1. bu girdiyi 33 yaşına kadar saçlarında hiç beyaz bulunmayan ve bu sebeple saçlarına 34 yaşına kadar hiç boya ya da kimyasal değdirmemiş biri olarak yazıyorum. bu sene saçlarım beyazladığında da soluğu kuaförde almak yerine biraz araştırma yaptım ve saçlarımdaki yoğun olmayan ilk beyazları nasıl kamufle edebilirim sorusuna cevap aradım. sanırım sorumun cevabını bulduğuma inanıyorum ki bu girdiyi yazarak saçlarını mümkün olan en uzun süre yoğun ve yıpratıcı kimyasallardan uzak tutmak isteyen açık kumraldan kahverengiye kadar doğal saç tonlarındaki hanımefendilere bir miktar ilham olmak istedim.
öncelikle bu kararı vermeden önceki saçlarımın doğal halini tanımlayayım. benim saçlarım koyu kumralla açık kahverengi bir renk arasında, ince telli, hacimsiz ve saç derime uygun olmayan ürünler kullandığım takdirde dökülmeye ve kepeğe dökülmeye yatkın. bu işlemleri yaptıktan sonra da genel olarak saç yapım değişmedi ancak saç uçlarım bir miktar kurudu. bunu da bu saç bakım rutinimde bazı değişiklikler yaparak aştım. öncelikle benim hedefim saç tonumu bir iki tık doğal gözükecek şekilde açarak saçlarımdaki ilk beyazları ışıltı gibi göstermekti. dolayısıyla normal şampuanlama rutinimden çıkarak bir miktar az zararlı kimyasal da kullandım. şimdi bu ürünleri nasıl ve ne sıklıkta kullandığımı kısaca açıklayayım.
1) saç rengini kendi renginden bir iki tık açmak için her yirmi günde bir l'oreal paris casting sunkiss jelly renk açıcı jel kullandım ve bu ürünü en fazla iki gün saçımda kalacak şekilde iyi bir saç temizliğinden sonra hafif nemli saçıma uyguladım. yüksek ısıdaki kurutma makinesiyle kuruttum. yazın bu işlemi yaptığım süre boyunca saç kurutma makinesi değil de güneş ışığı kullanabilmeyi umuyorum bakalım, kısmet. bu saç açıcı jel ile saçlarım ilk aşamada hafif bakıra dönük bir kahve şeklinde açıldı. yani bu ürünü kullandıktan sonra platin sarısı saçlar beklemeyin ve eğer gerçekten amonyaklı bir boya ile saçınızı düzeltmek zorunda kalmak istemiyorsanız ne bu ürünü ne de daha sonrasında bahsedeceğim saç boyasını kullanırken saçınızın olabileceği en doğal tondan farklı bir ton beklemeyin. mesela siyah saçlıysanız ya da saçlarınızda kına var ise bu ürün asla işe yaramayacağı gibi saçlarınız asla kullanmak istemeyeceğiniz çok kötü bir renge dönüşebilir. saç renginiz açıktan koyuya kumral tonlarda ve boyasız olarak da kahverengi tonlarında ise bu işleme girişebilirsiniz.
2) saçları kendi saç renginden bir tık açık renge dönüştürmek için için amonyaksız ve yarı kalıcı bir saç boyası olan l'oreal paris casting creme gloss saç boyası ile boyadım. aslında bu daha uzun süre saçta kalıcı olabilen bir boya olmasına rağmen ben ayda bir kez, renk açıcı jeli uyguladıktan 10 gün sonraya denk gelecek şekilde kullandım. ilk üç aylık süreçte serinin 603-altın karamel rengini kullandım ama saçlarım yeterli açık zemine ulaştığı için bundan sonra 732-krem karamel rengi ile yoluma devam etmeyi düşünüyorum. bu arada boya yapmadan önce saçlarımı iyice temizledim ve saç boyasını saçımdan arındırırken yeniden şampuan kullanmadan duruladım ve kutunun içinden çıkan saç kreminin tamamını saçlarıma yaydım ve saç maskesi gibi 15-20 dk bekleterek uygulama yaptım. saç boyası ile ilgili bekleme süresine (20 dk.) tam sadakat gösterdiğim için olsa gerek saçlarım bu boyama işlemi sırasında neredeyse hiç yıpranmadı diyebilirim.
3) şampuan olarak renk açıcı jeli ve saç boyasını her kullandığımda ilk şampuanlama işlemini l'oreal paris elseve color-vive turunculaşma karşıtı mor şampuan ile yaptım. bu şampuan saçlardaki boyanın kötü turunculaştırma etkisini bir miktar kırdı ve saçlarıma hafif bir ışıltı kattı. daha sonrasında saç dengesini korumak için sülfatlı ve arındırıcı şampuan kullanımını haftada bire ve nemlendirici özellikte şampuan kullanımını ise haftada ikiye çıkardım. nemlendirici şampuan olarak hask cactus water şampuan kullandım ama bu seri artık bulunmadığı için size hask markasının biotin serisini tavsiye edebilirim. arındırıcı şampuan olarak ise piyasada artık pek fazla bulunmayan revox kalıntı giderici şampuan ve onun çok başarılı bir muadili olan urban care çay ağacı özü ve limon içeren arındırıcı peeling şampuan kullandım. burada dikkatinizi çekmek istediğim önemli nokta şu olacaktır: saçlarım artık işlem gördüğü için arındırıcı şampuanları günlük kullanmaktan vazgeçtim ve hem saç boyasını erken akıtması hem de saç uçlarını gereğinden fazla kurutması nedeniyle günlük şampuanımı mümkün olduğunca sülfatsız ve nemlendirici nitelikte bir şampuanla değiştirdim. ama saç diplerimin yağlanmasını önlemek için de haftada bir kez olsun arındırıcı şampuan kullanmaya devam ettim. 3 ay sonunda saçlarım bu şampuanlama rutinine baya alıştı ve kepeklenme ya da dökülme problemim asla olmadı diyebilirim. saç tipiniz benimki gibi değilse bile size de bu rutini tavsiye edebilirim ben hiçbir zararını görmedim.
4) saç kremi ve saç maskeleri kullanmaya başladım ki bu önceleri saç bakım rutinimde olan bir şey değildi. her şampuanlamadan sonra muhakkak saç kremi uyguladım. saç açma ve boyama işlemlerinin vakti gelmeden önceki birkaç saç yıkamamda da saç maskesi kullanma alışkanlığı edindim. duşa girdiğimde ya da saç maskesi kullanmadığım zamanlarda da saç uçlarımı sıvı saç bakım kremleri ile şekillendirdim. kullandığım ve memnun kaldığım tüm ürünler şu şekilde: watsons treatment wax saç kremi ve maskesi, sephora gece saç bakım maskesi, l'oreal paris elseve dream long buhar maskesi, montagne jeunesse 7th heaven rescue mask saç bakım maskesi, dermokil saç dökülmelerine karşı saç bakım maskesi, urban care sıvı saç bakım kremi, pantene aqualight yağlı saçlar için durulanmayan saç spreyi.
açıkçası üç aylık bir süreçten sonra elde ettiğim yeni saçlarımda beyazlarım eskisi kadar gözüme batmıyor. devam edebildiğim sürece bu rutin ile saç bakımımıa devam etmeyi ve saçlarımı amonyaklı boyalar ile mümkün olduğunca geç boyatmayı planlıyorum. yazıda geçen tüm ürünler ile alakalı olarak ilgili başlıklara detaylı ürün yorumlarımı da girdim. umarım faydalı bir girdi olmuştur diyerek bu uzun girdiye nihayet bir son verirken yazıyı buraya kadar okuyan herkese ayrıca teşekkür ediyorum.