2.
I
“Bir kereye mahsus yaşanan her an
kendi hatasını bir daha düzeltilemiyecek biçimde
içinde barındırır”
Bana kanatlarımı bıraktırdılar,
Bana ihaneti öğrettiler.
Başka haber yok.
II
İkiye bölünmüş bir bütün gibi yaşadım
Bir yanım öbür yanıma düşman
Sağımda kızgın kumlar gezdirdim
Solum üşüyor eski bir anıdan.
III
Mum: alıngan. Kendi ateşiyle
kendini yok eden yumuşakça.
Erimek üzere varsın, kaderine inanırsın.
Ölürken fark edilmez, ışığın solduğu zamansın.
Hiçbir aşk titremez sonsuza değin
Bütünlüğünü yitirişinden ölür bir mum
ve insan acıdan ölür bir gün.
IV
Yüzümde taşıdığım kuyu
soğuk iklim,
ağır yaprak tenimde
durup dönüp dokunduğum
yük.
Yağmurun aramıza çektiği perdeyi yırtıyorum
geçiriyorum göğsümdeki uykunun sarmaşığından
birazdan dünya beni unutacak, ben onu anlamıyorum.
Soğuk iklim
durup dokunduğum
dönüp seni
ben de unutacağım.
V
İnsan ölüyorsa acıdan ölür bir gün
kendine bir daha uğrayamadığından,
koyduğu yerde durmayışındandır hayatın
hatanın dönüşsüz oluşundandır.
Hiçbir aşk titremez sonsuza değin
bütünlüğünü yitirişinden ölür bir mum
ve insan kanatlarından
ayrılır bir gün.
Birkan Keskin / Cinayet Kışı