dracula

1. Netflix yapımı 3 bölümden oluşan dizi. Bölümler 1.5 saat. 2. Sezonu gelecek mi bilmiyorum ama bram stoker'ın dracula'sını alıp johathan harker'a farklı yaklaşmışlar. İlgimi en çok çeken şey mimar petruvia oldu. Araştırdım ama dizi için yaratılmış kurgusal bir karakter sanırım. Ukte (yazar: missgarnett)

2. BBC ve Netflix iş birliğiyle çekilen mini dizi. geçenlerde izlemiştim; klasik vampir dizilerinden farklı fakat onlardan daha iyi, daha bağlayıcı olduğunu söyleyemem. güzel başladı ama ilerledikçe sıktı biraz. bölümlerin uzun oluşu bence hikayeye ağırlık katmamış. gereksiz uzattıkları sahneler vardı. bazı yeni fikirler de yok değildi spoiler (gizlinot: mesela kanını içtiği kişinin hafızasını ve becerilerini alabilmesi. a discovery of witches dizisinde vampirlerde hafızaya bakma olayı var fakat beceri kazanma yoktu, izombie dizisinde zombilerde var iki özellik de) (gizlinot: bir de kanser hastalığına sahip birinin kanını içtiğinde onun için ölümcül olması) gerilim ve heyecan seviyesi düşük bu arada. 2. sezonu ufukta göremedim ben.

ilk yayınlandığı sıralarda fazla kişi izlememişti imdb puanı 8 lerdeydi. izleme ve puanlama sayısı arttıkça 6.9'a kadar düştü.

dracula karakterini canlandıran aktör Claes Bang'i daha önce the affair'in son sezonunda görüp beğenmiştim. kendisini ingiliz sanıyordum, danimarkalı'ymış meğer. tip olarak dracula karakterine çok uymuştu bu arada.(gizlinot: bir de kanser hastalığına sahip birinin kanını içtiğinde ölümcül olması)

3. uzun zamandır izlediğim en iyi dizilerden biriydi. konusunu ve diğer şeyleri bir kenara bırakırsak dizinin en sevdiğim özelliği  “dracula”yı, insanlara verdiği zararları,o yılları ve ortamı bütün leşliği ve pisliğiyle anlatması olabilir.başrole Ian Somerhalder gibi bebeksi yakışıklılıkta bir adam koyup “hey bakın dracula ne kadar da yakışıklı keşke gelip hepimizin kanını içse offff” dedirtmeye çalışmamışlar, ya da dedirttilerse bile tek ve ana amaçları bu değil. (ama yine de claes bang istediği her zaman gelip kanımı içebilir çünkü hayatımda gördüğüm en karizmatik erkeklerden biri :D ) bu diziyi çoğu vampir yapımından ayıran şey de bu bence, bakın ne kadar da seksi diyip draculayı aşırı estetik göstermeye çalışmamaları(gizlinot: yani kan içerken vs gerçekten avlanıyormuş gibi göstermişler öyle alacakaranlıkta olduğu gibi boyun emme şeklinde değil aşdşwlrşelr). ben dizinin 2.bölümden sonraki değişimini de baya sevdim, bu tarz bir şey gerekliydi bence. ayrıca Sister Agatha gibi mükemmel bir karakteri de hayatımıza kattı ki kendisi “I’m all your nightmares at once, I’m an intelligent woman with a crucifix.”(gizlinot: *chills*)sözünün sahibidir. başroldeki kadın direkt olarak draculayla romantik şeyler yaşasa ve "aşkım sen insan yiyorsun ama olsun hadi kaçalım buralardan" kafasında olsaydı dizi izlenmezdi zaten. agathanın her sahnesinde "go girl" dedim resmen. sonu da kesinlikle tam olması gerektiği gibiydi, hafif ağlattı :') mutlaka izlenmesi gereken bir dizi bence koşup izleyin

4. Bir solukta bitirdiğim son netflix dizisidir

spoiler

Son bölümde Lucy ile aralarında geçen şahane diyalog

-Ölüyor muyum?

-Sen fanisin Lucy,doğduğun günden beri ölüyorsun

spoiler

Ve Agatha ile aralarında geçen muhteşem diyaloglar,ölüme güzellemeler,sonsuzluğun kaçışı ve daha bir sürü şey. Agatha gibi güçlü bi kadının başrol olması,draculanın sıradan hadi emdim kaanını gidem benden öteye olması gerçekten hoş kılmış diziyi.

5. francis ford coppola'nın dracula'sını çok kez izlememden dolayı dracula olarak gary oldman'a alıştığımı farkettim. o nedenle dizideki dracula beyi ilk başta biraz yadırgadım.

en sevdiğim karakter agatha oldu. - - - - spoiler - - - - van helsing'in kadın olması süper olmuş, agatha'yı oynayan dolly wells'e ba-yıl-dım. - - - - spoiler - - - -

fakat moffat'ın senaryosunda olduğu sherlock, uyarlama dizi olarak çıtayı çok yukarı taşımıştı bence. bu yüzden moffat'dan yine sherlock gibi bir iş beklemiştim. evet bir sherlock olmamış ama güzel bir dizi olmuş yine de. soğuk havalarda battaniyeme sarılıp izledim.

6. ben 2013 yapımı olan dracula'dan bahsetmek istiyorum. öncelikle, izlemek isteyen olursa, dizideki olayların romandakiyle aynı olmasını beklemesin, hikaye neredeyse tamamen farklı. ama bu benim için bir eksi değil çünkü bana gayet ilgi çekici geldi.

dizi düşük ratingler yüzünden, aslında sezon finali olarak çekilmiş 10. bölümden sonra iptal edilmiş. bu beni çok sinir etti açıkçası çünkü ben gerçekten diziyi çok sevdim ve on bölüm izlemek yetmedi ve dediğim gibi, son bölümü aslında sezon finali olarak düşünüldüğü için hikaye çok yarım kalmış.

benim diziyle ilgili beğenmediğim hiçbir şey yok; oyunculuklar genel olarak çok iyi, sahnelerin geçtiği ortamlar, kıyafetler vs her şey beni çok içine çekti. ve diziyi izlerken başrol oyuncusu olan jonathan rhys meyers'a aşık olduğumu düşünerek the tudors izlemeye başladım ama meğer dracula'ya (bir diğer adıyla alexander grayson'a) aşık olmuşum. aklıma hala alexander grayson gelip duruyor diziyi izlerken. o yüzden the tudors bitince tekrar izleyeceğim.

(link: https://m.youtube.com/watch?v=Cc8-Q-7uziw )