hülya aslan

1. paris’teki katedral yangınında kan dondurucu paylaşımıyla dikkat çeken muhazafakar instagram ünlümsü. twitter’da görünce hesabına baktım, tepki çektiği için paylaşımı değiştirmiş. buraya da yükleyeyim de bu tarz kendini youtuber, influencer diye adlandıran insanların ne kadar cahil olduğunu görelim. ( herkesi kastetmiyorum. tesettürlü olması da beni ilgilendirmiyor, ama cani olması ilgilendiyor.) 

2. İşkembesini dolduranlar da bugün ki başkasının yerine utanma limitimizi bu primat ruhlu ile doldurduk çok şükür. Başlarını kapatırlar ama ruhları çırılçıplaktır. Muhafakazar etiketi ile keriz silkelerler ama komşusu açken tok yatan bizden değildir deyişinden haberleri yoktur. Zira paylaştığı bin tane fotoğrafa bakarsın, yediğini içtiğini, giydiğini, gezdiğini vitrine dizmiş. Beşyüz kusur bin takipçisine örnek olacak bir tane insanlık bulunacak faydalı birşey yok. Ama suç bizim toplumumuzun. Açığı kapalısı fark etmez, bunun gibi vasıfsız insanları bizler palazlandırdık da kendilerini önemli hissettiler.

3. Şu tesettürlü influencer'ları oldum olası takip etmediğim için kendimle gurur duyuyorum. Âlâ dergi çıkmıştı ben üniversitedeyken hala var mı bilmiyorum. Bu primat hanım kız da o derginin editörüydü. Türkiye'deki ilk muhazafakar kadın moda dergisi gibi bir şey miydi neydi tam hatırlamıyorum. O zamanlar tesettür giyime ulaşmak zordu. Bu derginin çıkarılmasında da "ulaşılabilirlik" amacı vardı güya. Büyük bir hevesle bir sayısını aldım. belki bir fikir edinirim, minimal ve tesettüre uygun bir şeyler bulurum amacındaydım. Açmamla birlikte hayal kırıklığına uğramam bir oldu. Dergi başından sonuna kadar lüks ve ihtişam ile doluydu. O kombinlerden birini şimdiki maaşlı halimle bile düzemem, o mekanlardan birinde gönül rahatlığıyla ancak bir çorba içebilirim. Derginin birinci sınıf Kuşe kağıdı bile dalga geçmişti benle senin neyine beni almak sen hayırdır diye. Tesettür ile islam yaşantısı ile taban tabana zıt bir konsepti alın size muhafazakarlık diye yutturmaya çalışmışlardı. Yutuldu mu evet görünen o ki yutuldu. Mantar gibi birbirinin aynısı kocadan babadan zengin blogger'ların çoğalmasından belli. Muhafazakarlık artınca israftan ve gösterişten kaçınma gerekliliğinin kapısı da daha açılmadan kapandı. İnsanların daha az harcama tehlikesinin önüne geçildi. Feminizm bile dolaylı bir şekilde bertaraf edildi. Kadın gene metalaştırıldı, kendini geliştireceğine üstüne başına dış görünüşüne dünya kadar zaman ve emek harcamaya devam etti. Alın size derginin (link: https://www.google.com/search?q=ala+dergi+kapak&client=ms-android-samsung&prmd=isvn&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahUKEwjyk9CPs97hAhVt-yoKHffBBUQQ_AUoAXoECA0QAQ&biw=360&bih=560&dpr=2 kapakları). Ben kapaktaki yazıları okudukça fena oluyorum. Ama hülya aslan ve onun gibileri bunları yaparken böyle islamı kullanıyor muyuz acaba derken fena olmadılar. Ne paris paylaşımı ne de birine maymun demesi şaşırtmaz beni. Malzeme bu çünkü.

Belki bu kadını görüp de müslümanlık böyleyse almayayım ben diyenler için çok klişe olacak ama 14 yıldır tesettürlü olan bir insan olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim; gerçek islam bu değil, alakası bile yok.