yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (4)
    • medya (0)

    1. İmdbdeki açıklamadan dolayı aklıma orphan ve amour filmlerini getirmişti, konular çok benzer eve gelen yabancı(lar) ev sakinlerinin huzurunu kaçırır vs

    Korku, gerilim türünde bir film bekliyordum, bayağı surreal dram filmi çıktı

    Kesinlikle izlenmeli ama imgelere ve sembollere dikkat ederek

    Bir de aronofsky nin ne anlattığını tam olarak anlamış olmama rağmen vermek istediği mesajı kafamda bir türlü oturtamadım

    Başlıktaki son girdiyi görünce akla gelen edit. Time is a flat circle (gizlinot: Swh)

    13 ekim 2017 19:25 14 ekim 2017 21:58

    2. anaakım sinemanın ağır marjinal kitlesi tarafından bi anda aşırı övgüye tabi tutulan filmlerin güzellemesini yapmayı çok sevmiyorum. özellikle yazıya döküldüğünde çok yapay bir sevme haliymiş gibi itici duruyor. ama bu çekincem filme ağzımın suyunun aktığını ifade etmekten alıkoyamayacak bu defa beni.

    bu filmin fragmanını ilk olarak it'e gittiğimizde izlemiştik ve lawrence'ın leading olması bende önyargı yaratmıştı. fragman fena olmamasına rağmen gitmek için delirmeme sebebiyet verecek düzeyde değildi bu yüzden meh olabilir kategorisiydi. ama aronofsky olduğunu okuyunca bi de birkaç yerde metaforik bi dili olduğundan bahsedildiğinde vizyon tarihine gün saymaya başladım. -filmle ilgili en önemli şeyleri fragmandan toplayabileceğiniz türde bir film asla değil, fragman sizi yanıltmasın demeye çalışıyorum.-

    -spoiler-

    eğer dinsel-tarihsel süreçle, genesis old testament gibi yazınlarla iç içe olmadıysanız film akarken hiçbir türlü seyir zevki yaşamazsınız. çok fazla metaforlarla donatılmış, çokça biblical bir gizem gerilim filmi. tanrının ve insanın kutsal kitaplara dayanan hikayesini referans alarak tarihsel süreci anlatıyor. ve bu döngünün işleyişini, bu süreçteki baş aktörler olarak tanrı, doğa ve insanı. insanın cehaletini ve zayıflığını, iyiyi ve kötüyü, vahşeti ve güzelliği... yeryüzünün bestseller yazarı olarak tanrı(javier) ve ortaya eser koymaya çalışırken içine düştüğü boşluk, durgunluk dönemi. öte yandan hayatının tamamını içinde bulunduğu ve aslında kendisi olan yere adamış; orayı "cennet" yapmaya çalışan, koruyan, güzelleştiren, yaralarını saran ve acılarını hisseden mother nature(lawrence)-aynı zamanda virgin mary bir yandan da, jesus christ hikayesi var çünkü bir de-. birarada bulundukları yer olarak dünya,evren. ve tanrının buraya getirdiği misafirler(adam and eve). oğulları(cain and able). bu misafirlerle beraber gelen kaos, kötülük, yoz ve çeşitlenen insani faaliyetler. yazmaya kalkınca o kadar çok şey var ki. ben bölümde 1 yıl durmadan humanity and philosophy okuduğum için izlerken tonlarca şey akın etti beynime yeniden. gerçekten çokyönlü ve hitap ettiği kitle için başyapıt düzeyinde bir film. filmden çıktıktan sonra erkek arkadaşımla delirmiş gibiydik. hangi kısmı konuşup kritik edeceğimizi şaşırdık. castingi çok sağlam yapmışlar, bugüne kadar god hep morgan freemandı gözümde ama javier daha prezentabl bir god imajı çizmişti ve çok hoşuma gitti. lawrence'ın o bütün dünyanın bayıldığı doğal vücut ölçüleri bu karakter için biçilmiş kaftan; küllü sarı-gri arası saçlar, şişkin -bana göre domuşuk- surat, bereketi ve doğurganlığı simgeleyen dolgun hatlar. yalan atmıycam sevmiyorum diye, oyunculuğunu da karakterle uyumunu da çok çok beğendim. man in black'imiz ed harris adam olarak yerli yerinde, michelle pfeiffer eve rolünde adeta bir serpent :D öve öve bitiremeyeceğim şaheser bir yapım benim için. black swan da güzel filmdir ama daha çok insanın iç dünyasına yönelik psikolojik bir konusu var. bu film esasında tanrının içdünyası ve insanlığın-evrenin hikayesi. nasıl bu çemberde başa saran aynı kurgunun figüranları olarak koca bir sonsuzluğu yaşadığımızın hikayesi. yeryüzünün, uzay boşluğunun, tanrının. sebep sonuç ilişkisi içerisindeki çaresizliği. oturun izleyin, bilmiyosanız araştırın. izlemeden önce, sonra, bitince. nasıl olursa olsun. son yıllarda izlerken en çok keyif aldığım filmdi. görüntü biraz karanlıktı gerçi sinemada, belki atmosferi oturtmak içindir o kadarını bilemicem çok anladığım bi şey değil. gözümden kalpler çıkara çıkara izleyişimin yanında 2 karanlık sahne devede kulak zaten, lafını etmek bile saçma ama işte. konuşmak için konuştum.

    -spoiler-

    14 ekim 2017 21:45 14 ekim 2017 21:49

    3. kusura bakmayın ama ben filme sövmeye geldim. iyi yorumlar, oyuncular, afiş vs. filmi merak etmiştim. sinemada kaçırdım ve iyi ki bu filme para vermemişim diyorum. bu kadar bunaltıcı sıkıcı bi film izlemedim ben hayatımda. sembolizmmiş göndermeymiş boşverin allahaşkına. sinirden karnıma ağrılar girdi. bildiğimiz, insanoğlunun binlerce yıldır bildiği konu bu kadar depresif ve sinir bozucu anlatılabilir. kesinlikle boşa zaman ayırıp izlemenizi önermem.

    8 aralık 2017 01:52


    4. hakkındaki incelemeleri okumadan anlayamadığım film. (gizlinot: bu yüzden biraz gerizekalı mıyım diye üzüldüm. vallahi dümdüz izledim filmi, habil'le kabil kısmında uyanabilirmişim ama dini metaforların olabileceği aklıma bile gelmedi.) girdide spoiler sayılabilecek şeyler olabilir baştan uyarayım. özünde ana konuya biraz yaklaşmış olsam da (gizlinot: bardem'in bir tarikatın lideri olduğunu düşünüyordum en son.) ne olup bittiğini anlayamadım. filmi okumadan önce film hakkındaki analizleri okursanız ya da dinler tarihine hakimseniz daha iyi anlarsınız. filmdeki her şeye sembolik gözle bakmak gerekiyor. bu tarz sembolik filmleri sevmesem de akıcıydı, iyi çekilmişti ve o kaos ortamını dibine kadar hissettirdi. jennifer'ın çığlık attığı sahnelerde benim de çığlık atasım eve doluşanlara saldırasım geldi. (gizlinot: ki aslında o insanlar biziz.) dünyaya verdiğimiz zararı çok daha iyi anladım, bu biraz sarsıyor insanı.

    filmdeki her şeyin mantıklı bir açıklaması var. sadece (gizlinot: mother'ın içtiği sarı sıvı hakkındaki teorilere bir türlü kafam yatmadı. güneş sistemi diyen olmuş, doğa ana olduğu için sarı bir bitkiyi içerek kendini iyileştiriyor diyen olmuş.) bunu anlamlandıramadım. (gizlinot: biraz kırgınım filme ama sonuçtan, bir iki ufak noktadan yahut içerdiği mesajlardan bağımsız kaliteli bir kumaşa sahip film. düşünülmüş, uğraşılmış. keşke ilk izleyişte anlayabilecek bir derinliğe sahip olsaydım.)

    23 aralık 2020 22:16