1.
lars von trier'in iki bölümden oluşan resmen ağzıma sıçan filmi. Ya ben çok severim bu adımın filmlerini bir antichrist olsun bir karanlıkta dans ne bileyim dogville olsun. Hepsi inanılmaz bir zeka ürünü olmakla birlikte sanırım en çok bu etkiledi beni. Resmen bir hafta rüyalarıma girdi. Yanlış anlama olmasın seks görüntülerinden dolayı değil. Görüntülerin grinin elli tonuyla tek farkı penisin görünmesi bence. Hatta niye bu kadar olay oldu, birçok ülkede yasaklandı anlamadım.
2.
ağır ve güzel bir film.
çok fazla tesadüf üst üste denk geldiği için bazen hikayeden koptum. lars von trier böyle bariz bir kurgu hatası yapmaz diye düşünüyorum. o yüzden belki bir devam filmiyle, belki de başka bir filminde bir göndermeyle bu hikayeyi devam ettirecek diye bir beklentiye girdim. yani o tesadüflerle ilgili ya da ne bileyim ana karakterle ilgili başka birşeyler daha söyleyecek bize bence.
balkon ve çocuk sahnesindeki göndermeyi anlamamıştım bu arada, eheh, komik adamsın von trier.
filmin kasvetli atmosferini çok sevdim.
feminizmi eleştirdiği yerlerde de biraz güldüm açıkçası ne yalan söyleyeyim.
seks sahneleri pornografik denebilecek kadar açıktı ama alttaki ağır psikolojik metinden dolayı tahrik edici değildi. yani ne estetik göstermeye çalışmış trier ne de mide bulandırıcı bir hale sokmuş.
bu arada sinema gösteriminde, trier'in yerleştirdiği bir sansür protestosu varmış, bir süre ekran kararıyor film başlamadan önce ve sansürle ilgili bir yazı çıkıyor imiş. ona denk gelmek isterdim ama kısmet diyelim artık.
klişeyle bitireyim; sürpriz sonlu filmleri seviyorum diyorsanız izleyin, pişman olmazsınız.
3.
Lars von trier 'in filmlerinin sonlarındaki insanın içindekileri çıplaklığı gün yüzüne çıkarma olayına bayılıyorum. Dogville bir bu film ikidir. Sonu evlere şenliktir.
(bkz: azcık da bağa vir )