1. kendimce ilerlemeye gayret gösterdiğim bir konu. bedenime karşı bakış açımı değiştirmek beni olumlu anlamda geliştirdi. Aynadaki yansımamı kötücül gözle eleştirmek çok kolay. Bir çırpıda onlarca "kusur" sayabilirim size. Burnum irice, göz kapaklarım düşük, cildim gözenekli ve kızarık, saçlarım ince telli, kollarım pürüzlü bacaklarım batıklarla dolu göğüslerim sarkık ve vücudumda çok fazla çatlak var. Gıdılıyım ve dişlerim de güzel değil.. daha bir sürü sayarım. nitekim hep saydımda kendi içimden yıllarca. aynada tek fark ettiklerim bu kusurlardı. Sonunda benedime hakettiği değeri vermek için bir adım attım ve bu sefer " ne kadar da güzel" dediğim şeyleri görmeye başladım. Gözlerimin rengini seviyordum, cildimin tonunu seviyordum, ellerimin yumuşak olmasını, bacaklarımın uzun olmasını, parmaklarımın uzun, dudaklarımın renkli olmasını, saçlarımın parlak olmasını belimin ince olmasını ve nicelerini bunca yıllık bedenimde yeni yeni görüyordum. Daha sonrası benedimin dış görüntüsüne çok fazla anlam yüklediğimi düşündüm. Artık kısa kollu resimlerimde kollarımdaki pürüzler ya da bacaklarımdaki batıklar benim için hiçbir şey ifade etmiyor ve kontrol amaçlı çektirdiğim örneğin bir akciğer filminin tertemiz çıkması ise paha biçilemez. Ve bu bedenden başka bedenim yok, ben demek bu beden demek. Bu beden var oldukça ben var olacağım. Her insanın evladını sevdiği gibi istisnasız ve sebepsiz sevmeli insan bedenini.
Bir de eskiden özsevgiyi direkt egoistlik gibi algılıyormuşum. Ne kadar da yazık. Oysa artık yeni bir elbise aldığımda çok yakıştı bana diyebiliyorum. Bir ruj aldığımda " bana zaten bu renk çok yakışıyor " diyorum. Saçlarım ne kadar parlak, ne kadar güzel kokuyorum, ne kadar zindeyim diyebiliyorum. Deliha filminde karakter makyaj yapıp " çoook güzel oldumm beee ! " diyor ya, işte bunu her beden hakediyor.