1.
doğu asya'da bulunan, irili ufaklı adalardan oluşan ve başkenti tokyo olan ülke.
türkiye'den uçuş mesafesi 11-12 saat sürüyor. uçakta bir yerden sonra ayakkabıyı falan çıkarıp kendinize pijama, terlikten oluşan bir dünya kuruyorsunuz. şu anda türkiye gmt+3'te japonya ise gmt+9'da yani onlar bizden 6 saat ilerideler.
japonlar çok köklü bir tarihe ve kültüre sahipler. kültürlerine ve geçmişlerine bağlılıklarının yanında teknolojik ilerlemeler konusunda da dünya devlerinden sayılıyorlar.
japonya seyahatim sırasında halk arasında ingilizce konuşma oranının çok düşük olduğunu şaşırarak gördüm. bazıları da turistlerden ciddi anlamda korkup konuşmayabiliyor. çok saygılı insanlar. örneğin para alışverişinde paraları iki elleriyle tutup ne kadar olduğunu kuruşuna kadar söyleyerek birbirlerine kibarca uzatıyolar. sürekli başlarını eğip selam veriyolarlar ve bunun da bir yapılış şekli var. japonya'ya seyahat etmeyi düşünenlerin bu tür kültürel kodları öğrenmelerinde fayda var.
tokyo oldukça pahalı bir şehir. hiç bir özelliği olmayan 1 tabak makarna 20 tl civarı örneğin. yeme içme konusunda ise eğer suşi sevmiyorsanız ve harcayacak çok paranız yoksa ciddi anlamda aç kalabiliyorsunuz. 7/24 açık marketlerden hazır noodle falan alıp orada ısıttırarak yemek ucuz ve pratik bir çözüm olabilir.
ulaşım inanılmaz kolay ve metro ağı almış yürümüş. o yüzden çok rahat gezebiliyorsunuz. tavsiyem mutlaka parklarını gezip sakuraları görmeniz olacak. ben kışın gittiğim için maalesef kiraz çiçeklerini göremedim ama gezdiğim milli parkları cennet olsa böyle olur dedirtecek güzellikte. ayrıca tokyo'dan trenle ulaşılabilecek kamakura'da great buddha heykelini ve görkemli budist tapınaklarını görebilirsiniz.
gördüğüm en etkileyici ülkelerden biri olan japonya hakkında daha yazılacak çok şey var ama süslü sözlük konseptine uygun olarak kozmetikle bitirmek gerekirse japonya denince akla shiseido geliyor tabii ki. fiyatları türkiye'den ucuz olmakla beraber çok farketmiyor ama çok yaygın satılıyor, drugstore tarzı yerlerde bile shiseido ürünleri bulunabiliyor. ayrıca envai çeşit japon göz tipi için özel üretilmiş far/eyeliner/takma kirpik gibi ürünler gördüm ki kendi adıma ihya oldum diyebilirim.
bir (yazar: lilithkrema) uktesini daha doldurdum. mutluyum.
2.
fazlasıyla etik, saygılı insanların yaşadığı bir ülkeymiş gibi geliyor bana, hep öyle duydum, avrupanın örnek olmasına çok takılan kişilerin japonyayı da bir araştırması gerek sanki. umarım gerçekten böyle bir ülkedir. ziyaret etmeyi çok isterim.
3.
hastalıklı, aşırı hiyerarşik ve sapık bir toplumsal yapıya sahip ülke. şirin gözüken bu insanların ikinci dünya savaşında yaptıklarını araştırsanız kanınız donar. günümüzde kadın hakları açısından vasatın da altındadırlar. ayrıca en basit filmlerinde bile pedofili, ensest görmek mümkündür. ağlayıp yardım dilenen kadınlara saatlerce tecavüz edildiği animeleri filan vardır. merak edip izlemeyin, uyarıyorum. işin kötüsü bunlar çok yaygınmış.
ayrıntılı yazıp sinirlerimi bozmak istemiyorum, ben mesafeli yaklaşırım. gidip görmek isterim o ayrı ama orada bir kadın olarak doğmadığım için kendimi şanslı hissediyorum.
8 şubat 2017 15:33
8 şubat 2017 15:49
4.
yaşadığım ülke. tokyo bu dünyadaki en harika şehir. yemekler harika, şehir harika, düzen harika, insanların kıyafetleri tarzları harika - hem de başka hiçbir yerle karşılaştırılamayacak şekilde-, toplumsal yapı hmm birçok araştırma ve tezin konusu. burası süslü sözlük olduğundan kadınların makyajından bahsetmek istiyorum. şimdi ben makyaj konusunda bilir kişi kesinlikle değilim. burada kadınlar tenlerini beyazlaştıran( tüm doğu asya ülkelerinde var bu, nemlendiriciler bile ten beyazlaştıran madde içeriyor) ürünleri tercih ediyor. mesela büyük markalar burda bronzer satmıyorlar onun yerine beyazlaştırıcı krem, beyazlaştırıcılı fondonten gibi başka ürünler satıyorlar. burda kadınlar genelde beyaz pudra fondoten ve pembe allık kullanıyor. mesela koreliler de beyaz, parlayan sıvı fondoten kullanıyorlar. bazıları allığı çocuk gibi suratına dağıtmadan sürse de bunun nedeni çocuksu kadınların beğenilmesi ve kawaii kültürü.onun dışında göz kapağı monolid olduğundan iki katlı göstermek için bir tür aparatları ve göz kapağı yapıştırıcıları var. yine liseye giden kızlarda bile takma kirpik görebilirsiniz. takma kırpığın bu kadar popüler olduğu herhalde bir de kore falan vardır. yine kaş boyamak da çok popüler. doğal görünen makyajlardan ziyade, insanın yüzünü değiştiren makyajlar genel olarak popüler diyebiliriz. göz bebeğini büyük gösteren lensler de yine ilk defa burda gördüğüm şeyler arasında. özellikle satış görevlileri kızlar arasında kullanan çok var. japonya ada olmasına rağmen güneşlenme gibi bir kültürleri yok. hawaii'ye falan gidip yüzmeden dönenler var. yazları da güneşten kaçarlar. herkes her gün muhakkak güneş kremi kullanır ki yaşlanmayı geciktirmek için gerekli zaten.
24 şubat 2019 08:25
24 şubat 2019 08:47
5.
Meiji dönemi devrimlerini yapmış ülke. Menji devri, Japonya tarihinde 23 Ekim 1868-30 Temmuz 1912 tarihleri arasında İmparator Meiji'nin saltanatını kapsayan dönemdir. Bu dönem Japon toplumunun soyutlanmış bir feodal toplumdan modern biçimine geçtiği Japon İmparatorluğu'nun ilk yarısını temsil etmektedir
meiji doneminde, ordunun yetkileri kisitlanmis (ki ulkeyi tamamen yoneten ordu liderlerine shogun denmekteydi, imparator ise sadece birtakim burokratik isleri yonetmek ile sorumluydu, pek bir soz hakki yoktu), imparator'un yetkileri tekrardan guclendirilmistir.
ilk demiryolunun yapımına başlanması, derebeylik sisteminin yıkılıp devlet yönetiminin yeniden organizasyonu, ilk gazetenin yayınlanması, her kadın ve erkek japon için ilköğretimimn zorunlu hale getirilmesi ve zorunlu askerlik siteminin kabulu;bu politika sonucunda gerçekleştirilen bazı uygulamalardır.
bu dönemde bir çok makine ithalatı yapıp, en cahil halka bile bu makineleri kullanmayı öğretip topyekün bir çalışma prensibi geliştirilmiştir. aynı dönem japon asillerinin kızları da dokuma tezgahlarında çalıştırılarak halka mavi yaka olmanın gurur duyulacak bir şey olduğunu her kanaldan empoze ettiler. okullarda çalışmanın bir şeref olduğu öğretildi. en yetkin insanlar dahi fabrikalarda çatır çatır çalıştılar. sanatçılar, zenginler, asiller..
bugün ülkemize baktığımda temel sorunun bu olduğunu daha net görüyorum. bugün bizim ülkemizde mavi yaka nefret edilen kesim. oysa mavi yakayı, üretini baş üstünde taşıyan almanya, japonya gibi ülkelerin hali ortada.
Ha unutmadan o makinelerin parasını hirosimo bombası atıp sonra Rusya (yani sovyetler) kapmasin diye yalandan yaralarını saran ABD verdi. ABD bu arı gibi çalışan insanlara yatırım yaptı. Peki Türkiye'ye neden yapılmadı bu yatırım? Çünkü Türkler bölük bölük, kuralsız ve başıboş tembel bir milletti. Aynı zamanda tek partili sistem istiyor, demokrasiye direniyordu. Meclis koltuk hirsiyla yanan adamlarla doluydu. Simdi siz olsanız arı gibi bir millete mi, yoksa ellerini açıp para ver Allahım diyenlere, ben tek adamım diyenlere mi verirsin paranı? (Bkz: Marshall kanunları)
Bugün japonya dünyanın argesidir.
14 nisan 2021 15:52
14 nisan 2021 16:29