1. 2021'de bizi bekleyen bela. İşin uzmanı süslüler başlığa katkı sağlarsa çok mutlu olurum. Ben sade vatandaş olarak bile korkuyorum. Hepiniz fark ediyorsunuzdur ki ben durumu Ankara'dan bildiriyorum : yağmıyor arkadaş. Bir damla bile yağmıyor. Yağınca da allah ne verdiyse yağarak verimli toprakları mahvediyor. Mesela haberlere göre Şuan İstanbul'un 2 aylık suyu kalmış durumda.
Pandeminin de etkisiyle zaten su tüketimi tavan vaziyette. Sonuç olarak bugüne kadar tasarrufun anlamını "doğaya zarar vermemek" ile değil de salt "fatura kaç tl' mantığıyla ölçen toplumumuz artık bizzat susuzlukla karşı karşıya. Tarım politikamız geleneksel, güncel sulama yöntemlerine geçişte yetersiziz.
Bireysel çabaları toplumsal harekete çevirmemiz lazım. Diş fırçalarken suyu açık bırakmamak, duşta saatler geçirmemek, boş boş sifon çekmemek, elde bulaşık yıkamamak gibi küçük önlemleri topyekûn uygulamak şart. Bunu toplumsal bilinci düşük kesimlere yaymak ise devletin görevi. Bahsettiğim toplumsal bilinç ne eğitim ne sosyoekonomik ne sosyokulturel seviye ile alakalı. Blogger,influencerlar delice tüketim pompalarken bu toplumsal bilinçten nasibini en son alan kitle belki de. Zira toplumsal bilincin bir noktası da bir tişört için binlerce litre su harcanırken, saçma sapan her sene modası değişen giysilere para dökmemektir. Bilinçli tüketici olmak için geç değil. Biz ilk etkilenecek ülkeler arasındayız ve bunu bilerek hareket etmek zorundayız. Küçücük alışkanlıklar geleceğimizi değiştirir, lütfen.