kavak yelleri

1. türk gençlik,drama dizisi.2007'de yayınlanmaya başlamıştır.başrollerinde ibrahim kendirci,asli enver,pelin karahan,daghan kulegeç gibi oyuncular yer alır.hangimiz izlemedik ki? mineye ayar olanlar,aslıya üzülenler,efe ile deniz'in dostluğu vs. bir dönem büyük bir furyaydı.

ukte: (yazar: sade )

2. tam da şu anda reklamını gördüğüm dizi. Tv2de haftaiçi her gün yayınlanacakmış.

3. sözleriyle beni çok etkileyen en sevdiğim nilüfer şarkılarindan.en çok da şu kısmı fena koyuyor her dinleyişimde.

kaçmayi çok denedim ansizin bu sevgiden

kaç kere yenik düştüm istemeyin bunu benden

sarhoş tutkularin koynunda ben bir deli

iş işten geçti artık dönemem geri

özellikle feridun düzağaç'la düet versiyonunu arka arkaya kaç kere dinlediğimi hatırlamıyorum. feridun düzağaç'in sarkiya apayrı bir hava kattigi kesin ama.

4. Dizide mine karakterini sevip aslı karakterini sünepe bulan bi ben miyim allasen yaa :s

Her yaz can sıkıntısından tekrarını izlediğim gençlik dizisi. Bu yaz biraz geç başladı, alacağın olsun tv2.

5. dawson's creek dizisinden uyarlanan 2007 yapımı türk gençlik dizisi. bir yaz dizisi olarak başlamıştı ancak tutunca devam ettirme kararı alındı. ben de çok severek izlediğimi hatırlıyorum, konusu zaten alınma olduğu için güzeldi ve konunun üzerine senaryo da iyi yazılmıştı.

özellikle ilk sezonu çok başarılıydı sonradan klasik türk dizisine dönerek çok uzatıldı, saçmalandı vs vs arada bırakıp tekrar başlayıp sonunu getirmiştim.

şu anki gençlik dizilerine kıyasla ilk sezonları çok daha gerçekçi, oyuncuların performansları çok daha iyiydi, replikleri hem güldüren hem hüzünlendiren türdendi, öyle sosyal medyadan alınıp senaryoya sokulan gereksiz sözler yoktu. dizinin mekanlarıyla izlemesi pek keyifliydi.

diziye dair hatırladığım en güzel şey ise sanırım müzikleri. pinhani grubunu bize tanıştırdığı için bile bu diziyi güzel hatırlayabilirim. düşününce özlemişim de ya.

6. Pinhani'den tiksinmeme sebep olan dizi. Koca dizi yıllarca aynı 2 şarkıyla devam etti.

Ne zaman "Bugünüm yarın olsa" dizesini duysam ürperiyorum, oh yoo diye koşarak kaçasım geliyor.

Bir yönüyle de şimdiki berbat gençlik dizilerinin önünü açtı. Gerçi onun atası da kampüsistan'dır ve bundan çok daha iyiydi.

7. ilk sezon ilk 15-20 bölümü güzel ve eğlenceli olan diziydi. Hem güzel esprileri vardı hem de karakterler iki boyutlu değildi. En yan karakterine kadar herkesin bir kişiliği, repliklerinin de bir manası vardı. Hani evet bu çocuk bu lafı edebilir derdiniz. Deniz çok sevimli, Efe çok sempatik, Aslı da uyuz ama şirindi. Mine hem cadı hem güzeldi. Sonra çok bozdu sezonlarca devam etmesine anlam veremem hala. Benim dizide en ilgimi çeken karakteri ise Urla'dan sonra bıraktılar daha sonra da sadece bir kere bahsi geçti ve o konu geçiştirildi. Travmasını atamadım yıllarca.

Koray diye bir karakter vardı. Tam bir piç zengin bebesiydi. Babam da babam param da param diye gezerdi. İlginç bir şekilde Deniz'e uyuzdu. Yani onu kıskanıyordu ama niye kıskanıyordu anlamıyorduk. Ondan daha zengin, daha uzun boylu ve daha yakışıklıydı. Okulun basket takımındaydı. Ne istiyorsun Deniz'den çocuğum, nedir derdin yani? Sonra bunun babası girdi diziye, konuk oyuncu olarak. Hiç unutmam, Kerem Atabeyoğlu canlandırıyordu: Altan Bey. İnanılmaz cool bir herifti. Hiç oğluna benzemiyordu. Biz Koray'ı tanıyınca babasının da "Koray Buzdolapları" çıkartacak tıynette bir adam olduğunu sanmıştık ama bu öyle değildi. Oğlunun ayakları yere sağlam bassın, şımarık olmasın istiyordu ve Deniz'i ve babasını da pek sevmişti. Sonra oğlunun burnu sürtsün diye bunlara bir yer açtı, Koray'ı da verdi bunların yanına hizmetli diye kendisi yurtdışına gitti.

O zamanlar ben de liseye gidiyordum. Üzülmüştüm Koray'a. Annesi yoktu bu çocuğun meğer. Ve Deniz babasıyla arkadaş gibiyken bu babasına sürekli bir yalakalık halindeydi. Babasıyla arası soğuktu ilginç bir şekilde. Baba gayet cool gayet enseye şaplak bir adamken bu çocuk babasına "nasılsınız baba?" "İşleriniz yolunda mı baba?" "yanlış anladınız baba" şeklinde ikinci çoğul kişili konuşuyordu. Anladım ki bunun babayla diyalogunda bir sıkıntı var, Deniz'e olan haseti de bundan. Hatta o zaman çok güldüğüm "Kızmayın ama baba açıklayabilirim" repliğinin de sahibiydi. (O sırada baba eşşolubeşkulak şeklinde azarlamaktadır).

Neyse efendim bu çocuk en son bu kadar aşağılanmaya dayanamayıp, Mine'nin kaypak eski sevgilisiyle Almanya'ya kaçıyordu. Adam bunu "yakışıklı çocuksun, orada mankenlik yaparsın. Babana borcunu ödersin" diye kandırmıştı. Bu da kalkıp gitmişti (Salaktı biraz ablası). Babasına da bir mektup bırakmıştı. Ondan sonra kendisini göremedik. 30. bölümlerde falan bir kere bahisleri geçti. Altan Bey, oğlu Koray'ın peşine Almanya'ya gitmiş onu arıyormuş, diye.

Sonra bizim ana ekip Urla'ya gitti geldi, ne Altan'ın bahsi geçti ne Koray'ın. Hiç yoktan Altan gelip Deniz'in kırkından sonra azmış kudurmuş herkeslerin babası olmuş babasının yakasına yapışıp "Ulan sana güvendik iş yeri açtık, oğlanı emanet ettik. Çocuk nerde?!" diye ünleyeydi. O da yok. Silindi gittiler. Böyle harcanan karakterler görmedim (gördüm). Çok merak ediyordum onları ben. Oyuncuları geri alamıyorsanız bile iki replikle ahvallerini açıklayın yani çok mu?

Şimdi burada baba-oğulu oynayan iki oyuncuyu başka bir dizide yıllar sonra bir arada görünce gözümde canlandı koskoca mazi. (gbkz: Maraşlı) setini basıp, sizin durumlar ne oldu? Koray'a Almanya'da ne ettiler? Baba-oğul barıştılar mı? diye sorasım geliyor. Soramıyorum. Sana çok içerlemişim Kavak Yelleri. Zaten ilk 20 bölümden sonra çöp olmuştun. Ama en çok harcadığın karakterler koydu bana. (gbkz: Kerem Atabeyoğlu)'nu da harcamazsın yahu.

8. Kim ne derse desin yayınlandığı dönemin en iyi gençlik dizisiydi. İlk bölümler başladığında ortaokul öğrencisiydim her hafta heyecanla beklerdim yeni bölümü sonra tekrarlarını izlerdim bir sonraki hafta gelene kadar.Belli bir yerden sonraki sezonların saçmalama sebebi aslında 3 aylık bir yaz dizisi olarak başlayıp bitecek gibi planlanması ama dizi tuttuğu için 2007 senesinden 2011 e kadar devam etmesidir. Nereden baksanız 4 sene ekranda dönmüş haliyle saçmalaması biraz normal olmuş ,şuan ekranda dönen dizilerin çoğu 10.bölümden sonra sapıtıyor . Favori karakterlerim mine ve efe idi .Canim her sıkıldığında hala rastgele bir bölümünü açar izlerim.Aslında özlenilen dizi değil, bunu izlediğimiz senelerin hissettirdiği güzel şeyler galiba

9. Bir zamanların (bkz: cnbc-e) kanalındaki (bkz: dawson's creek) dizisinin uyarlamasıdır. Cnbc-e versiyonu çok sevdiğim için bakalım olmuş mu diye bir süre izlemiştim ama o tadı alamamıştım ve bir noktadan sonra izlemeyi bıraktım. Sonra da ölüp ölüp dirilmelerle sapıttı zaten dizi. Yine de zamanına göre müziğiyle ve atmosferiyle tatlı bir gençlik dizisiydi. Şimdiki yaz dizilerine tercih ederim.