21.
Çok beğendiğim, kime tavsiye ettiysem çok beğendirdiğim, beni Andrew Scott fungirlü yapan (bu sayede ilk kez fungirl olmuş oldum) muhteşem dizi. Yani hiç iyi bir dizi izleyicisi değilim. Bana çok uzun geliyor ve zamanım olmuyor. Çok seçiciyim ama ilk kez bir diziyi tekrar izleyesim geliyor.
-spoiler-
Beni "it will pass" kısmı çok etkiledi. Çünkü bana da it will pass dendi ama passmedi ya.
22.
---------------------------spoiler-----------------------------
ya ben şunu anlamadım biri bana açıklayabilir mi? 2. sezonda fleabag bize dönüp konuşurken rahip bunu nasıl görüyor? görmemesi lazım dlkfkfdg
acaba fleabag kendine dürüst olmaya başladığı için ve rahibe de dürüstçe aşık olduğu için onun yanında kendisi gibi mi davranıyor? böyle şiirsel şeyler düşünmeye başladım bi açıklama bulamadığım için :d şimdiden teşekkürler :D
---------------------------spoiler-----------------------------
23.
Bu dizi emmy ödülü aldığında pek dikkatimi çekmemişti ama izlemeyerek bugün salaklık yaptığımın farkına vardım. Hayatımda izlediğim en güzel dizi olabilir. Phoebe waller-brigde çok zeki bir kadın. Mizah anlayışı çok farklı. Diziyi izlerken resmen fleabag karakterinde kendimi gördüm. 2 sezon o kadar güzel aktı ki bittiğinde çok üzüldüm. Kendisi 3.sezonun gelmeyeceğini söylemiş. Zaten andrew scott benim ünlü aşığım-celebrity crush- onu bu dizide görünce zaten çok heyecanlandım. 2.sezonu tekrar tekrar açıp izledim.
-----spoiler olabilir--------
Müziklerin kullanımı sahneleri o kadar güçlendirmiş ki duygu patlaması yaşıyorsunuz. Müziklerle ilgili yazmak istediğim birkaç şey var. Phoebe'nin kız kardeşi isobel yapmış dizinin müziklerini özellikle kneel sahnesinde arkada çalan müzik "kyrie" les choristes filmindeki in memoriam parçasına çok benziyor. Hayatıma dokunan filmdeki bu müziğin bir çeşit benzerini duymak çok farklı hissettirdi.
Hayatımızda şöyle bir hot priest olsa fena olmaz dedirtti bana dizi.
-------spoiler------
10 ağustos 2020 17:26
18 eylül 2020 19:17
24.
geçen günlerde izlediğim harika dizi. hem güldürdü hem üzdü. başroldeki kadının mimikleri çok çok iyiydi. bir de andrew scott var tabii... rahip de baya seksiydi* bu diziden sonra ufak bir boyun, ense zaafım başlamış olabilir.
25.
Son bir kaç gündür instagramımda bonkisin reklamı çıkıp duruyordu neymiş diye bakınca fleabag çakması deyip durmuşlar(bonkis izlemedim yorum yapamam) ben de fleabag neymiş diye oturup izledim.bundan sonrası spoiler.
.
.
.
.
.
1. Ana karakterle bağ kuramadım açıkçası. Normalde entp kurgusal karakterleri genel olarak severim. Güya konuşkan, sivri dilli bir karakter ama ailesine karşı aşırı pasif tavırları beni deli etti açıkçası. Özellikle üvey annesi ile olan ilişkisi.
2. Dizideki tüm karakterlerin ağır psikolojik sorunları var. Abla zaten depresif bir tip ve sürekli kendini kardeşiyle kıyaslıyor. 2. Sezonda ödül takdim ettiği sahnede bu davranışlarının sebebini çok iyi gösteriyor en son. O da kardeşini seviyor ama yeterli yakınlık kuramayan bir karakter.
3. Baba karakterinin o üvey anne ile işi ne çözemedim. Üvey anne nasıl ona bakmış, adam zengin kadında para yok o yüzden mi kadının kızların annesine karşı olan aşağılık kompleksi mi yoksa başka bir sebep mi bilmiyorum. Adam cümle kuramıyor.
4. Dizide en beğendiğim kısım rahibin seyirciyle konuşma kısımlarında ne oldu bir yere gittin demesi. Aslında buradan diğer kişilerin hiç önemsemediğini ve gerçekten değer veren rahibin ona dikkatli baktığı için bu kısmı farkettiğini gösteriyor. Rahiple ilişkisi güzeldi. Ben rahibin rahip olmadaki motivasyonunun biraz açılması isterdim.
Son olarak. Dizi karakterler üzerinden ilerliyor. Ancak karakterlerin seyirciye yeterince tanıtılmadığını düşünüyorum. Bazı kısımlar belki bilinçli olarak eksik bırakılmış olsa da (kızların annesi ile alakalı hiçbir anısına yer verilmemesi gibi) açıkçası karakter üzerinden yürüyen bir dizide çok büyük bir eksiklik olmuş. Zaten kısa total 12 bölüm ama var olan bu süre etkin kullanılmamış benim görüşüme göre. Puanım 3/10.
26.
dün akşam 6'da başlayıp iki sezonu da bitiriverdim. meğer hayatımdaki gereksiz geyik sevgisinin ve derdo mizahının dünyada da karşılığı varmış dedim. ayrıca aileden sıtkı sıyrılıp her şeyi şakaya vurmak da bana has değilmiş. niye gülüyorsun, niye susuyorsun, yine ne yapacaksın?? darlaması, feminizmi iticileştirmeden vermesi, insanların gerginliğine karşın flea'nın ferahlığı ve bu ferahlığın insanları daha da germesi müthişti. gerçekten hayatımda izlediğim en iyi dizi muhtemelen. ki birkaç gün önce 9 sezon the office bitirdim.
(gbkz: spoiler 2. sezon)
hepimiz sanırım rahip'in yasak birisi olduğu için bu kadar sevildiğinin farkındayız. ayrıca rahip/rahibe fantazisinin de nereden geldiğini istemeden de olsa anlamış oldum. iki-üç bölüm boyunca sağlam kıvrandırıyor. neredeyse rahiple öpüştü diye evde slogan atacak kıvama geldim. rahip he diyip flea ile birlikte olmayı seçse flea onu maksimum bir sene sonra gönderirdi.
ablanın kocasından o kadar tiskindim ki, ve gerçek hayatta bu insanların varlığından o kadar sıtkım sıyrıldı ki, onun olduğu her sahnede yumruklamak istedim.
diziyi seveceğimi tahmin ediyordum ama bu kadarını beklemiyordum. hayatımdaki her şeyi ciddiye alan, bencil insanlardan o kadar yoruldum ki flea'nın ciddiyetsizliği ilaç gibi geldi. ayrıca onaylanmayacağını bildiği zamanlarda kameraya bakıp "shut up!" demesi şahaneydi.
27.
Fleabag benim hayatıma dokunan nadir dizilerden biri. Hayatta naptığını bilmeyen, sevmeyi, sevilmeyi bilmeyen, toplumda yerini bilmeyen bir kadını izlemek beni anlaşılmış ve görülmüş hissettirdi. Bir erkeği bir kadının gözünden izlemek ise çok tatmin edici ve de gerçekçiydi. Beni dizide en çok etkileyen kilise sahnesinden alıntı bırakmak istiyorum;
“I want someone to tell me what to wear every morning. I want someone to tell me what to eat. What to like, what to hate, what to rage about. What to listen to, what band to like. What to buy tickets for. What to joke about, what to not joke about. I want someone to tell me what to believe in. Who to vote for and who to love and how to tell them. I think I just want someone to tell me how to live my life, Father, because so far I think I've been getting it wrong.”
Ben de aynı bu şekilde tamamen kaybolmuş hissedip, birinin bana hayatı ve yapmam gerekenleri bir bir söylemesini istiyorum. Böyle bir dizi yapıp insanları hem güldürüp hem de onları anlaşılır hissettirdiğin için iyi ki varsın Phoebe Waller-bridge
28.
Sosyal medyada çok karşıma çıkıyordu, ancak ilk sezonu çok sıkılarak izledim. Mizahını sevmiştim ama. Neden bu kadar efsane olduğunu ikinci sezonda anladım, içimde aşk kıpırtısı hissettirdi resmen dört bölümü birden izledim, son iki bölümü yarına saklayacağım. Rahip sahiden çok "hot" ve kahretsin bana birini çok anımsattı...
Edit: bugün bir twit görmüştüm dizi hakkında, mesela şöyle diyor bir kısmında "Rahip, kızın o güne kadar karşısına çıkan insanlar arasında, duymanın ötesine geçip onu dinleyen ilk insan."
Gerçekten de öyle duyulmak, görülmek, anlaşılmak çok başka bir his.
Buradan sonrası biraz kişisel iç dökme. Benim anımsayışım da buradan geliyor. En son beni duyan, gören, anlayan kişiye bilmesini istediğim çünkü eğer söylemezsem kaybolup gidecek o şeyi söyledim. Bilmesi bunu hafifletecek sanmıştım, öyle olmadı. Geçmedi, azalmadı, onu görmediğim aylarda bile yanı başımdaymış gibi. O içimdeki ateş hâlâ yanıyor ve ben su bile isteyemiyorum. En son bilinmek istemem bir faciayla sonuçlandı yani. Geçer mi?
10 kasım 04:29
10 kasım 05:13