la casa de papel

1. suç, aksiyon, ve aşk üçgeninde dönüp dolaşan, úrsula corberó (tokio), pedro alonso (berlin), miguel herrán(rio), álvaro morte (profesör), alba flores (nairobi) gibi oyuncuların yer aldığı ispanyol yapımı netflix dizisi. dizinin adı türkçe'ye çevrildiğinde kağıt evi demek zaten. bu da diziyle ilgili az da olsa bir fikir veriyor. o yüzden bu cepte bir dursun.

dizinin başta klasik bir soygunla başladığını zannediyorsunuz. yalnız olay örgüsü devam ettikçe bunun basit bir soygun olmadığını, insan aklının istenildiği takdirde nasıl çalışabildiğini de fark ediyorsunuz. bu sayede içten içe nelere temas ettiğini, bölümler ilerledikçe hikayenin sizi daha da içine çekmesiyle anlamaya başlıyorsunuz. çok basite indirgeyerek anlattım, ama detaylara girmesem de izleyenler ne demek istediğimi anlayacaktır. henüz izlemeyenleri de biraz merak duygusu sarmalı, öyle daha bir keyifle izleniyor (gizlinot: bende öyle oluyor çünkü ).

açık söyleyeyim ben en başta dark'ın boşluğunu doldurmak için başladım. hatta yer yer sevdiğim, bazen de bu ne ya dedirten mantık hataları da gördüğüm bir dizi oldu. yalan yok ilk dört bölümü severek izledim. senaryo gerçekten çok iyi. yani ispanyollar bu konuda iyi iş çıkarmış. karakterler ve dizinin kurgusu başarılı. hele ki berlin ve profesör. ikisi de favori karakterlerim oldu benim.

özetle polisiye ve aksiyon sevenlerin mutlaka izlemesi gereken yapımlardan bence. böyle deyince de akla sadece polisiye mi var peki gibi bir soru gelebilir. tabii ki hayır içinde güzel bir aşka da yer vermiş. yani duygular kesinlikle çok iyi yedirilmiş hikayeye.asla bu nereden çıktı demiyorsunuz.

ilk dört bölümü sevdim dedim ya, itiraf edeyim ortalara doğru da biraz sıkıldım. bu benim beklentimi yüksek tutmam nedeniyle de olabilir tabii. yani bu kadar güzel başlayan bir hikayeye yakışmayacak türden ufak tefek şeyler de vardı şimdi. onu da izlerken fark ediyorsunuz. böyle ilerlerken sonlara doğru geldiğinde tekrar baştaki gibi acayip keyif almaya başladım. inişli çıkışlı bir dizi oldu yani benim için, zaten sezon finali de kesinlikle çok iyiydi. sonunda iyi ki izlemişim bu diziyi dedim, yani bunu dedirtebildi. o yüzden başarılı buldum zaten. özellikle kapitalist düzene yapılan vurgular çok yerindeydi. sadece o bile benim için bir artı değer çünkü. müsait bir zamanda ikinci sezona başlamak istiyorum. umarım hikayeyi bozmadan devam edebilmiştir de, aynı tadı alabiliriz.

bu kadar dizi demişken soundtrack konusuna girmeden olmaz. müziklerini ayrıca sevdim ben bu dizinin. (link:https://youtube.com/watch?v=F1oHBcTdKL4 my life is going on) diziye fazlasıyla yakışan bir seçim olmuş. hala severek dinliyorum.

(yazar: beyaztavsan) uktesi

2. Bu diziyi yakin bir arkadasimin israriyla izledim, iyi ki de izlemisim. Aslinda ilk bir kac bolum abartilmis oldugunu dusunmustum. Son bolumleri ise nefesimi tutarak, kimi zaman bogazim dugumlenerek, heyecandan kalbim duracak gibi izledim. Dizinin kliseleri, mantik hatalari olsa da tum soyguncular bir anda arkadasim oldu, o soygunu son anina dek yasadim. Kimin gercekten iyi, kimin kotu oldugu bakis acisindan ibaret... saygilarimla el profesor

3. dizi sektöründeki ispanyol furyasının bir başka örneği. biraz sonra 5. bölümünden devam edeceğim. çok sıkılmıştım amerikalılardan, şimdi sabahlara kadar ispanyolca dinliyorum. inanılmaz akıcı gidiyor bence, beni baydığı bir dakikası bile olmadı. dizinin müzikleri ayrı güzel ama maalesef playlist paylaşılmamış. (gizlinot: sizi kınıyorum) tek tek arıyorum o yüzden bütün müziklerini arada bachlar beethovenlar falan çıkıyor ayrı bir mutlu oluyorum. başlamak isteyenler hiç düşünmesin bence.

final editi: çok net bir biçimde söylebilirim ki izlediğim en iyi dizidir artık kendisi, ve berlin sana aşığım. (link: https://www.youtube.com/watch?v=d2LPtvvFLc8 ciao bella ciao bella ciao ciao ciao!)

4. bu kadar etkileneceğimi düşünemediğim, ilk bölümle kendisine saran ve vakti olan birinin tek solukta bitirebileceği enfes bir netflix yapımı. dizisiz kalınca ne izlesek arayışıyla hadi bir bakalım dediğimiz bir diziydi ama şuan neden devamı yok diye üzüyor. çok akıcı, kendisine bağlayan, kapitalizm eleştirisini de güzel veren etkileyici bir dizi olmuş. oyunculukları gerçekten çok beğendim, bazı mantık hatalarını izlerken farkedebiliyorsunuz ama o kadar sürükleyici ki takılmıyorsunuz bile. zekice kurgulanmış bir soygunu anlatsa da karakterlere göre kimseye zarar vermeden yapılan bir direniş şeklinde anlatılmış. bir anda tüm suçlar izleyicinin gözünde meşrulaşıp sistemi sorgulamaya itiyor. soygunu kurgulayan profesör, o nasıl bir bakış, nasıl bir heyecan, ne güzel jest ve mimiklerin var diyerek beni kendisine bağladı, çok çok beğendiğim ve heyecanla devamını beklediğim bir dizi oldu, aklında olan varsa hiç bekletmeden başlamasını öneririm.

bir de şey, yeni dizi öneriniz var mı? :)

5. 9. bölümdeyim ve bayıldım diyebilirim.akıcı gidiyor,müzik seçimleri hoş ve konu bakımından farklı olmasıyla kendine bağladı.

6. birinci sezonu severek izleyip ikinci sezonda hayal kırıklığına uğrayarak az önce bitirdiğim dizimsi.

bu kadar güzel ve diğer diziler arasında sivrilebilen bir dizinin son beş bölümü nasıl bu kadar deli saçması olabilir anlamıyorum.

----------------------------spoiler----------------------------

----------------------------spoiler---------------------------------

tokyo'nun dönüşünde bir merminin bile isabet etmemesi

müfettişin aa şapşik edasıyla profesörün gidişini izlemesi

bütün çatışma sahnelerinde soyguncuların rambo kesilip bağıra çağıra şarjör boşaltması

bunlar beni en çok rahatsız eden sahnelerdi, alt anlam aramayı bırak bu saçmalıkları gülerek izledim. polisiye-gerilim değil resmen komediydi.

7. İzlediğim en heyecanlı diziydi. Son bölümleri özellikle, sabit izleyemedim elim kolum sürekli hareket halindeydi heyecandan. Son yıllarda izlediğim diziler arasında ilk 3'e garanti girer. Verdiği mesajlar çok yerindeydi. Kulaklarımda hala (link: https://youtu.be/GZc78snbvxQ bella ciao) yankılanıyor. Salvador dali ve komünizm göndermeleri çok güzeldi. Klasik aksiyon soygun hikayelerinden de tam bu noktada ayrılıyor. İlk defa bir yapımda bütün hataları görmezden geldim, hiçbirisi beni rahatsız etmedi.

Genelleme yapmış olucam ama abd yapımları hakikaten avrupa yapımlarının yerini tutmuyor bana göre. Abd yapımları buram buram para hırsı, popülarizm kokuyor. Ayrıca netflix yapımı olması yanlış bilinen bir bilgi. Dizi netflix yapımı değil, netflix sadece bu dizinin yayın haklarını satın aldı.

---spoiler---

Komünizm göndermeleri var ama komünist karakter yok aslında. Profesör ve berlin için komünist demek yanlış olur bence. Profesöre sinir oldum raquel'e oynadığı oyun yüzünden ama adam gerçekten aşık olmuş. Ön göremediği tek şey buydu zaten.

En sevdiğim karakter berlin oldu. Gülüşü, sivil hayattaki tarzı, girdiği tripler beni benden aldı. Sahne arkası görüntüleri de izledim orada bile aşırı tatlı (link: https://m.youtube.com/watch?v=ZLpNW-ZZxZE link) Berlin'le profesör kardeş mi ben mi yanlış anladım bilmiyorum. Türkçe altyazı berbattı. İspanyolcam başlangıç seviyesinde ama ciddi hatalar vardı anladığım kadarıyla.

Tokyo kendini hem sevdiren hem de kendinden nefret ettirebilen bir karakter. Berlin onu teslim ettiğinde içimin yağları eridi ama aynı zamanda tokyo motorsikletle darphaneye dalınca da baya sevindim. Tokyo'yu sevsem de rio'yla bir arada oldukları zaman tarihin en gerizekalı çifti oluyorlar.

Denver çok saf ve masum bir karakter. Monica'yla (gizlinot: aka stocholm) yakıştılar. Tüm bu yaşananlardan sonra nerede ne yaptıklarını görmek isterdim. Rio hariç Nairobi, oslo, helsinki, moskov hepsini sevdim ben.

---spoiler---

8. bella ciao,bella ciao,bella, ciao ciao ciao!

edit:canım eksicim müzik zevkin yok galiba <3

9. 12.bölümdeyim. önce buradaki sonra ekşideki yorumları okudum ve ekşideki yorumlara takıldım.

---spoiler---

ekşideki yorumlardan boktan dizi falan yazılan bir girdide yazar, berlin gibi tecavüzcü birinin yüceltilmesinden duyduğu rahatsızlığını dile getirmiş. kardeşim siz götünüzle izliyorsanız da izleyenleri yanıltmayın. berlin'e, polis teşkilatı sırf halk tarafından destek görmesin diye tecavüzcü, sübyancı ve kadın pazarlıkçısı iftirası planlı olarak atıldı. berlin bunu tvden öğrendiğinde onuru zedelendi, büyük bir şok yaşadı ve buna sebep olan kişiden intikam almaya çalıştı. ah keşke burayı bir okusan sevgili ekşi yazarı. halk için atılan yemi ilk yutan bu ekşi yazarı olmuş anlaşılan :D ne kadar dikkatsizsiniz.

10. bella ciao beynimde çalıyor bitirdiğimden beri...

finali fazla etkiliyor :( (gizlinot: spoiler alsanız bile)