yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (1)
    • medya (0)

    1. geçirdiğimiz günler dolayısıyla aklıma düşen film. oturdum tekrar izledim. şimdi tekrar izleyince anlıyorum ki o kadar derin ve çarpıcı bir film ki... dikkat ettiğim ve araştırdığım bir kaç şeyi yazmak istiyorum. yazacaklarım bol spoiler içerir, uyarayım.

    spoiler----

    ilk olarak film 1993 yılında gerçekleşen gerçek bir karakol baskınını anlatıyor.

    filmin bütününü asker gözünden görüyorsunuz, abartma yok, gaz verme, milliyetçilik mesajı yok. o anın ve olayın videosunu çekiyor gibi, her şey somut.

    filmde askerin gözüyle görüyorsunuz her şeyi, 1 sahne hariç (mete komutanın eşine şehit haberinin verilme sahnesi) asla karakoldan çıkmıyorsunuz. havaya, gökyüzüne karakol penceresinden bakıyor, dağı nöbet kulübesinden görüyorsunuz. her sahne askerin o an gördüğü şeyle ilgili. sivil hayat yok. tamamen o karakolun içindesiniz ve askersiniz.

    ki şehit haberinin verilme sahnesinde yine asker var, yine olaya askerlik dışı bir durumdan bakamıyorsunuz.

    filmin başında ki o efsane "45 saniye!" sahnesi zaten artık bir kült. orada en hoşuma giden detay mete komutanın sona doğru kameraya bağırıp "sen uyursan herkes ölür!" diye bağırması. aşırı net ve çarpıcı bir mesaj.

    bir diğer ince nokta telefondan başka bir karakolun çatışma seslerini dinledikleri sahne. aslında filmin sonunda ki kendi çatışma seslerini dinliyorlar. o an telefonda kimin sesi yankılanıyorsa kamera onu gösteriyor, duvarı delip geçen kurşun sesinde duvar gösteriliyor. telefonda çatışma sesleri bitince bir asker uykudan uyanıyor ve göğsünü kontrol ediyor vurulmuş mu diye, filmin sonunda o asker göğsünden vurularak ölüyor.

    filmde ki iki doktor mesajı da çok ince bir detay. biri dağa çıkmış, biri asker olmuş. asker olan bir teröristi kurtarmaya çalışıyor fakat dağa çıkan onlarca askeri öldürüyor. iki zıt kutup ince şekilde verilmiş.

    yine ince bir nokta, mete komutan karakola baskın olacağını anlayınca turgay' a git izin kullan diyor, turgay'da "birlikte geldik birlikte gideriz" diye cevaplıyor. hemen sonra ki bir sahnede askerler tartışırken bir asker "size mi güveneceğiz biriniz kürt biriniz çerkes" diye bağırıyor turgay'da elini kaldırıp o askere "ben de kürdüm!" diyor. birlikte geldik birlikte gideriz cevabı burada anlam kazanıyor işte.

    filmin en sevdiğim sahnelerinden biri, askerlerin aileleriyle konuştukları sahne. o sahnede bir asker babasına "uykuda ölürsem de şehit sayılır mıyım?" diye soruyor, o asker baskında uyurken ölüyor.

    filmde o kadar fazla ama çarpıcı detay var ki aklıma geldikçe yine yazacağım. çekimleri ile, sözleri ile her açıdan en iyi türk filmleri arasında sayılabilecek bu filme bir başlık açmak istedim. askerleri, erkekleri bu kadar iyi anlatan, kendi dalında başka film yok. (gizlinot: bu arada bu filmi youtubedan izlemeyin, sahneler kesilmiş)

    29 şubat 2020 02:45 29 şubat 2020 02:50