1. 1987 yapımı bir türk filmi. erdoğan tünaş yazmış, kartal tibet yönetmiş, kemal sunal ve fatma girik de oynamış. bu ikilinin buluştuğu üçüncü ve son film. (gizlinot: diğerleri ''kanlı nigar'' ve ''postacı'') sümer tilmaç da ''kanlı nigar''daki istinyeli deli eşref gibi takıntılı bir aşık olan kabadayıya hayat veriyor. film çok özgün bir konuya sahip ve bence sunal'ın en özel filmlerinden biri. sonu insanı beklenmedik bir biçimde kalbinden vuran cinsten, ''gülen adam''ın finali gibi etkileyici ve duygu yüklü. internette çok gömülmüş ama izlenmeye değer bir film. (gizlinot: beğenmezseniz de canım sağolsun, ne diyeyim.)
---spoiler---
veysel, çalıştığı gazinoda assolist olan başak billurses'e platonik ve umutsuz bir şekilde aşıktır. gasp edilen bir japonu kurtarır ve evine getirir. japon, veysel'in başak'a olan aşkını görür ve veysel mutlu olsun diye japonya'da başak'a birebir benzeyen bir robot yapıp türkiye'ye yollar. ayrıca veysel, başak'ı hizmetçi gibi kullanmaya başlar. burada ev hanımlarının robot gibi kullanılması sorununun ele alındığını düşünmek fazla zorlama olur mu bilemedim ama isteyen bu şekilde de anlayabilir, hoş bir eleştiri olur hatta, hiçbir gelin robot (link: https://www.youtube.com/watch?v=KajuLS4-6ls değildir). (gizlinot: swh) filmin ortalarında tempo biraz düşüyor ancak finale doğru senaryo çok güzel bir şekilde hareketleniyor ve klişelikten kurtuluyor. robot başak, dilaver'le evlenecek, gerçek başak kurtulacak diye tahmin ediyordum ancak daha vurucu bir final yazmışlar. robot bile olsa, sevgisinin gerçekliği ne olursa olsun başak'ın veysel'den ayrıldığı ve kurban edilen taraf olduğu için üzülmesi, dilaver'le evlenmeyi reddetmesi ve intiharı üzücüydü. seyircinin umduğu gibi veysel ve başak birleşti ama mutlu son değil, buruk bir son oldu.
veysel'in yanlışlıkla ibrahim tatlıses kaseti aldığı kasetçiyi oynayan kişi kartal tibet'miş, vallahi tanıyamadım. o sahne de çok komikti. aklıma orhan gencebay'ın sibel can'ın sesiyle playback (link: https://www.youtube.com/watch?v=FYNKKXDAYg8 yapması) geldi. senaristi tebrik etmek gerek, çok ileri görüşlüymüş.
ilginç bir şekilde kimse bahsetmemiş, filmin başında, veysel'in rüya sahnesinde, başak ''iyi ki o film televizyonda yayınlandı'' diyor. sanırım bu kısım ''ah nerede'' filminde tarık akan'ın gülşen bubikoğlu'na ''intihar edeceğim'' diye blöf yaptığı sahneye bir gönderme.
---spoiler---
benwyatt23