1. güzel olmaya çalışmamızın altında yatan esas sebep. hepimiz çirkin olandan iğrenir, güzel olana hayranlıkla bakarız. çirkin olanlara normal davranmaya çalışmak için fazla çaba harcar, onlara acır, vicdan mastürbasyonu yapmak için iyi davranırız. güzel olanlara ise tam anlamıyla köle oluruz, daha doğrusu güzelliğin kölesi oluruz.
biz insanlar güzelliğe tapar, çirkin noktalarımızı ona adak sunarız.
abartıyor muyum? bu dünyada daima güzel olanlara pozitif ayrımcılık yapılmıştır. iş ilanlarına "prezantabl" şeklinde kibarca eklenen bu pozitif ayrımcılık, hayatın iş dışındaki alanlarında da karşımıza çıkar. "genetik loto" denen şans oyununu kazanan bir avuç insan, güzel olmanın getirdiği nimetlerden fazlasıyla yararlanır.
bu bazen milyarlık mücevherleri hediye olarak almaktır, bazense bürokrasi işimizin daha hızlı görülmesidir. bazen el kaldırdığımızda tüm otobüslerin ve taksilerin ani frenlerle önümüze direksiyon kırmasıdır, bazense trafik polisine "affedin bir sefercik" diye sevimli bir şekilde gülümsediğimizde ceza kesilmemesidir.
Tristan Anderson'ın çektiği bu (link: http://vimeo.com/12030156 kanıt) belki ikna etmeye yetecektir sizi.
izlemeye üşenenler için, özeti şu şekilde: carolyn bir gün en doğal ve sade haliyle sokağa çıkar; bir diğer gün ise en seksi kıyafeti ve en şuh makyajıyla. sade halinde "bedavaya yolculuk edebilir miyim?" dediği tüm toplu taşıma araçlarından olumsuz yanıt alırken, seksi haliyle neredeyse bu soruyu sormasına bile gerek kalmaz, şöföre gülümsemesi bile yeter. seksi haliyle pastaneden bedava ikram alır, barda bedava içki içer ama sade carolyn bu konuda onun kadar şanslı değildir. gün sonunda seksi carolyn'in 24 pound'u (yaklaşık 85 tl) cebinde kalırken, sade carolyn sadece 3 pound(10 tl) kârla günü bitirir.
güzellik sektörünü bu noktaya taşıyan biziz. biz, kadınlar, bu yönümüzü çıkar elde etmek için kullanmayı öğreniyoruz. ama bu da büyük bir sistemin büyük bir çarkını oluşturuyor. güzelliğini çıkar elde etmek için kullanan kadınlar gibi olmak isteyen kadınlar, güzellik endüstrisine para saçıyor. bu sanayi onlardan kazandığı parayı arttırmak istiyor ve bunun için kadınları güzel olmadıklarına ikna etmeye çalışıyor. harcadıkları para sayesinde(!) güzelleşen kadınlar, çevrelerinden aldıkları olumlu tepkilerle besleniyor ve bu tepkileri daha fazla kana kana içmek için kusurlu gördüğü her noktayı düzeltmeye yöneliyor.
güzelliği tükenene kadar, çıkar elde ediyor güzel kadınlar. isteseler de istemeseler de, toplumda hızla ve kolayca yükseliyor, istediklerini hemen elde ediyor, başarıya ulaşıyorlar. bu yüzden olabildiğince geç kaybetmek istiyorlar güzelliklerini. anti - aging kremlerinin 300 tlden başlayan fiyatlarla satılmasının sebebi bu olsa gerek.
bu gerçekten eleştirmemiz gereken bir nokta. alın samimi bir itiraf, "(link: http://4.bp.blogspot.com/-BQkDYEOU0N0/T9rqq-DmB4I/AAAAAAAAAYM/_BwNj7PjZ2E/s1600/1.jpg güzelliğimin yabana gitmesini istemiyorum)" cümlesinin altında "güzelliğim karşılığı çıkar elde etmek istiyorum" mesajını okuyabiliyorsunuz.
biz kadınlar, alçak varlıklar olabiliyoruz bazen.
edit: hepimiz alçak değiliz, böyle genellememeliyim.
ama bazılarımızda "güzelim, öyleyse en iyisini hak ediyorum" zihniyeti yok mu, var.
brenda chenowith
jezebel