suslulerin cilt lekeleri icin yaptigi rutin

1. Retinollerden c vitaminlerine, lazer tedavilerinden kimyasal peelinglere memnun kalip kalmadığımız her deneyimi burda paylaşalım istiyorum kizlar. Ozellikle her kafadan ayri ses ciktigi su gunlerde gercek deneyimlere ihtiyacimiz var.

Ben iki elmacik kemiklerimin ustundeki kahverengi lekeleri tedavi etme amaci ve umuduyla, bu yola c vitaminiyle basladim.

Gratislerde satilan perfecta vitamin c serisinden serum goz alti kremi ve yuz kremi aldim. O serum bitince retinole baslamak istedim yine c vitamini takviyesiyle beraber simdi retinol kullaniyorum. Haftanin her gunu degil ama 3 gune kadar ciktim ve simdiye kadar gözle gorulur neticeyi en fazla retinolle aldigimi soyleyebilirim. Mare robe markasinin urunlerini kullaniyorum simdilik. Elimdeki urunler bittiginde başka markalara bakabilir yada memnuniyetime gore devam edebilirim.

Sizin deneyimlerinizi de merakla bekliyorum.

2. Yaş 40 ı geçince yanağımda alnımda önce bir kaşıntı ile beliriveren lekelere hiç bir şey kar etmedi. C vitaminli kremler tenimi açtı ama lekeler azalmadı. 

Retinol denemedim. 

Lazer deneyip fayda görmeyenleri okudum vazgeçtim. 

Son çare spf50 kremsiz evde bile dolaşmıyorum. 

3. cildim yağlı ve akneye yatkın.

çift aşamalı temizlik, ph balansı sağlayan tonikleme, düzenli kimyasal eksfolyasyon, fiddy metodu, aydınlatıcı/leke açıcı bir serum/ampul/esans takviyesi ve etkili bir nemlendirme / koruma rutini ile büyük oranda kurtulduğum problemdir. niasinamid (özellikle aha'lar ile desteklediğimde çok ciddi verim alıyorum), retinol ve düzenli güneş koruması bu rutinde en çok verim aldığım anahtar içerikleri oluşturuyorlar. bunları rutinimden asla çıkarmam.

ek olarak rutinime zaman zaman propolis, aloe vera, yeşil çay ekstraktı, centella , glutatyon , resveratrol, kuşburnu çekirdeği yağı, mugwort, çinko oksit gibi içerikler de ekledim ki bunlar zorunlu değildi ama cildim sevdi.

bu arada, benim lekelerim yalnızca "akne sonrası yüzeysel, kısa süreli pembemsi-kırmızı lekeler (PIE /Post-inflammatory Erythema)" şeklinde oluyor, çok nadiren de, 4-6 ay sonrasına kadar geçmeyip kahverengiye dönük (PIH/Post-inflammatory Hyperpigmentation) hal aldığı da olabiliyor . Güneş lekesi problemi hiç yaşamadım.

Leke tedavisinde (çok derin skarlar ve yıllanmış güneş lekelerini ayrı tutuyorum) genellikle verim alındığı kanıtlanmış ve tavsiye edilen - topikal uygulanan - içerikler şu şekilde;

- c vitamini (hangi formda sunuluyor olduğu çok önemli) (link: https://theklog.co/most-effective-form-of-vitamin-c/ bknz1) (link: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3673383/ bknz2)

-niasinamid/nikotinamid/vit b3

-alfa hidroksi asitler (mandelik asit, glikolik asit, laktik asit vb.)

-retinoidler (retinol, retinyl palmitat, retinaldehit, adapalene vb.)

-Kojik Asit (Aspergillus oryzae / bir tür mantar kökenli bir madde)

-Ferulik Asit

-Arbutin (topikal uygulamalarda tirozinazı inhibe ederek melanin oluşumunu önlediği kanıtlanmış bitkisel kökenli bir hidrokinon)

- Glycyrrhiza glabra/meyan (link: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/9870547/ )

leke tedavisinde kullanılması gereken içerik ve yöntemler, lekenin tipi, derinliği , yaş, cilt tipi, çevresel ve genetik faktörler gibi değişkenler ile kişiden kişiye farklılık gösterebilen bir sürecin parçaları. Bu yüzden bana yarayan yöntem başka bir kişide aynı şekilde verim göstermeyebilir. Keza, yukarıda yer alan içerikler doğru kombinasyonlar yapılmadan kullanıldığında da yine istenmeyen sonuçlar doğurabilir. örneğin salisilik asitle retinolü aynı rutinde kullanmamız aşındırıcı/hassasiyet yaratıcı bir etki yaratabilirken, niasinamid ile retinol birlikte çok daha verimli çalışan/birbirinin performansını arttıran bir ikili olabilir. ya da çok agresif hassasiyet/kuruluk/egzama/sedef yaşıyorsak retinolü hiç kullanmayadabiliriz.

cildimizi tanımak, ihtiyaçlarını anlamak, sevip sevmediği içerikleri öğrenmek biraz zaman alan ve biraz da deneme-yanılma yolu ile ilerleyebilecek uzun bir yolculuk. sabırla ve motivasyonumuzu düşürmeden adım adım gitmek lazım. yılların "akne savaşçısı" olarak naçizane ben böyle düşünüyorum. lekelerimize veya aknelerimize savaş ilan etmek zorunda da değiliz kaldı ki. bizi mutlu eden görünüme, bizim karar vermemiz gerekiyor aslında. ben, 19-20 yaşımdan itibaren başladığım bütün bu "gerçek" cilt bakımı serüvenime herşeyden önce kozmetik ve kimyaya merak ve ilgi duyduğum için; aynaya baktığımda gördüğüm gelişmeler zaten stresli giden hayatımda ufak, güzel motivasyonlar sağlasın , algımı farklı şekilde yöneteyim diye başladım. ergenken yaşadığım korkunç sivilcelenme dönemimde , sırf bir yerden duydum diye sivilcelerinin üzerine limon, diş macunu vs süren 13 yaşındaki noruvei değilim artık; daha farklı, daha kişisel bir motivasyonla yapıyorum bu işi... bu yüzden "aa yüzünde leke var" diyen bir insan benim hayatımda herhangi bir demotivasyon kaynağı oluşturmuyor uzunca bir süredir.