1. çok sevdiğim, cesur kutluğ ataman filmi. 1998'de berlin'de çekilmiş bu film aslında 2000'lerden önce insanlar daha farklı ve cesur işler yapıyormuş hissi uyandırıyor bende.
film berlin'deki gay, travesti, rentboylar dünyasında geçiyor. önce murat'ı tanıyoruz, sonra da lola ve onun dünyasını. filmde almanya'da türk olmak zaten yeterince zorken bir de gay türk yada travesti olmanın daha da zor olduğuna dikkat çekiyor.
ataerkilliğe, maçoluğa sağlam eleştiriler getirilmiş aynı zamanda filmde.
filmin bitişi eğlencelidir ama oldukça buruktur. karakterlerden bir şunu söyler: "elveda berlin, canın cehenneme".
kısacası farklı bir film bu bence herkesin bir kez izlemesi gerekiyor.
"once upon a time, there was a man called lola, and a man called bili. in the beginning they were very happy. they were desperately in love. but because bili was so macho, he didn't want to be a fag, living with a fag. so he asked lola to have his dick cut off and become a woman, so they could get married and live like the others do. lola did it, because she loved him. she stood there in her apron, cleaned the apartmen everyday, baked cookies. but one night, bili didn't come home. lola waited for him all night, and the following night, and the following night. but bili never came. she waited like a heroine in a kitsch novel. she waited and started to hate him. but bili never returned. why do you think bili left lola? because the woman he married, was no longer the man he had fallen in love with."
kendi uktemi kendim doldurmaya karar verdim.