hayata dair insanı üzen şeyler

1. Bugün teog sınavında, cevaplarını optik forma geçirmeye süresi yetmeyen ögrencinin yaşlı gözlerle biraz daha zaman dercesine gözümün içine bakıp, ben de diğer öğrencilerin imzasını alıp onunkini sona bırakıyorken, müfettiş bozuntusunun gelip bana "bir daha öğrenci sınav bitiminde kalemi bırakmazsa size tutanak tutarım!" Diye carlaması.

2. 10 senelik, iliskileri hayatta bitmez dedigim arkadaslarimin iliskilerinin bitmesi..

Babasi o cok kucukken vefat etmis arkadasimin annesinin trajik ölümü.

Bir baska arkadasimin trafik kazasi gecirip olumden donmesi ancak agir yarali kurtulmasi.

Bu sene arkadaslarima yaramadi. Onlarla birlikte bana da.

3. en yakın arkadaşınızın (!) özel sektör'de iş bulan-çalışan insanları kastederek (bunlardan biri de benim) "ben öyle ortalığa düşüp iş aramam. devlet olursa okey" demesi.

hayır bu konu biraz komplike, mekanlarda garson arkadaşlara bağırması vs. çoook kez tartıştık.

o yüzden bunu duyduğumda cevap bile vermedim.

zaten bi şeyleri yeni öğrenmeye başlamış bi çocuk da değil.

en fazla ilişkimizi gözden geçiririm.

4. Anne ile eşin bir türlü anlaşamaması...

8 yıllık evliliğimde beni canımdan bezdirmiştir.

İşin kötü tarafı mecburiyetler olduğundan sürekli birlikte vakit geçirmek durumundadırlar.. Üstelik ikisi de çocuk gibi, alttan almıyorlar, olgun davranamıyorlar. Kedi köpek gibiler...

Allahım ömrüm çürüdü resmen...

5. sevgilimle uzak şehirlerde olduğumuz için 3 aydır görüşemiyorduk.en büyük sebebi de 9 aydır işsiz maddi olarak sıkıntıda. bugün bana süpriz yapıp çıkmış gelmiş o kadar mutlu etti ki beni. ama ayakkabılarını içeri alırken bir şey farkettim, botları eskimiş ve ıslaktı. bu adam yanıma gelip gideği otobüs tren zart zurt parasıyla pekala da kendine yeni ve iyi bir bot alabilirdi. ya da daha farklı ihtiyaçlarını giderebilirdi. yanıma gelmeyi seçmiş kimbilir daha nelerden vazgeçti. canım acıyor sözlük o botları öyle gördüğümden beri göğsüme öküz oturdu kalkmıyor. bu adam iyi bi üniversite bitirmiş sürekli mülakattan elenen bir adam. mülakattan elenmenin ne demek olduğunu bilen bilir. ben şimdi sistememi söveyim, durumun bu kadar ciddiyetinde olmayan kendime mi söveyim, ben ne yapayım :(

6. Dün sabahtan başlayan mesainin bu akşam bitecek olması. Ah geceler, nöbetli geceler, kabus gibi çöker geceler...

7. İnsanın hayatının her evresinde yaşayabileceği belirsizlik hissi.

8. Uzun zamandır gorusemedigim bir arkadaşımın bu gencecik yaşında kanserden dolayı uçup gittiğini öğrenmek. Bogazim dugumlendi. Annesini babasını kardesini düşündüm. Nefes almak cok zor geldi kendilerine söyleyemem ama allah sabah versin. Babamda o cocugu cok severdi arada soruyordu hatta. Ona bile söyleyemem sanirim.

Hastalığını biliyordum ama kendimi hep iyileşeceğine inandirmistim. Çok yakin da değildik ama sınıf arkadaşın sonucta. Ki çocuklukta her ani güzel gibi kalıyor hafizada. Saf temiz.

9. çok emek verdiğin şeylerde haksızlığa uğramak.

beni çok üzen bişey

10. eminim daha yürek burkan acılar da vardır fakat sözlüğün formatıyla ilişkili bi anımı anlatayım.yılbaşı indirimlerinin ve alısveris cılgınlığının patladığı o günlerden biriydi ve insanlar hiç ölmeyecekmişcesine hesapsız kitapsız alısveris yapıyordu.pamuk almak için markete girdim ve kozmetik kısmında %50 indirim olduğunu görünce bende bakınayım dedim. reyona bi teyze yaklaştı ,reyon sorumlusuna '' hem el hem yüze kullanılabilecek bir krem vardı 5 liraydı ondan yok mu ''diye sordu.reyon sorumlusu ''hayır geçen yıldan beri üretilmiyor ama isterseniz el yüz göz olarak ayrı vereyim size '' deyince teyze baya üzüldü bi adım geri attı ''o çok güzeldi ucuzdu da neyse artık '' dedi arkasını döndü ve gitti.kahroldum be.lanet olsun şurada yüzlerce liralık kremleri hiç düsünmeden yerden yere vuruyoruz dedim.daha bir sürü şey var fakat teyzenin gerek dıs görünüşündeki maddi durumunun elverissiz olduğunu anlatan kıyafetlerinden gerek istediği üründen ve o üzgün halinden dolayı cok içerledim bir şeyler yapmak istedim fakat nası yapsam bilemedim.lanet olsun bu düzene ya.

bir keresinde de yine annem markete yoğurt almak için göndermişti. yoğurdu aldım yanına da düşünmeden aldığım ıvır zıvırları kasaya koydum.sırada önümde duran teyzeye bir şeyler konusunda ısrar eden küçük oğlu gözüme çarptı istediği şey kasada o janjanlı paketlerde bekleyen 50 kuruşluk sakızdı annesi hayır oğlum dedi o sırada cüzdanına baktı ve gayri ihtiyarı benimde gözüm kaydı.ah kaymaz olaydı bi kurus yoktu cüzdanda.kadının parasının olmayısı mı dünyanın adaletsizliği mi yoksa küçük çocuğun nefsi mi hangisine üzüleceğimi bilemeden tüm yolu elimdeki yoğurtla hüngür hüngür ağlayarak geçirdim sözlük.(gizlinot: yine ağladım )