1.
Aldous Huxley’in 26. yüzyıl londra’sını anlattığı ütopik roman. Eser kara mizah olarak adlandırılan sosyal ve ütopik hicivler taşıyan çağına ve insanlığa yapılmış ağır bir eleştiridir.
Romanın ismi, Shakespeare’in Fırtına isimli eserinden, perde V, sahne I’deki Miranda’nın konuşmasından alınmış, kitapta da bundan bahsediliyor.
1984’e benzeyen yönleri olduğu gibi farklı yönleri de var. 1984’ü severek okuyanlar bunu da sevecektir diye düşünüyorum.
2.
insanları korkutacak kadar çok benzerliklerle yaşanan bir hayat portreleyen kitap. distopik edebiyatın şahıdır ayrıca.
spoiler
insanların genleri ile oynanması ve bu genlere göre sınıflandırılması (alfalar, betalar falan) direkt olarak gerçekleşmese de insanların beslenme biçimleri, yaşadıkları ortamlardaki radyasyon düzeyleri ve diğer tüm dış etkiler insanların gelecekte farklı evrimleşmesine sebebiyet verecek bir şey. bu konu ile alakalı morgan freeman' lı bir belgesel vardır(gizlinot: through the wormhole), uzun uzun anlatır, insanların ve özellikle ırkların iq düzeylerinin nasıl değiştirildiği ve bunun gelecekte ne gibi sonuçları olacağına dair.
spoiler
3.
Kendi distopyasını yaratan bir ütopya cesur yeni dünya.
''Dünya şu anda istikrara kavuşmuş durumda. İnsanlar mutlu; istediklerini alıyorlar ve ulaşamayacakları şeyleri asla istemiyorlar. Refahları yerinde; emniyetteler; hiç hastalanmıyorlar; ölümden korkmuyorlar; ihtiras ve ihtiyarlıktan habersiz ve bundan da çok memnunlar; veba gibi bir illet olan anne ve babaları yok;güçlü duygular hissedecekleri eşleri, çocukları ve sevgilileri yok; şartlandırmaları uyarınca davranmaları gerektiği gibi davranmak zorundalar."