süslüleri en çok sinirlendiren şeyler

1. yalan.

anlamadan dinlemeden car car konuşan insan.

egoist kişilik.

2. gürültü, çöp kutusu yerine yere çöp atan insan bozuntuları, kaldırımı ortalayıp hımbıl hımbıl yürüyen insanlar, otobüste-minibüste havasızlık ve sıcaktan camların buğulanmasına rağmen camı aralamaya beyni basmayan insanlar, kısaca insanlar.

3. Patavatsızlık: nerede ne konuşacağını bilmeyen, kırılır mı incinir mi demeden, söylüyorum ama laf nereye gidiyor demeden hadsiz hadsiz konuşan patavatsız insanlardan hoşlanmıyorum.

Şakayı kaka yapanlardan ve olur olmaz her şeyi geyiğe vuran tiplerden de hiç hoşlanmıyorum. Hayır espri kültürü olsa bir nebze çekilirler de o da yok ki olur olmaz her şeye hahahihihihhohohho

4. sen diyerek hitap eden garsonlar

her şeyi en iyi ben bilirimci, ukala insanlar

ne istediğini bilmeyen, kararsız, mıymıntı insanlar

dakik olmayanlar

şaka yapıyor gibi görünüp aslında laf sokanlar

her söyleneni yanlış anlayanlar

(gizlinot: kısacası insanlar asdfghj )

(gizlinot: şaka şaka )

ama en en çok sinirlendiren kalabalık ortamlar. kalabalık ortamlara ciddi anlamda tahammül edemiyorum

5. Özellikle kitap okurken ya da bir şey ile ilgilenirken sürekli soru sorulup dikkatimin dağıtılmasına acayip sinir oluyorum..

6. - yüksek sesle konuşulması, azarlar gibi konuşulması

- özür dilerim veya pardon demekten imtina etmek, hata yaptığını kabul etmemek

- sigara dumanına maruz kalmak (özellikle kaldırımda yürürken önümdeki sigara içiyorsa ve o sırada oradan uzaklaşmam mümkün değilse)

- toplu taşıma araçlarındaki saçma sapan tipler (nasıl tipleri kastettiğimi tek tek yazmaya gerek yok, metrobüste/metroda/tramvayda 1 kez seyahat edenler anlamıştır zaten)

7. -Mağazada , orda burda tanımadığım insanların bana sen demesi. Hatta " çaaanııım, hayatııım sana bu iyi gider" temalı cümleler kurması.

- birşeye gülmediysem esprinin devam ettirilmesi, ben sinirlendikçe daha da üstelenmesi.

- cak cak sakız çiğneyen ve sap şap ağız saplatan insanlar ( napiyim takiğim ve tahammül edemiyorum hele insan içinde olunca )

- devlet dairelerindeki insana böcekmiş gibi davranan memurlar- davranmayanları tenzih ederim çok kibarları da var o ayrı-

- son olarak yürüyüş parkurlarına önceki altın gününü çekiştirmeye gelmiş ve sol şeridi de kapatarak aheste yürüyen ikili teyze gruplarına ve elbette yürüyen merdivenlerin sol tarafta sabit duran yurtdaşlarıma selam olsun.

8. rte'nin sesi, görüntüsü, bıyıkları, bakışları, her şeyi...

melih'im... gülüşünü sevdiğim...

her türlü haksızlık

haberler

sigara içmeyen birinin yanında umarsızca içilen sigara. sen içiyorsun diye ben kokmak zorunda mıyım?

kaba insanlar

youtube reklamları

sevgilisinden ayrıldı diye dünyanın en büyük acısını yaşadığını zanneden insanlar

sadece 50'nin katlarını veren bankamatik

sadece akraba olduğum için konuşmak zorunda olduklarım

kıskançlık, trip atılması, naz, kapris, misilleme

kırılganlık... "ay ben o kadar ağır taşıyamam", "ay ben tuvaleti temizleyemem", "ay ben prensesim, yemek yapamam"... herkes nasıl yapıyor?!..

gerizekalılık... lgbt diyorum illuminati mi o diyor!

fark ettim de; daha çok sayabilirim.

uğur gürsoy'un gergin adam tipi gibi oldum istanbul yüzünden!

9. Parmaklarin çıtlatılması. Mumkunati yok dayanamam bu sese. Ben yaptigimda rahatsiz olmuyorum ama baskasi yapinca beynimde yankilaniyor ses. Tanimadigim insanlari bile uyarmak zorunda kaliyorum. Cidden cok gicigim.

Alarmdan once telefon calmasi bence acik ara alir.

Kopya verdigin insanlarin senden yuksek almasi. Bu hep basima gelir. Ne yazik ki 'senin icin cok sevindim canim ya' olgunluguna erisemedim.

'Boyun senin cok uzun ya evde kalirsin sen haha' tarzindaki kisa boylu erkeklerin esprileri. Gorende 190 sancak beni. Oradan oyle gorunuyor herhalde

10. Sadece dış görünüşleriyle övünen kadınların fazlalığı.ve bu kadınlarn sürekli kendilerini başkalarıyla kıyaslarken düştükleri acizliğe tanık olmak.