1. ''zıtların uyumu''
2010 yapımı bir komedi filmi. türkçe'ye ''git başımdan'' adıyla çevrilmiş. abi adamlar bizim yol arkadaşım filmini çalmışlar görüyo musun? (!) (gizlinot: ironiden anlamayan nesle aşina değiliz efendim)
robert downey jr. her zamanki gibi çok ukala ve çook karizmatik. maşallah. peter highman isimli bir mimarı canlandırıyor. başta snob, burnundan kıl aldırmayan bir tip olan peter tabii ki film boyunca evrim geçirecek, geçirmesi gerekiyor. hep önyargılı olduğum zach galifianakis (gizlinot: bu nasıl bir soyaddır yiğidim) bu filmde komik ve sempatik. sadece arabadaki malum sahnesini komik bulmadım. o kadar gevşekliği anlayamam yani, yeni tanıştığın adamın yanında... kanyon sahnesinde aslında babam ölmedi, o kutunun içindeki cidden kahveydi diyecek sandım. ikilinin uyumu çok başarılı.
ama olayların gelişimini çok basit buldum. filmin başlamasını sağlayan olay bile fazla absürt. ethan, uçakta telefonunu kapatmayan peter'a ''teröristler telefonlar aracılığıyla bomba patlatıyomuş, geçen amcam face'te paylaşmış ordan okudum'' diyor, herkes ayağa kalkıyor tabii malum 9/11 yaraları hala taze, bizim ikiliye de uçuş yasağı geliyor. e peter'ın da acilen hollywood'da, şey pardon los angeles'a gitmesi gerekiyor çünkü bebeği doğacak. senaryonun dramatik aksı sağlam (ethan'ın babasıyla vedası üzüyor insanı), mizah unsurları ve popüler kültür göndermeleri gayet yerinde ama hareketli sahneler koyacağız diye kurgunun-mantığın ağzına etmişler. burada oyunculuklar devreye giriyor. iki oyuncu filmi kurtarmış diyebiliriz. hele o banka görevlisinden dayak yedikleri sahne. anlamlı desen anlamlı değil, mantıklı desen mantıklı değil, komik desen hiç değil. köpeğe tükürme sahnesi mesela, gülmemiz mi gerekiyordu, ben niye gülemedim vallahi anlamadım. :(
filmin başında peter'ın rüyasını anlattığı sahneyi iyi dinleyin, filmin sonunu oraya bağlamışlar. akıllıcaydı.
jamie foxx'un filmdeki işlevini anlayabiliyorum da peter'ın karısıyla olan muhabbeti çok gereksiz değil miydi? zenci bebek skandalı çıkacak diye gerildik. bu da izleyiciyi şaşırtalım diye kaçılmış gereksiz bir tuzak, olmasaymış da olurmuş.
filmin sonunda two and a half men'de yani en sevdiği dizide oynamayı başaran bir ethan görüyoruz. hayallerine kavuşması beni mutlu etti. aşırı salak ama iyi niyetli ve minnoş bir adamdı. (gizlinot: beni yarın ara. e mailde olur tamam mı derkenki minnoşluğu)
filmin tam ortasında sokağa çıkma yasağı haberi geldiği için (benim açımdan) biraz gümbürtüye giden bir film oldu, kalp çarpıntılarıyla ne kadar izlenebilirse o kadar izledim. yine de vakit geçirilebilecek, çerezlik, sevimli ve türüne göre başarılı buldum bu filmi.
ayrıca filmin yönetmeni todd phillips. phillips filmde uyuşturucu almaya gittikleri yerde kirada kalan bir adamı canlandırıyor. filmin ilk havaalanı sahnesinde, robert downey jr.'ın ''ben hayatımda uyuşturucu kullanmadım'' demesi manidar ve komik bir replik olmuş. adam kendi kendiyle dalga geçmiş muhtemelen, ilk çıkış yaptığı zamanlar bu meret yüzünden kariyerinden olacaktı, karısı adamcağızı kurtardı. phillips demişken joker'den bahsetmemek olmaz. daha çok komedi filmleri çeken phillips, joker ile daha ciddi filmlere kaydı ve oscar'dan adaylığı da kaptı. joker ilk çıktığında ''bu film aslında bir mesaj, insanları hazırlıyorlar'' falan diyorlardı, hakkatten de dünya gotham city'ye döndü, dışarıdaki insanları görünce aklıma direkt joker'ın sonundaki sahneler geldi. (gizlinot: swh) sonumuz hayrolsun.
(link: https://www.youtube.com/watch?v=8KO_5JHxbCc ''hey you'' sahnesi)
(link: https://www.youtube.com/watch?v=YPr4rYbiA2Y what are you, a girl or something?)
(link: https://www.youtube.com/watch?v=PR_F6sIXINQ ''godfather'' sahnesi)