1.
J.k. rowling’in yazdığı kitap ve aynı isim ile harry potter serisinin devam niteliği taşıyan ama harry potter döneminden 70 yıl öncesini anlatan filmdir. Kitaptan biraz bahsedecek olursak kitabın tüm masrafları bağışlar tarafından karşılandı ve kitabın tüm satış gelirleri savaşta yaralanan çocuklar, kimsesiz ve zor durumda bırakılan çocuklar için uluslararası yardım kuruluşlarına bağışlandı.
Kitap harry potter filmlerinden de hatırlayacağımız, hogwarts’ta ders kitabı olarak da işlenen bir kitap.
Kitabın yazarı filmden de tanıdığımız büyüzoolog newt scamander. Kitapta ayrıntılı bir şekilde işlenen konular; bütün fantastik canavarlar, muggleların fantastik canavarlar hakkında bilgileri, sihir bakanlığı’nın politikaları hakkında kısa bir bilgi bulunuyor.
Filme gelirsek; filmin yönetmeni diğer harry potter filmlerinden de tanıdığımız david yates. Başrollerini eddie redmayne, katherine waterston, dan fogler ve ezra miller gibi oyuncular yaptı. Kısa bir konu özeti geçmek gerekirse; newt scamander’ın fantastik canavarları araştırmak amacıyla amerika’ya gelip burada yaşadığı maceraları konu alıyor. Büyücülük dünyasında ilk kez ingiltere dışında da büyülü bir dünya keşfediyoruz. Amerika tarihine kısa bir yolculuk yapıyoruz. Ayrıca dönemin amerika birleşik devletleri sihir kongresi yani bilinen adıyla macusa ve o dönemde muggleların büyücüler hakkındaki düşünceleri de ayrıntılı bir şekilde seyirciye yansıtıyor. Filmin vizyon tarihi 2016 idi. Bu senenin kasım ayında ikinci filmi çıkıyor ve bu filmde albus dumbledore’un gençliği ve en yakın arkadaşı, sonradan en büyük düşmanı olan karanlık büyücü gellert grindelwald hakkında bilgi sahibi olacağız. yeni çıkacak olan filmde en çok heyecanlandıran ve merakla beklediğim sahnelerden olacak. Bakalım yeni film nasıl olacak?
8 mart 2018 16:37
8 mart 2018 16:47
2.
dün izlediğim ve çok beğendiğim filmdir.
harry potter hayranı değilim. kitaplarını ortaokulda okumuştum. filmlerini de izledim; ama heyecanla kitaplarının çıkmasını bekleyenlerden değildim.
genel olarak cadı, büyücü, sihir temalarını sevdiğim için bu filmi de izlemek istedim.
çok şirin bir film olmuş. canavarlara bayıldım. aslında bunlara canavar demek bile yanlış olur, hepsi pofidik pofidik hayvanlar. hele o gergedan ve mücevher hırsızına bayıldım.
eddie redmayne'i danish girl filminde izlemiştim ilk ve oyunculuğuna hayran kalmıştım. newt rolünü de çok iyi oynamış.
diğer oyuncuların performansları da çok iyi; ama porpentina goldstein'i oynayan oyuncu çok bakımsız ve yaşlı görünüyordu. saçı, başı, kıyafetleri korkunçtu. newt'in annesi gibiydi. tam tersi kardeşi queenie ne kadar şekerdi. tamam, kariyer yapıyor da kariyer yaparken göçmüş resmen ahaha :).
grindelwald'dan fazla bahsedilmedi; ama sanırım amerika'nın voldemort'u kendisi. onu oynayanın da johnny depp olduğunu anlamadım; film sonrası oyuncu kadrosuna bakınca gördüm.
büyücü başkanın da ikide bir deşifre olacağız, savaş çıkacak diye panik olması saçmaydı. savaş çıkarsa çıksın, niye korkuyorsun. sanki dünya savaşı çıkacak. bu büyücülerin üstüne atom bombası bile atsan işe yaramaz ki. top ve tüfekle mi girişecekler büyücülere asfasf.
3.
ikinci filmini dün izlediğim ve ne yazık ki yine beğenmediğim film serisidir.
eddie redmayne the danish girl'de ne kadar sevdiğim bir oyuncu olduysa bu seride o kadar itici buluyorum kendisini. çocukluk ve ergenlik yılları harry potter kitaplarını okuyup yeni filmlerin çıkmasını bekleyerek geçmiş biri olarak elbette bu seriden aynı doyumu yaşatmasını beklemiyorum ama johnny depp faktörü, hogwarts'ı ve genç dumbledore'u görmek bile dolu dolu bir "the wizarding world" tatmini yaşatmadı. filmi üç boyutlu izledim ve görsel efektleri de tatsız buldum, daha iyisi yapılabilirdi diye düşünüyorum.