunny bebegi kucaginda tasidi - her ne kadar bazi yerlerinde maket olsa da.

Ayrica Neil Patrick Harris bu roluyle bir Golden Globe ya da Emmy kazanamazsa seneye cok uzlurum.. performansi super ki bunu zaten biliyorduk..

5. Yeni sezonu sonunda başlamış dizidir. O kadar farklı bir evreni var ki izlerken gerçeklikten 1 saatliğine uzaklaşıyorsunuz ve bu öyle güzel bir his ki. Kitaplarını okuma fırsatım hiç olmadı ama dizi adeta bir romanı okuyormuşuz gibi ilerliyor ve bu da harika bir şey. Başka bir harika nokta da Neil patrick harris, bence müzikalde çok yetenekli. (link: https://youtu.be/czqhyVGdYiE Burda da görüldüğü gibi ) Ve jim carrey'e göre kont olaf'ı daha iyi canlandırdığını düşünüyorum. Bunun yanında çocuk oyuncu seçimleri de harika olan dizidir. Kısaca herşeyi ile harika bir dizi, dizi değil de başka bir dünya sanki.

Her gün 1 saatliğine bu dünyadan uzaklaşmak isteyenler için birebir.

6. epik bir jenerik müziği olan netflix dizisi ve lemony snicket'ın (gizlinot: daniel handler) 13 kitaptan oluşan çocuk edebiyatı serisi. çocukluğumun göz bebeğidir. aslında yetişkinlere daha uygundur zira oldukça hüzünlü ve kasvetli bir hikayedir. yazar daniel handler serideki karakter isimlerinde pek çok edebiyatçıya gönderme yapmıştır:

baudelaire kardeşler adlarını fransız şair charles baudelaire'den,

bay poe ünlü amerikan gotik şair edgar allan poe'dan,

6. kitap karakterlerinden esme squalor ise j.d. salinger'ın "for esme with love and squalor" adlı öyküsünden almıştır.

7. Türkçesi “talihsiz serüvenler dizisi” olan ve aynı ada sahip kitap serisinin dizileşmiş hali. 

—spoiler—

Benim bu diziye başlama hikayem oldukça ilginç. Ben bir diziye başlayacaksam bunu hislerimle seçiyorum, yani dizinin konusunu okuduğum an içimde bir istek oluşmuyorsa o dizinin imdb’si 10 bile olsa izleyemiyorum djlsks Ama bu dizinin konusunu okudum ve hemen ilk bölümünü açtım. Açar açmaz Neil Patrick Harrisciğimin sesini duydum. Şarkı çok güzel geldi bana belki de söyleyenden ötürü .d  İlk bölümü bende olumlu bir izlenim bıraktığı için izlemeye devam ettim. Müzikal bir kısım vardı ilk bölümde, gözlerimden kalpler fışkırıyordu .d Her iki bölüm=Bir kitap şeklinde ilerlemişler. Konu olarak ailesini kaybeden(?) üç kardeşin başından geçen maceraları ele alıyor. Kitabını okumadım o yüzden dizinin kitapla alakadar olup olmadığını bilemiyorum. 

Dizide en çok hoşuma giden şeyler şunlar oldu: Müziği, Kont Olaf’ın her karaktere bürünebilmesi, sonunda hep ölüm olmasına rağmen ters psikoloji tekniğiyle kendini izletebilmesi. 

Başrol kızımız Violet hakkında bir şey okuduktan sonra seriyi daha çok sevdim: Kitapta kızımızın fiziksel özelliklerine derinlemesine değinilmemiş çünkü fiziği ile değil zekasıyla ve başarılarıyla hayran bırakan bir kadın olmasını istemiş yazarımız. (Violet, düştükleri zor durumdan saçlarını bir iple bağlayıp icat yaparak kurtulur.) Bir de soyadları veya karakterlerin bazılarının adları şair ve yazarlardan geliyormuş. Dizinin atmosferini de beğendim. 

—spoiler—

8. Kitaplarını hala okuyorum hala bitirmedim öncelikle bunu belirteyim. Okumaya başladıktan sonra daha 2-3. Kitaptan bunların filmi yok mudur acaba dedim. Sonra yapılan filmin pek de beğenilmediğini gördüm. Tamamını bitirip izlerim deyip geçtim. Daha geçenlerde dizisi olduğunu fark edip ilk bölümünü izledim. Ama asla oyunculara bakmamıştım. Sonra friends açayım birkaç bölüm izleyeyim tekrar derken aniden hımym izleyesim geldi ki ben normalde 5-6 bölüm kadar izletip bırakmıştım. Açtım ilk bölümü bile bitiremeden tekrar dikkatim dağıldı sonra bir anda şimşek çaktı barney ve kont olaf aynı kişi.(gizlinot: Swh) Bilinçaltım benden hızlı davranmış kısaca. Bugun de ikinci ve üçüncü bölümlerini izledim. Bu kadar güzel bir şey çıkacağını düşünmüyordum dürüst olmak gerekirse. Kitabı okuyormuş gibi hissettim birebir aynı olmasa da cidden keyif aldım. Aynı yerlerde yetişkinlerin saflığına salaklığına kızdım. Dizinin benim için kitaptan tek farkı sunny hakkındaki görüşlerim. O nasıl güzel bebektir inanamıyorum. Evet biraz fazla çizgi film gibi ama bakışları o havuçları tutuşu filan dayanamayıp ısırasım geldi. İnşallah başladığı gibi güzel bitmiştir de hayal kırıklığı olmaz benim için. 3. Sezonda final yapmış kitaplar bitince bitireceğiz demişler o yüzden kitaplarla paralel devam etmeyi düşünüyorum şimdilik. Tamamen bitirirsem ya da fikirlerim değişirse burayı güncellerim.

Spoiler olabilir emin değilim !

Ek olarak ilk bölümün başında gördüğümüz kont olaf'ın dövmesi benim hayal ettiğim gibi değildi onu sevmedim.

Spoiler olabilecek kısım sonu!

Jenerik mükemmel olmuş ilk duyduğumda biraz garipsedim gibi ama şimdi tüm gün kafamın içinde çalıyor.

9. Netflix’te 2 sezonun tamamını izleyipte hala intro’sunu atlamadığım tek dizi. Dizinin ana temasıyla daha uyumlu bir jenerik olamazdı. Talihsiz olaylar birbiri ardına sıralanırken ‘’Aklı başında birinin sana diyeceği tek şey, değiştir kanalı’’

Mucit Violet, doğru tasvirlerle zeki Klaus ve mükemmel ısırma kabiliyetiyle küçük Sunny, kendini beğenmiş, zeki villian’ımız Kont Olaf’ın planlarını alt etmek, reşit olana kadar servetlerini korumak ve ebeveynlerinin ölümüyle ilgili sır perdesini aralamak zorundadır...

10. Yıllaaaar yıllar önce filmini izleyip, daha sonra pc oyununu bitirip, ardından kitaplarını okuyup, şimdi de dizisini izlediğim sürükleyici seri.