1. iskoç komedyen, yazar ve aktör.
evet, netflix'te yayınlanan gösterisinden geliyorum. birer saatlik iki bölümden oluşan dark ve jigsaw isimli gösterileri 190 ülkede 26 dilde yayınlanıyormuş. her yıl 30'dan fazla ülkeye gidiyormuş vs. bilgileri verdikten sonra düşüncelerime geçmek istiyorum. vikipedia'yı ingilizce okumaya bayağı üşendim. zaten kayda değer bir şey de yok gibiydi.
ilk bölümün adının dark olmasına rağmen şovun ağır offensive olduğunu düşünmedim. evet kara mizahtan hoşlanmıyorsanız azıcık rahatsız edebilir ama çok da büyütülecek bir şey yok. (bence) yani bi ricky gervais değil. ben izlerken bayağı eğlendim.
ikinci bölüme gelecek olursam, azcık stalkla (gelen mesajları yayınlıyor) ve komedyenin de zaten söylediği üzere bu gösterisi birçok çiftin ayrılmasına sebep olmuş. izlemeden önce bunu duymuştum. nasıl lan? diyerek başladım izlemeye. önce çok üzerinde durmadım söylediklerinin ancak sonradan düşününce haklı olduğu düşündüm.
burdan sonrası için spoiler denebilir.
netflix kullanmayan süslüler için bu konuda söylediklerinden ve çiftleri neden ayırmış olabileceğinden bahsetmek istiyorum. hem de benim için hatırlatıcı olarak kenarda durur. sizin için bir yandan izleyip bir yandan yazacağım.
7 yaşındayken babasına hayatın anlamını soruyor ve babası hayatın herkesin bireysel yapboz olduğunu düşünmesini ve yaşadıkça edinilen parçalardan yavaş yavaş en iyi resmi oluşturduklarını söylüyor. ortada bi resim yok, ne yapacağını kimse bilmiyor. burda da devreye merkez ve kenarlar giriyor. aile, arkadaşlar, hobiler ve iş ile çerçevesi oluşturuluyor resmin. arkadaşlar gidebilir, aile bireyleri ölebilir veya hobiler değişebilir. yani yapbozun parçaları daima değişebilir. babasına resmin esas kısmı ne diye sorduğunda ise orası eşinin parçası cevabını alıyor. seni tamamlayacak, sana uyacak tüm eksiksiz parçalarını tamamlayacak insan.
aslında bunun söyleyen tek insan babası değil. bugüne kadar her çocuğa bu böyle empoze edilmiş. verdiği şu örnek hak vermemi sağladı: her dizi ve filmlerde ilişki istemeyen keyfi yerinde bir karakter olur. peki filmin sonunda ne olur? yanılmıştır.
çoğu zaman yanlış insanla parçalarımızı birleştirmek için uğraştığımızı ve parçaların uymadığını kabul etmediğimizi söylüyor. "bu parça çıksın; bu hobi, bu fikir gereksiz."
asıl noktaya geliyorum. daniel'ın sözleriyle devam edeceğim.
"biriyle beş yıldan fazla süre geçirip, tüm eğlencenin ardından yapboza baktığında farklı resimler için uğraştığınızı görebilirsiniz. farklı şeyler istediğinizi anlarsınız ve o anda kendine sorman gereken çok zor bir soru vardır:
1. hayatımın beş yılını boşa harcadığımı itiraf edecek miyim?
2. hayatımın geri kalanını boşa harcayacak mıyım?
ilişkiler nefes almak kadar kolay olmalı. o olmadan bir hiç ve onunla her şey olmanız gerekir. herhangi bir anda zorlaşırsa ayrılın. 7.5 milyar insan var. yeni birini bulursunuz. "
bu arada tavizin en aptalca şey olduğundan, kendisinin de ilişkilerinde bunu yapıp, kendisi gibi davranmayıp kendisinden nefret ettiğini söylüyor.
ve en sevdiğim kısım. "artık fikrim şu, benim %100'ümü sevmiyorsan, beni sevmiyorsundur. kafanda yanlış bir şekilde uydurduğun bir beni seviyorsun ve bu beklentilere uymazsam bunun suçlusu ben değilim." bu sözü kendimiz ve partnerimiz için sorgulamamız gerekiyor. çoğumuz ilişkilerimiz için belki senelerce mücadele ediyoruz. fazla zorluyoruz.
ana resme dönersek; empoze edilenin aksine asıl resmin eş olmadığını manipülatif eski sevgilisini terk edip mutlu hissettiğinde fark etmiş. bana da eski sevgilimi hatırlattı. senelerce evcil hayvanı gibi beni parmağında oynatan bencil eski sevgilimi sonunda bir cesaret terk ettiğimde hayatımda hiç olmadığım kadar mutlu olmuştum. gün boyu göbek attığımı hatırlıyorum.
"yapbozun ortasının eş olduğunu söylemişti. bu hem doğru hem yanlıştı. mutluluktu. seni mutlu eden şeyi bulmak ve onu hayatının merkezi yapmak. babam için tesadüfen mutluluk parçası eş parçasıydı.
bir başkasının sizi sevmesine izin vermeden önce kendinizi sevmeyi öğrenmelisiniz. yalnız olmak yanlış değil. kendinizin %20sini severseniz başkası sizin %30unuzu sevdiğinde vaov bu çok fazla dersiniz.
dünyada 7.5 milyar insan var ve siz ruh eşinizi yaşadığınız yerden 30 km ötede mi buldunuz? bana fazla büyük bir tesadüf gibi geldi."
unutamadığım eski sevgilimi düşünerek izledim şovu. şimdi düşününce, ne kadar da doğru bir karar vermişim diyorum. onu bir sevgili olarak değil de insan olarak özlemeye devam edeceğim artık. içim rahatladı.