1. Özgürce çalışmayı övüp, laf arasına sürekli " ben asla 8-5 çalışamazdım" diyip diyip(gizlinot: Böyle çalışan insanlar dünyanın en sıkıcı insanlarıymış gibi), yaratıcılık, hayallerinin peşinden koşma falan fistan derken "ofis" demek onların aslında boş olan hayatlarına bir miktar ciddiyet ve önem katmaktadır. Yoksa nereye kadar her sabah yulaflı avokadolu kahvaltı, cilt bakım rutini, bir iki meditasyon hareketi, off çok işim var diyip mailleri kontrol etme.. sonra trendyol linki kaydıra kaydıra günlük kombin oluşturma, off çok yoğun olup bir event'e katılma, ardından uff çok yorgun ama bir avm turu, birkaç arkadaşla kahve qeyfi, aşşırı yorgun eve gelme, cilt bakım rutini ve kapanış. İşte ofis, onları bu zor süreçten kurtaran önemli bir faktör.
Yeni bir başlık fikri olarak da " influencerların pazartesi sendromu yaşamayı çok sevmesi"