love is blind

1. netflix'te reality show. kısmetse olur'la seda sayanlı evlenme programı karışımı gibi bir şey.

spoiler---

belli sayıda kadın ve erkekler bir evde farklı bölümlere yerleştiriliyorlar ve random olarak sürekli buluşmaya çıkıyorlar, kısmetse olur kırmızı oda vari odalar var, aradaki duvardan birbirilerini görmeden sohbet edip; tanışıyorlar.

benimle evlenir misin, sorusuna evet diyenler bu sefer birbirilerini görmeye başlıyorlar, tatile vs. çıkıp; eve yerleşiyorlar.

belli bir gün sonunda düğün olacak ve tamam diyenler evlenecek galiba.

sözde deney olarak geçiyor ama kurgu olduğu çok belli. amaç ırk, yaş, tip vs. görmeden birinin içine aşık olmakmış.

gerçekten çok sahte. birbirlerini hiç görmüyorlar ancak 3. buluşmada birbirlerine ilanı aşk yapıyorlar, seni seviyorumlar, ağlamalar havada uçuşuyor. özellikle ağlama olayı beni bitirdi. ya niye ağlıyosunuz? daha görmemişsin ve hiç anın yok, sadece iki okul anısı, iki aile anısı, iki espiri, iki seks muhabbeti yapmışsınız. niye niyee?

valla iki gündür sadece 1-2 saat muhabbet ettiğim insan ağlayıp; aşık olduğunu söylese korkarım ve gerilirim. sapık eylerim ama format böyle sanırım.

izlerken cringe oluyor insan.

karakterlere ayrı ayrı girmiyorum ama çoğu leş, ezik, varoş.

2. bu on yıl kadar önce türkiyede zaten vardı kanal dde falan izlerdim, programın adı 'aşkın gözü kördür'dü yarışmacılar türktü bu ara yabancılar dublajlanmış falan değildi 

3. Kısmetse olur'un Amerika versiyonu. Program her yanından kurguyum diye bağırıyor. Kızların aliexpress plastik kirpiklerine bakmaktan olaylara odaklanamadım. Kızlar  gözünüzü seveyim bari düzgün yapıştırın, biri aşağıda biri yukarıda saçma sapan bir görüntü.

 2 dakika konuşuyorlar hemen büyük büyük sözler. Çok aşık oldum, öldüm bittim bu nedir yani. İnandırıcılık sıfır. Hele aralarda verdikleri röportajlar sürekli aynı şeyi söylüyorlar. Duygusal bağ, bağ kurduk, onunla bağ kurdum, hemde görmeden cart curt. 

spoiler**

Jessica'nın evlenmeyeceği çok belliydi. Sırf barnett'a inat olsun diye mark'a evet dedi. Tatil boyunca çocuktan kurtulmak için her şeyi denedi. Yine de kurtulamadı. Mark sen ne gurursuz, yapışık bir adamsın. Barnett'ın evlenmesine şaşırdım. Kızın borçlarını duyunca caymış gibiydi. Birde tatilde kavga eden siyahi çift (adlarını unuttum) adam sen ne pislik biriymişsin kıza etmediği hakaret kalmadı.

4. kısmetse olur'u bile köpek gibi izlemiş biri olarak yine içine düştüğüm reality programı. henüz başlardayım ama barnett, sen her genç kızın rüyası mısın be adam. neyse sahte de olsa akıp gidiyor. boş zamanlar için tavsiye edilir.

5. kurgu olduğu belli olsa da şu yorumu edemeden geçemeyeceğim.

Allah bizi Jessica gibi kadınların şerrinden korusun. :/

6. Baştan sona kurgu olsun,yani varsın olsun.fakat insan şunu anlayamıyor,bu kadar büyük büyük laflar edip,o benim ruh eşim,yok hayatımın aşkı ,yok içine aşık oldum diyip ne hikmetse nikah sırasında hayır diyorsun? jessica’yı yolasım geldi.şuursuz,gurursuz bir kadın örneği.mark desen ondan gurursuz yahu kadın resmen seni istemiyorum dedi.barnett tam bir maymun iştahlı,klasik ne istediğini bilmeyen (Türk erkeği ile çok benzer yönleri var)bir adam.eh işte çerezlik bir diziydi.

7. klasik amerikan reality programı.

-spoiler içerebilir-

şahsen erkek cast seçimlerini kadınlardan daha başarılı buldum. özellikle düğüne kadar giden 5 çift üzerinden yorum yapmam gerekirse; kadınların iki tarafın da eşit olduğu bir evlilik birliği kurmaktan ziyade kendilerine hem maddi hem manevi yönden iyi bakacak adam bakmaya geldikleri çok açık(gizlinot: giannina'yı ayrı tutuyorum). erkekler kadınlardan biraz daha duygusal, gerçekten aşkı arıyor gibiler.

kısa kısa yorumlarımı bırakayım şöyle;

giannina: göçmen olmanın ezikliğini atamamış belli ki, ancak çok hırslı ve hayatta iyi yerlere gelmeyi hedefleyen zeki bir kadın. damian ile tek favori çiftim oldular.

jessica: zaman zaman kendimden kesitler görsem de bencilliğine tahammül edemedim. nişanlıyken başkasının nişanlısını ayartma mevzusunu anlatmaya gerek yok görüyorsunuz. allahım sen böylelerinden koru.

lauren: dünyadaki herkesin aksine hareketlerini ve konuşmalarını aşırı abartılı ve yapmacık bulduğum için hiç sevmedim. dönüp dolaşıp "interracial couple'ız biz dünya bize karşı" tribine girmesi de aşırı baydı tamam ablacım görüyoruz biriniz ak biriniz karasınız.

amber: white trash'in sözlük anlamı, varoş.

kelly: aşırı özgüvenli mi yoksa aşırı özgüvensiz mi anlayamadım. kenny gibi bir mükemmel bir bile adamı bir türlü kendine layık görmedi hadsiz.

damian: peygamber sabrı 1. ama giannina'yı sevdiğine inandım ben. kaliteli de bir adama benziyor.

mark: peygamber sabrı 2. onun dışında da gurursuz ve sünepe ama iyi niyetli.

cameron: görünürde mükemmel erkek; duygusal, aşık, zeki.

barnett: ne istediğini bilemeyen türk erkeği direkt bu. ama amber'a ölüp bitecek kadar düşmesini beklemiyordum, en azından para muhabbetinde biraz soğur diyordum ama amber kadar varoş çıktı.

kenny: peygamber sabrı 3. mark gibi biraz fazla sürüklendi nişanlısının peşinde ama ailece kalite fışkırıyordu her yerlerinden.

tek anlayamadığım interview/commentary ya da adı artık her neyse, yani herkesin tek tek olayları konuştuğu bölümler oldu. her şey bitince tek seferde mi çekmişler yani? bir sahnede "meksikadan gitmek istemiyorum burası cennet" diyen kadın 2 sahne sonra aynı kıyafet ve makyajla "bugün nişanlım ailemle tanışacak çok heyecanlıyım" diyor.