evde yaşanabilecek en dumur olaylar

1. başka bir odaya gidip "napcaktım lan ben burda" diyip geri dönmek.

kumandayı, telefonu buzdolabında unutup iki saat aramak. (gizlinot: daha neler neler) (gizlinot: swh)

2. (link: http://www.geyigiz.biz/wp-content/uploads/2012/05/yalnizlik-karikaturu.jpg günde 3-4 kez falan)

3. banyodaki aynanın 1 metre ötede kırılması.

yatak odasındaki aynanın 1metreye yakın yerden düşüp kırılmaması. ne korkmuştum.

4. birşeylerin kırılıp dökülmesi

tam uyuyacakken çişin gelmesi

elektrik kesintisinin telefon şarjının bitişine denk gelmesi

ve en beteri, ev işi.

5. annem mutfakta soğan keserken odamda gözlerimin yaşarması?

edit: yanması olacaktı. sadece bi sefer yaşarma olduğunu hatırlıyorum onda da salondaydım. (gizlinot: daha yakında yani) kendim soğan kestiğimde ise göz yaşarmasını geçtim sümüğüme kadar akar. o yüzden mecbur kalmadıkça uzak dururum. yaparsam da mola vererek tamamlarım.

6. balkonda otururken üst komşunun çamaşır asarken donunu kafanıza düşürmesi.

7. Bundan 3-4 ay önce başıma gelenden daha fazla dumur eden bir olay yaşayabileceğimi sanmıyorum. Gece yarısını hayli geçmişti, uykum kaçtığı için bilgisayarın başında oturmuş bir şeyler okuyordum. Mutfaktan çok şiddetli bir ses geldi. Bazen derin dondurucudan böyle acayip sesler gelebiliyor dedim ve üstünde durmadım. Kısa bir süre sonra acayip bir koku duymaya başladım. Önce kedimin kumuna gidip baktım acaba çok kirletti de eve koku mu yayıldı diye (düzenli temizlendiği için hiç başımıza böyle bir şey gelmedi ama işte o an insanın aklına her şey geliyor) , baktım kum temiz, evin içinde dolaşmaya başladım. Mutfağa girince kokunun oradan eve yayıldığını fark ettim, tam da o anda o kötü kokunun çürük yumurta kokusuna benzediğini anlayınca kafamda şimşekler çaktı: Doğal gaz borusu patlaması! Evet, duyduğum ses de kesinlikle borunun patlama sesiydi. Bu arada saat gecenin üçü olmuş ve şansa(!) ben de evde yalnızım! Aklıma hızla neler yapmam ve neler yapmamam gerektiği geliyor, kedimi kutusuna koyup içerideki odaya kapatıp mutfaktaki ve salondaki bütün pencereleri açıyorum, elektrik düğmelerine dokunmamam gerektiğini tekrarlıyorum içimden, ve apartman görevlimizi arıyorum. Ardından da Doğalgaz Acil'i. Önce bizim apartman görevlisi geldi, çok geçmeden de igdaş elemanları geldi. Ellerinde bir aletle mutfakta tarama yaptılar. Hiç bir yerde kaçak bulamadılar ama kokunun doğal gaz kokusu olduğu konusunda onlar da, ben de, apartman görevlimiz de hemfikirdik. Kaynağı bulamayınca tedirgin oldular, duvarların kırılıp bakılması gerektiğini söylediler. Ben havaya uçacağız korkusu ve uykusuzluk nedeniyle perişan olmuşum, saat sabahın 4'ü olmuş, ne yapacağımı bilemez hâldeyim bu arada. İGDAŞ elemanlarından biri mutfak dolaplarını açıp içlerine bakmaya başladı. Erzak dolabımızın üzerindeki küçük dolabın kapağını açtığında ise hepimiz mutfaktan nasıl kaçacağımızı şaşırdık. Hayatımda bu kadar iğrenç, bu kadar korkunç bir koku duyduğumu hatırlamıyorum. Dolabın içine, kapağın iç kısmına, her yere koyu kahverengi bir sıvı bulaşmıştı. Kısa sürede anladım tabii başıma ne geldiğini. O dolaba her ay sokak kedileri için aldığım mamaları koyuyordum. (Evdeki kedim kısır erkek kedi olduğundan onun maması ayrı alınıyor ve başka yerde duruyor) İnternet sitesinden toptan alıp oraya yerleştiriyordum, birkaç büyük paket kuru mamanın yanı sıra birkaç tane de konserve vardı. Dolabın arkasından kalorifer borusu geçtiği için sıcaklıkla mı bozuldu yoksa zaten geldiğinde de bozuk muydu; sebebini bilemiyorum ama yaş mama konservelerinden biri patlamış. (Duyduğum gürültüyü de açıklıyor bu tabii.) Bozuk kedi maması konservesi dolabın içinde her yere yayılınca o berbat koku da oradan evin her yerine yayılmaya başlamış. Hiç aklına gelir mi insanın? İGDAŞ elemanları da hayatlarında böyle bir şey görmedikleri ve duymadıkları için ilginç vaka olarak not yazıp kayda aldılar. Ben iki saat boyunca havaya uçacağız korkusu yaşadığımla kaldım. Tabii o dolaba da bir daha konserve mama koymadım.