1.
buyrun (link: http://www.satinalmasahiplen.com/ şöyle de güzel bir ) sitede sahiplenmeyi bekleyen tatlıcıkları göreceğiniz, bir ömür boyu yanınızdan ayrılmayacak olan dostlarınızı, sokakta, barınakta terk edilmiş binlercesi varken, gidip de petshoplardan ya da bu işi ticarete dönüştürmüş bireylerden almamanız için kadıköy belediyesi tarafından başlatılmış bir kampanya.
ukte: sevgili (yazar: felina)
2.
bu kampanyayı akıl eden kadıköy belediyesini tebrik etmek lazım. kedilerin hepsine baktıkça yiyesim geliyor hepsini.
eve çıktığımda uygun şartları sağladığım zaman ben de bir tane kedi sahiplenicem. eğer köpek korkumu yenersem köpek de olabilir. ama mutlaka benim çocuğum hayvanlarla dost olarak büyüyecek.
3.
2014 mart ayında istanbul'da bulunan yedikule barınağı'ndan bir çocuk sahiplendik; 8-9 aylık olduğu tahmin edilen bir alman ve sibirya kurdu kırması...
"nasıl onu seçtin?" derseniz, siz seçmiyorsunuz, o sizi bir bakışıyla, bir hareketiyle tavlayıveriyor. lakin, seçim işin en sancılı kısmı; yedikule'de 3bin küsür köpek var, her türlü cinsten, her yaştan... onların arasından birini seçmek, sonra diğerlerini geride bırakıp eve dönmek inanın bir can kurtarmış olmanın huzurundan çok daha ağır!
barınak sendromunu atlattıktan sonra evi bir 4 ayaklıyla paylaşmanın heyecanı sarıyor insanı. önce iki yabancı gibi kurulan seviyeli bir ilişki... evde herkes tedirgin çünkü birbirimizin ne dediğini anlamaktan yoksunuz. ilk gece önemli; evde kaldığı ilk gece onun ne kadar huzurlu, nasıl iç çeke çeke uyuduğunu gördüğünüzde aradaki mesafeler kalkıyor, diyorsunuz ki, "ben anne oldum!"
bir hayvanın insanı olmak ciddi bir sorumluluk demek. mesela biz çiş-kaka işini hala oturtamadık. sesten hala korkuyor. evin içindeyken bizi göremezse ağlıyor, illa dip dibe olacağız. barınaktan gelen sendromlu bir hayvan çok daha zor, kabul ediyorum. müthiş bir merhametle birlikte, iş portfolyomu parçaladığı gün hüngür hüngür ağladığımı bilirim. çok kızıp küstüğüm de oldu, yasaklar koyduğum da... demek istediğim her şey şahane gelişmiyor çünkü bir ilişkiden bahsediyoruz. hangi ilişki şahane ki?
şimdi kirpiğinin hareketinden bile biliyorum ne istediğini... yanlış bir şey yaptığında, (hala yatağını yemekten vazgeçmedi) sesimi bile çıkartmıyorum, bakışım yetiyor. konuşmadan anlaşıyoruz ve beni hayatta bu şekilde başka hiç ama hiç kimse anlayamıyor!
birlikte, uzun, sağlıklı ve mutlu bir ömür diliyorum yavruma...
20 temmuz 2016 16:15
20 temmuz 2016 16:18
4.
hayvanların ticaret amacıyla kullanılmasına inat #satinalmasahiplen !
Benim sahiplendiğim çocuk, sahibi tarafından, küçücük bedeniyle sokakta nasıl yaşar diye düşünmeden dışarı attığı canlardan sadece biri. Bir terrier. Öyle güzel falanda değildi onu gördüğümde, terrierlerin tüğleri özenli bakım ister, bakılmadığı için karışmış, topak topak olmuş, bu topaklanmadan dolayı kaşındığı için kaşıdığı yerlerde yaralar olmuş vs. Zaten önemli olan güzelliği değildi hiç bir zaman, sokakta kuru ekmek kemiriyordu yavrum, öyle ki çok açtı, ve yemek dağıttığım halde yanıma yanaşamıyordu korkudan güvenemiyordu çünkü, sonradan öğrendim ki pek çok insandan dayak yemiş ve aynı zamanda ondan büyük olan köpek abilerinden de... Onu eve aldığımda, inanılmaz ürkek ve güvensizdi. Sürekli karanlık ve korunaklı (örneğin masa altı gibi) yerlere girip çıkmıyordu. Zamanla, sabır ve çok sevgiyle bunu aştık. Meğerse benim oğlum o kadar güzelmiş ki <3 Şimdi en iyi dostum, en yakın arkadaşım o. Allah bizi hiç ayırmasın. Çok seviyorum onu.
''BU SORUMLULUĞU ALABİLECEK HERKESİN'' bir çocuk sahiplenmesini öneririm. Zira sevgisi o kadar güzel ki, tiryakisi olursunuz :)
5.
görsellere eklediğim fotoğraftaki ablamızın çok yanlış anladığı olay. arkadaşlar bu normal bir şey de ben mi bunu abartıyorum anlayamadım gerçekten. kış mevsmine girdik, hava buz, deli gibi yağmur yağıyor ve kar kapıda. sahiplenme gibi muhteşem bir imkana sahipken neden şu an sokakta olan bir cana yardım etmiyorsun ki? cins ya da sokak kedisi ayrımı yaptığımdan söylemiyorum bunları, bilhassa o yapıyor diye söylüyorum. "anne olma" şansın varken neden çocuğunu bir kritere göre seçersin ki?
6.
Bir canlının para karşılığı satılmasını son derece çirkin ve etik dışı buluyorum. Sahiplenmenin ve alışmanın -özellikle daha önce terk edilmiş bir canlıyı- ne kadar zor ve uzun bir süreç olduğunuda tecrübe ettim biliyorum. Güveni kurma aşaması aslında kolay çünkü karşınızda sizi koşulsuz sevmeye hazır bir canlı var. Korku, tedirginlik gibi size karşı hissetmese bile unutamadığı anılarını, duygularını iyileştirmek çok zor. Yavru olmayan bir canlıyı evinize alıyorsanız lütfen bu süreci göze alarak hareket edin. O kadar çok olmadı diyip geri sokağa bırakan var ki. Tekrar bir terkedilme travması.
Cins konusunda ise çok önemsiz olmadığını düşünüyorum. Ben 6 yıl önce böyle bir ayrım yapmadım, gördüğüm an beraber eve gideceğimizi biliyordum. Ama bu süreçte kızımın kalıcı ve gidici oyun arkadaşları oldu. Bir tanesi yavruyken sahiplenilmiş dünya güzeli bir dogo idi. Daha yavruyken kocaman oldu tabii. Eğitime göndericez dediler biz 1 ay bekledik 2 ay bekledik oyun oynamak için ama sonra öğrendik ki büyük cins bir köpeğe bakamazlarmış ve yerine (!) Küçük cins bir köpek almışlar. Bu gerçekten o kadar acı ki. Cinsler arası ayrım kedilerde bilmiyorum ama köpeklerde fark ediyor. Evinize, enerjinize, vaktinize, tüy hassasiyetinize göre değerlendirip karar vermeniz gerekiyor bence.
Birbirinizi bulduğunuzda zaten sahiplenmiş değil dost edinmiş oluyorsunuz :)
7.
(bkz: çiftleştirme kısırlaştır)
30 kasım 2016 08:28
1 aralık 2016 09:31
8.
Evimize aldığımız tüm kediler sokaktan bulup getirdiğimiz kedilerdi. İyi ki de öyle yaptık; bu sevginin tarifi yok, sokakta korkunç halde bulduğumuz kediler sonradan büyüyüp nasıl güzel çocuklar haline geldiler. Bu duygunun tarifi yok arkadaşlar. Para verip bu iğrenç ticarete ortak olmayın; muhtaç bir canın günbegün iyileşmesini, serpilmesini, sizi anne gibi benimsemesini görün bundan daha güzel ve kutsal bir duygu olamaz.
9.
Tam 7 ay önce sokakta karşımıza 3 tane dünyalar güzeli yavru çıktı. Hiç düşünmeden evimize aldık. Büyüdüler kocaman oldular. İlk hallerini de son hallerini de burada paylaştım. Emin olun dünyanın en güzeli diye tabir edilen cins kedisini koysalar gözümde onlardan daha güzeli yok. Tekir diyip burun kıvıranlar var yaa. G*tümü yiyin siz. Hıhhh.
Kesinlikle bu deneyimi yaşamalısınız. Bu zamana kadar yaptığım en güzel şeydi onları evime almak. Kendimi hiç bu kadar mutlu hissetmemiştim onlardan önce.
10.
Minik yoldaslarimiz icin yapilmasi gereken hede. Ben de 6 sene once sokaktan sahiplendigim bebisimin fotografini yukledim. Sokak kedisine onyargiyla bakan herkese onu gosteriyorum.