1.
2013 eylülünde çıkmış. pek beğenmediğim Kristen Stewart parfümün yüzü.
Olivier Polge ve Jean-Christophe Hérault tarafından yaratılmış. Vetiver, amber, Caladium yaprağı notası (sentetik bir nota) ve özel olarak üretilen bir gül, karanfil ve nane karışımına sahip.
gelelim benim öyküme;
dün altuğ parfümeri'de keşfe çıkmışken reklamlarından hatırladığım o rengarek şişeyi rafta görünce 'aa bu o, bakayım nasılmış' diyerek bileğime aldım. amann ne güzel bir koku... ne güzel çiçekler... yeşil... bahar... parlayan güneş... 'off' dedim, hakikaten güzel bişi bu.
bu noktada o kadar liraya kıyabilsem alıp çantama koyar mutlu mesut salınırdım ortalarda, ama burnumu bileğime yapıştırıp, kalbimi yanında bırakıp ağır adımlarla uzaklaştım. eşimin de burnuna ikide bir dayayıp beğendiği yorumunu çıkarttım.(!)
o vitrin, bu vitrin, ekmek aldık mı yoğurt aldık mı derken.. benim bileğime yapışan burnum "aa ben bu kokuyu tanıyorum" demeye başladı. 'bişeye benziyor, hımmfff neye benziyor' derken ck beauty ve (gbkz: versace vanitas parfüm) benzediğini farkettim. eve gelince karşılaştırarak da kokunun izini bulmuş oldum.
evet florabotanica açılışı farklı, orta notları benzer ama alt notada saatler sonra üzerinizde kaldığı şekliyle -daha çok- CK beauty -bi parça- vanitas.
ha alınmaz mı.. alınır, bunlar bittikten sonra.
yine de güzeldi yaa. (gizlinot: (: )
2.
En kısa tanımıyla hayatımın parfümüdür bu benim. kendimi mutlu hissediyorum bunu kullandığım günler.
şimdi bir de rosabotanica'sı çıkmış. o da gayet güzel ama favorimi değiştiremez.
3.
çok çok sevdiğim parfümüm. ben de oldukça kalıcı, hatta fazlasıyla. gerçekten farklı bir koku ve tam bir bahar-yaz kokusu çünkü çok fresh. fakat biraz maskülen bir havası var bu nedenle çok kadınsı ve ağır kokular sevenler hoşlanmayabilir.
4.
parfümleri tanımlamak konusunda çok zayıfım baştan belirteyim. benim için en önemli kriter başka parfümleri hatırlatmaması, migrenimi tetiklememesi ve kalıcı olacağım diye bütün ofisi hasta etmemesi. önce sadece şişesine kanıp kokladım, sonra bayıldım. kendimi koklaya koklaya uyuyorum akşamları. yaz için ağır, kış için fazla baskın, baharlık bi koku.
15 eylül 2014 21:07
6 mart 2016 20:47
5.
Parfüm konusunda aç gözlü değilim, genelde bir kokuyu beğenince yıllarca onu kullanırım. Bu dönem de çiçek ve özellikle gül kokularına olan merakım sağolsun kenzo flower in the air'le birlikte alınacak parfümler listemde ve kenzo'nun önünde, aslında bunu alırsam kenzo'yu hiç almasam da olur. Roses et reines'la birlikte hayatımın sonuna kadar kullanabilirim gibi geliyor.
Bak aklıma düştü yine ya, of.
6.
bana göre ilk açılış fresh olsa da, tende salınımı çok da fresh olmayan, yoğun ve aşamalı bir çiçek parfümü. ve bence çok tazelemeye de gelmez. kompleks bir parfüm.
7.
bana her sıktığımda banyodan çıkıp yeni yıkanmış pijamalarla yeni yıkanmış nevresimlerde uyumayı çağrıştıran, tertemiz kokulu parfümüm. çok da kalıcıdır.
8.
Çiçeksi, uçuş uçuş hissettiren beni heyecanlandıran bir kokudur kendisi. Sağolsun direktörüm sayesinde tanımış ve hayran olmuşumdur. En güzel tarafı ise gün içerisinde hissetmeme ama saçımı savurduğumda yada hafif bir rüzgar esmesinde yada dolabımı açtığımda beni karşılamasıdır. Süründüğünde yok gibidir seni sıkmaz ama aslında hep seninledir. Kimseye tavsiye etmem çünkü kokumu başkalarıyla paylaşmayı sevmem...
9.
ilk sıktığımda temiz ve transparan bir parfüm gibi geldi. açılışı öyle güzel ki, transaparan diyebilirim, boğmayan, ferah değil ama sanki belli belirsiz gibi. nasıl desem bir parfüm ve beyaz çiçekler ama burnu yormuyor aksine daha da koklamak istiyor insan.
taa ki karanfil kendini göstrene kadar. karanfil normalde de pek sevmediğim bir baharat. bu parfümde karanfil kendini belli ettiği anda o transparan halini kaybedip katlanılmaz bir hale geldi.
açılış tam istediğim gibi iken karanfil ile tam bir ''no-no'' oldu, keşke karanfil olmasaydı :/
10.
Yoğun olmasa daha güzel olabilirdi. Tamam çiçeksi de hafif hafif dokunmuyor o çiçekler. Çok keskin geldi bana o yüzden tarzım değil. Botanik kismini abrtmislar bence :))