1. metin erksan'ın yönetmenliğini yaptığı, başrollerinde müşfik kenter ve sema özcan'ın oynadığı 1965 yapımı türk filmi. "aşk" temasını çok farklı bir açıdan işleyen, alışılagelmiş aşk hikayelerine çok zıt bir hikayeye sahip olan filmdir. neden zıt olduğunu aşağıda anlatacağım.
--spoiler--
bu filmin konusu divan edebiyatı'nda sıkça işlenen "surete aşık olmak". boyacı halil (müşfik kenter), boya yapmaya gittiği adadaki bir evde bir fotoğraf görür. fotoğraf çok güzel bir kadına aittir. tabii ki halil kadını tanımamaktadır, muhtemelen evin bir sakini. ev boş. halil kadının fotoğrafına aşık olur. kadının kendisi gelip durumu farkettiğinde ve o da halil'den hoşlandığında halil kadını, yani meral'i (sema özcan) istemez. der ki: "(link: https://www.youtube.com/watch?v=k8Rm9s79ecA ben sana değil, resmine aşığım.) resmin bana iyilikle bakıyor. belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın." neyse bir şekilde bunlar bir araya geliyorlar meral'in ittirmeleriyle. ama filmin yarısından çoğu sanırım bu şekilde geçiyor. meral halil'e gidiyor, halil meral'i istemiyor. bu açıdan diğer aşk filmlerine çok zıt mesela.
ikincisi bunlar bir araya geldiğinde, meral'in zengin babası halil'i çok seviyor ve evlenmelerini istiyor. zıtlık iki. genelde filmlerde zengin kız fakir çocuk varsa kızın babası şiddetle bu aşkın karşısında durur. hatta adam diyor ki "güzel kadın ve adamdan güzel aşklardan güzel çocuklar doğar". ya da öyle bir şeydi işte tam cümleyi bilemedim.
üçüncü zıtlık da filmin sonunda aşıklar tam evlenecekler kavuşuyorlar derken, meral'in eski sevgilisi bunları vurur. baamm: mutsuz son.
--spoiler--
türk sinemasının en güzel filmlerinden biridir. en güzel ve "en farklı" filmlerinden biridir. şiddetle tavsiye ederim.
edit: aşk olayını sadece kavuşup seks etmekten ibaret zanneden günümüz gençliğinin "bu ne saçmalık ya" yorumlarını okudum sağda solda. lütfen böyle derin bir filmi sığ insanlara izletmeyin.