1. maskülenliği yalnızca giyim tarzı veya vücut tipi olarak değerlendirmek onu çok dar yorumlamak olur diye düşünüyorum.
bence maskülenlik bir bakış açısı, bir yaşayış şekli. giyim, vücut vs de bunun yansıyan kısmı.
çünkü maskülenlik sonradan oluşturulmaz. ne kadar uğraşırsanız uğraşın olmaz. daha çocukluktan ve yetiştirilişten çıtkırıldım olan bir kadın ne kadar kasarsa kassın maskülen olamaz. olduğunu sanabilir. ama bu ne yazık ki gerçek değildir. o öyle bir his ki nasıl anlatsam.
mesela daha çocukken babanız veya anneniz size "kız gibi olma, güçlü ol, durma orada gel taşı şunu, ağlama, sen halledersin, haddini bildir, bunu kendin tamir edebilirsin, tek başına markete gidersin bir şey olmaz, ağlama benim karşımda güçlü ol," ve benzeri söylemlerle yaklaştıysa ve sizi böyle yetiştirdiyse ister istemez maskülen oluyorsunuz.
ben yıllarca aşırı maskülen halimi kırmak için o kadar uğraştım ki. maskülenlik ile erkeksiliği birbirine karıştırmamak lazım tabii. benimki artık erkek çocuğu gibi yetiştirilmekten erkeksiliğe kayıyordu. sonra kendim bunu fark edince zaman içerisinde biraz o özelliğimi öğüttüm. maskülenliğe getirdim. ama asla o çıtkırıldım kızlardan olamadım, olamam da zaten.
maskülenlik, bir hayat tarzı, bir düşünce tarzı diye boşuna demiyorum. çünkü başınıza en basitinden bir olay geldiğinde onu yorumlama ve çözümlemenize bile yansıyor. geri kalan şeyler teferruat. maskülen olduğunuzda zaten ister istemez bu kıyafetlerinize, seçimlerinize, hatta eş/sevgili seçimlerinize bile yansıyor.
maskülen olmayı kimileri eleştirir. ama bugüne kadar hiç bir zararını görmedim. dediğim gibi; erkeksilik ile arasındaki ince çizgiden ayırdığınızda hayat boyu işinize yarayan ve güçlü durmanızı sağlayan bir düşünce ve hayat tarzıdır diyebilirim.