1.
Baştan sona kadar bütün bölümlerini seyretmek hiç nasip olmadıysa da bir kaç sene önce adını hatırlayamadığım TRT kanallarından biri sayesinde 2 tanesini bir süre severek takip ettim. İlk seyrettiğim Princess Hours ikincisi ise Boys Over Flowers'ti. Boys Over Flowers'i çok uzun süre takip etmek mümkün olmadıysa da güzel diziydi, ama favorim Princess Hours'tu.
Bilmeyenler için Princess Hours'un konusu yanlış hatırlamıyosam lise çağında bir prens ile yine liseli olan ve orta halli bir ailenin kızının küçükken birbirine bi sebepten dolayı beşik kertmesine benzer bir durumla "kertilmesiydi". Sonra bu ikisinin henüz lisedeyken evlenmeleri gerekiyodu(gizlinot: yanlış hatırlamıyorsam kraliyet ailesinin başında bir bela olduğu içindi bu erken evlilik), ve bunun için sıradan bir hayatı olan kıza sarayda uzun bir zaman prenses dersleri veriliyodu. Cıvıl cıvıl biraz da sakar olan kız ile ciddi ve soğuk kişilikli prens ilk başta hiç anlaşamayıp sürekli didişse de yavaş yavaş birbirlerini sevmeye başlıyolardı dizi ilerledikçe ve olaylar gelişiyodu.
Bir de eklemeden geçemeyecem. Ben Koreli kızları çok beğenirdim, hatta o duru ve saf güzelliklerini biraz da kıskanırdım. Hala da beğeniyorum, ama Koreli kızların büyük çoğunluğunun 40 çeşit ameliyat geçirmiş birer estetik güzeli olduğunu duyunca çok büyük hayal kırıklığına uğradım(gizlinot: üzgün smiley was here). Bazen Youtube'da açıp değişimlerini seyrediyorum ve her defasında ağzım açık kalıyor tövbe Estağfirullah bu nasıl iştir diye. Koreli kızları beğenen erkeklere sesleniyorum, aynı tipte doğal olanlarını arayacak olursanız doğunun o kadar uzağına değil, sadece orta Asya'da ki Türk asıllı kızlara bakmanız yeterli. Tatar, Kazak, Özbek, Kırgız ve benzeri kızlar icinde estetik güzeli Koreli kızlara 10 basacak doğal güzellikte nice kızlar var, hele ki Tatar kızları arasında. Koreli fos kızların binbir estetikle eriştiği görüntüye onlar doğuştan sahip.(gizlinot: maaşaAllah diyelim) Kusuruma bakmayın, söylemesem içimde ukte kalacaktı.
2.
ilk izlediğim dizi coffee prince idi, ya 2008 ya da 2009 yılında izledim ve sonrası bağımlılığa dönüştü.
2011 yılında danimarkada yaşadığım dönemde havaların tam kararmaması falan uyku düzenimi mahvedip beni depresyona sürüklediğinde günde 10-12 saat falan dizi izlediğim oluyordu. genellikle kore dizilerinin 1er saatlik 16 ya da 20 bölümden oluştuğunu düşünecek olursak izlediğim dizi sayısının haddi hesabı yok tahmin edersiniz ki. hafiften koreceyi kaptım bu sayede, alfabesini bilmiyorum ama günlük konuşmaya falan baya aşinayım (gizlinot: tabii sana ne faydası var diye soracak olursanız, bi faydasını görmedim henüz)
(link: http://www.yeppudaa.com/forumdisplay.php?f=66 yeppudaa) adlı siteden indiriyorum ya da online olarak izliyorum ben, bu site kore dizisi, filmi meraklıları için bulunmaz nimet.
son iki yıldır biraz uzaklaştım dizilerden filmlerden, sıkıldım galiba bilemiyorum. geçenlerde biraz mutsuz hissettim ve sevgi dolu bir şeyler izlemenin iyi geleceğini düşünerek bir kore dizisi açıp izleyeyim dedim ve iki tane çok güzel dizi buldum.
biri kill me heal me, diğeri ise fated to love you. son zamanlarda gerçekten keyif aldığım diziler oldu bunlar, zamanı olup izlemek isteyenlere öneririm.
çok uzun yazdım farkındayım, son olarak da favori filmimi söyleyerek bitiriyorum: "more than blue"
keyifli seyirler
3.
son zamanlarda fena sardığım dizilerdir. Ne yazık ki sınav haftam olmasına rağmen durmaksızın izliyorum ve 2 günde 20 bölümlük bir sezonu bitiriyorum. aşırı güzel bir bağımlılık yaptı. bölüm sonlarını öyle bir denk getiriyorlar ki diğer bölümü heyecanla açıyorum. Yan etkilerini sayacak olursam; öncelikle bütün gün gözlerimde kalplerle geziyorum, gerçekten böyle, okulda derste aklıma bir komik sahne geliyor veya dizide yaşanmış bir şey gün için de karşıma çıkarsa salak gibi sırıtmaktan kendimi alamıyorum. ilk izlediğim dizi 1 hafta öncesinde (Gbkz: boys over flower)'dı. klasik, herkesin izlediği ve dizi bittiğinde dizideki herkese aşık olmuştum. çok saçma, 21 yaşındayım ama kendimi 15 yaşında lisede arkadaşlarımla takılıyormuş veya yeni yeni flörtleşmeler, aşık olmalar ama açılamamalar, hareketlerle belli etme dönemlerinde hissediyorum ve bu kalbimin cidden daha hızlı çarpmasına neden oluyor, atışını kulaklarımda duyuyorum. ayrıca ilişkime de yaradı çünkü hep odun kız profilinde bir sevgiliyim ama şimdi resmen aşk böceğine dönüştüm, uzun yıllık ilişkimde kendimi daha yeni başlamış hissediyorum. izleyin, izlettirin gerçekten sadece aşk değil dostlukların da kuvvetini göreceksiniz. her şey toz pembe, masalsı ve tam istenilen gibi ilerliyor. senaryoda böyle güçlü kuvvetli sert ve korumacı erkekler, koludan tutup çekmeler, ani öpüşmeler vs. çok tatlılar (gizlinot: yine gözlerim kalp kalp ) ancak türkiye'de uyarlanan son dönem uyarlama dizilerine bakıyorum da hiçbiri bende böylesine sevgi pıtırcıklığı yaratmadı. inandırıcı olmadıklarını, oyunculukların iyi olmadığını düşünüyorum.
6 ocak 2016 00:39
ed.6 ocak 2016 08:33
4.
genel olarak sevdiğim yapımlar. diziler için konuşacak olursam; oyunculuklar her zaman mükemmel değil, yapım kalitesi de öyle; ama bunlara çok takılmıyorum ben şahsen. genelinde biraz masumiyet, biraz saflık, çokça aşk ve dram bulunur. bazen gerçekten efsane güzel olanları çıkar, "coffee prince" veya "answer me 1997" gibi (bu yapımları izlemek istiyorum ama nerden başlasam acaba diyorsanız şiddetle tavsiye ederim). bazen de "türk filmi izliyorum sanki ben" hissine kapılırsınız, ki hakkaten bazıları eski yeşilçam filmlerine benzer. çoğunluğu "idol drama" denilen ünlü k-pop şarkıcılarının oynadığı türdendir. ne yazık ki pek çoğu da senaristlerin beceriksizliğine kurban gider. senaristler güzel bir konu bulup güzel bir şekilde başlarlar diziye, heyecanla takip edersiniz ama bir süre sonra işleri o kadar karıştırırlar ki sonunda içinden çıkamayıp alelacele bir finalle konuyu da havada bırakarak bitirirler ve size de "eee, noldu şimdi?" demek kalır. ayrıca bildiğim kadarıyla seyircilerden gelen tepkilere göre sürekli dizinin gidişatını değiştirirler, zaten çoğunlukla bu yüzden sarpa sarar her şey. bir de dizi-film endüstrisi oyuncularına karşı çok acımasızdır, insanları bayılana kadar setlerde süründürüp ayılır ayılmaz da tekrar iş başı yaptırırlar ki, zaten bu yüzden kötü bir şöhreti vardır kore dizi-film sektörünün. benim son izlediğim dizi "twenty again" adında, yirmi yıllık bir aradan sonra eğitimine devam etmek isteyen bir kadın hakkındaydı ve beğenerek izledim. başrolünde bir zamanların efsanesi "winter sonata"nın da başrolünü oynamış olan choi ji woo vardı ve bence role yakışmıştı. elbette ki dizinin eksik yönleri vardı ama sonunda iyi toparladı bence yine de. son izlediğim film de lee min ho'nun "gangnam blues" isimli filmiydi ama ne yazık ki hiç beğenmedim, güzelim min ho'yu harcamışlar diye düşündüm. asya dizileri/filmlerine başlamak istiyorsanız bence güzel bir başlangıç noktası kore yapımları, sonra yavaş yavaş diğer asya ülkelerinin ürettiklerini de merak etmeye başlıyorsunuz zaten, tavsiye ederim.
edit: yazmayı unutmuşum, istisnasız her dizide bir "erkeğin kadını kolundan tutup zorla sürükleme" olayı var ki, beni acayip sinirlendiriyor. kadın karakter ne kadar güçlü olursa olsun (fiziken de ruhen de), erkek illa "gel, konuşucaz!!1!" diyerek o kadını istediği yere sürüklemiyor mu resmen dizinin içine girip iki karakteri de ayrı ayrı, dura dinlene dövesim geliyor. kore yapımlarının sinirimi bozan nadir yönlerinden bir tanesi.
6 ocak 2016 04:14
6 ocak 2016 05:05
5.
ben en çok hırçın sevgilimi sevmiştim filmlerden. amerikan versiyonu da var ama kore versiyonu (aynı zamanda orijinal olan da o sanırım) gerçekten bin basar. oyuncular da kat kat daha tatlı
6.
bir ara çok takmıştım kore dizilerine. o kadar çok izleyince de sıkıldım sanırım uzun zamandır izlemiyorum.
genelde bu diziler 16 bölüm olup ilk 10 bölüm gençlerimizin birbirlerine aşklarını bir türlü itiraf edememeleri üzerine kurulu. son 6 bölüm de birbirlerine açılıyorlar falan filan.
sürekli aynı olay örgüsü üzerine kurulunca (gizlinot: sakar sevimli bir esas kız onun peşinde dolanan esas oğlan ) sıktı beni ya da ben hep aynı konulu dizileri izlemişim ,bilemedim.
7.
Ülkemizde bol bol uyarlanan diziler. Örneğin (link: https://onedio.com/haber/kore-dizilerinden-uyarlanan-turk-dizileri-487416 şunlar) . Son zamanlarda severek izlediğim seviyor sevmiyor u da listeye dahil edebiliriz.
8.
kore sineması dünya çapında ün yapan yönetmenler ve oyuncular var etmiş, oldukça başarılı bir sektördür. benim de takip ettiğim birkaç yönetmen var ki her filmlerini elimden geldiğince izlemeye çalışıyorum. özellikle intikam konulu filmler konusunda kore sineması bir numara bence.
kore dizileri ise gene dünya çapında ünlü oyuncular var etmiş durumda, ancak sinemaya göre oldukça vasat. gene de türk dizilerinden iyi olduklarını söyleyip, haklarını vermek lazım.
9.
Öyle bir korku filmi yaparlar ki. 'No comment'
10.
Love in moonlight ve cindirella and four knight dizilerini izliyorum şu an. İnsanları, konuşma tarzları giyinisleri ve makyajları çok farklı
Hayata bakış açıları da bize göre farklı doğal olarak.
İlgimi çekti şimdilik. İzliyorum görüşcez bakalım neler olucak:)
3 eylül 2016 08:33
3 eylül 2016 08:35