1.
leftist yani solcu youtuberlar arasında bayağı popüler olan, a.k.a leftist queen of youtube. gerçek ismi natalie wynn'dir. akademide takılırken sikerler böyle eğitimi diyerek istifa etmiş ve son durak olarak youtube'a gelmiştir. felsefe, sosyal adalet, aşırı sağın yükselişi gibi konularda videolar yapar. bahsettiği konuların sıkıcı olma potansiyeli çok yüksek olmasına rağmen sunum şekli hem görsel hem de işitsel olarak çok doyurucu olduğu için izlenme sayıları da yüksektir. hem ingilzce kelime dağarcığım, hem de bahsettiği konulardaki düşüncelerim çok gelişti sayesinde.
29 ocak 2021 12:00
29 ocak 2021 21:46
2.
Son videosu "Envy" bende terapi etkisi yaratmış, bir hayli komik, videoları adeta görsel şölen olan underrated ( türkiyede en azından :P) youtuber. Kendisinden kıskançlık ve hasetin farkını kavramış oldum. Kıskançlık, genelde "sende olanı kaybetmeme" üzerine olup 3. Kişiyi içerir. Mesela sevgilinizi başka insanlardan kıskanırsınız. Kardeşi yeni doğmuş bir çocuk, anne- babasının kardeşine olan ilgisini kıskanabilir. Haset ya da "envy" ise " bende yok onda da olmasın." ya da " onda var, bende olmalı" anlayışıdır, 2 kişiyi içerir. Bu nedenle bu kavramları karıştırırız. Olivia Rodrigo'nun "jealousy, jealousy" şarkısı aslında " Envy, envy" olarak değiştirilmelidir. Olivia Rodrigo, şarkıda kendi hayatıyla başka insanların hayatını karşılaştırır. Başka insanların ( özellikle şarkıdan instagram gördüğü ideal kız olduğunu tahmin etmekteyim) yerinde olmayı dilemektedir. Videosunda Nietsche'den nazara, spongebob squarepantsten amadeusa, haseti çok farklı pencerelerden tartışmıştır. Videonun en ilgimi çeken kısmı Nietsche'nin ahlak üzerine düşüncelerini inceleyip solculukla ilişkisini irdelediği bölüm. Videonun Nietsche'ye incel dediği kısmı ise boş bulunmama gelip gülme krizine soktu. İşin psikolojik boyutuna gelecek olursak ( dikkat burada kendi düşüncelerimi videoyla harmanladım) hasetin insan doğasının ayrılmaz bir parçası olduğunu düşünüyorum. Ancak internet kültürü nedeniyle, üzerinde oynanmış, photoshoplanmış fotoğrafların, belli bir azınlığın elde edebileceğin zenginliğin, bir insanın hayatından adeta cımbızla seçtiği anılarının 4-5 saniyesine baktığımız için sürekli olarak bu duyguya maruz kalıyoruz. Öte yandan, ( contrapoints e göre) tanıdığımız, kendimize benzettiğimiz, benzer yollardan geçtiğimiz ancak bizim idealize ettiğimiz hayatı yaşayan insanlara haset duyma eğilimindeyiz. Bütün bu duruma rağmen, haseti kötü bir duygu olduğunu düşündüğümüzden bu duyguları saklamaya, üzerine çeşitler oyunlar oynarak kapatmaya, yok saymaya eğilimliyiz. Aslında kendimize dürüst olup haset duyduğumuz insanın özelliklerini irdeleyerek çok şey öğrenebiliriz kendi hakkımızda. Haset, doğal bir duygu ve bunu itiraf etmek işin zararlı tataflarını gidermemize, bunun yerine imrenip kendimizi geliştirmemizi sağlayabilir. Haset duymak, bizi kötü yapmaz. Çünkü biz sadece düşüncelerimiz değiliz. Değişiriz, gelişiriz, bazen doğaçlama davranırız.Hatta "Haset ve Şükran" adlı kitabında Melanie Klein, hasetin, bebeğin ruhsal gelişiminde ne kadar öenmli ve elzem olduğundan bahseder.