yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (1)
    • medya (0)

    1. Orhan pamuk' un 22 yaşında başlayıp 26' sında bitirdiği ilk romanı. Meşrutiyet zamanından 1970' lere kadar uzanan ışıkçı ailesinin 3 kuşağını -günlük hayat içinde sıradan(refik-ömer-muhittin üçlüsü hariç) yaşamlarını anlatıyor.

    Orhan pamuk' a önyargılı yaklaşıp bu zamana kadar hiç kitabını okumamıştım. Tüm önyargılarımı bir kenara bırakıp biraz da korkuyla sayfaları çevirirken( kitapları yarıda bırakmaktan nefret ederim) bir anda ışıkçı ailesini izlemeye kapıldım. Kimisi romandan sıkılmış(tuhaf). Bense kitabı çok sevdim. Eğer karakter analizleri, günlük yaşamdan kareler ya da varoluşu sorgulayan kitaplardan hoşlanıyorsanız kesinlikle tavsiye ederim.

    Önemli not: kitabı bitirmeden ekşide yazılanlara sakın bakmayın. Birden fazla entryde spoiler yedim.

    ------Bundan sonrası spoiler----

    -

    -

    -

    -

    Cevdet bey' in önce işimden para kazanmalı sonra iyi bir aileden bir kızla evlenmeli, hayat bunu gerektirir düşüncesinin -en azından cevdet bey ölmeden- tepetaklak olmasını bekledim ama öyle olmadı ya da bunu cevdet bey görmeden ölüverdi. 

    Refik ışıkçı: benim kitapta en sevdiğim karakter oldu. Refiğin mutlu ve sıradan hayatında bir anda sıkılıp kendini araması, muhittin' e gidip hayatım rayından çıktı deyip eski refik olamamasına refikle birlikte üzülüp, aradığını bulmasını diledim hep. Kendi için; "insanın başka bir özelliği olmayınca başkaları ondan öyle söz eder: iyi insan." Tahlilinde kendine başka başka özellikler bulmasını, yayınevi işinde büyük başarılar kazanmasını istedim. 

    Ahmet ışıkçı: tam bir hayal kırıklığı oldu bende. Babasını önemsiz işlerle uğraşıp malı mülkü yedi gözüyle bakması yüzümü ekşitti. Refiğin değil de osmanın oğlu olmalıymış ahmet ışıkçı. Oysa kendisine dönüp taklitçi ve özenti ressamdan başkası olmadığını bilsin istedim.(refikciğim tüccar olup hesap kitapla uğraşmak yerine sıfırdan hiç bilmediği yayınevi işine girmek, çocuklar güzel kitapları okusun, güzel çevirilerle kendilerini arayıp kendilerine bir anlam bulsun, hayatlarını anlamdırsınlar istedi). ---Orhan pamuk kendini ahmet ışıkçı diye, babasını da refik ışıkçı olarak anlatmış (babası da sık sık eşyalarını toplayıp gidermiş)--

    Sonu dilediğim gibi bitmese de, refiğin değeri bilinmese de ,resimleri evin duvarlarına asılmasa da benim için güzeldi.

    -

    -

    -

    -

    20 ocak 2018 16:19 20 ocak 2018 16:22