1. "tekrar çal sam" repliği ile (ki aslı "o şarkıyı çal sam"dir) bilinen casablanca'yı klasik yapan sadece 2. dünya savaşı gibi birçok kişiyi etkileyen bir olayı işlemesi değil, savaş arka planında yaşanan bir aşk ilişkisinin karşılaştığı zorluk ve imkansızlıkları anlatmasıdır.
allied filmi de yine fas'ta başlayan bir ikinci dünya savaşı hikayesi sunuyor bize. ama bırakın casablanca olmayı, ortalama bir film bile olmayı başaramıyor. çünkü botoksun dibine vurmuş brad pitt mimik yapamıyor. iki başrol oyuncusunun tutkulu aşk hikayesini işleyen filmde, pitt'in cotillard'a bakışından öpüşüne kadar hiç bir noktada tutku-aşk göremiyoruz. hatta bırakın aşkı meşki, pitt'in sinirlenip ortalığı birbirne kattığı sahnede adamda tek bir ifade göremiyoruz. sabah trafikte ben onun sergileyemediği ifadenin alasını sergiliyorum desem abartı olmaz.
sanırım yönetmen ve yapımcı filmin son halini izledikten sonra filmdeki bu boşluğu fark edip iki oyuncu arasında dedikodu çıkaralım da tutsun bari demiş. aksi takdirde angie bu filmi izleyip adama haksızlık ettim demeli. mr. ve mrs. smith filmindeki halleri ortada!
kısaca konuyu basit tutalım, klasik bir tarihi film olsun denmiş. ama oyunculuk da patlayınca, konu da inandırıcılıktan uzak olunca vasatın altı bir film çıkmış ortaya.