1.
kendi fikridir ve öyle olduğu için de çok fazla prim vermeye gerek olduğunu düşünmüyorum.
insanların ilişkiyi yürütme şekilleri farklıdır eğer bir kişi buna rağmen ilişkisini sağlıklı yürütebiliyorsa tamam. kendi kafa rahatlığında bir problem yoksa ne âlâ. kalkıp "gerizekalıya bak, kocası aldatmış ama hala onunla birlikte" diye düşünemiyorum ben. o onun ilişki şeklidir.
çiftlerle seks yapan çiftler var. bunlara swingers deniyor. ve insanlar bu karşı tarafın haberdar olduğu "başka biriyle eş değiştirme" olayına rağmen ilişkilerini devam ettirebiliyorlar. bu açıdan bakacak olursak nükhet duru'nun bu cümlesi bana çok uç bir şeymiş gibi gelmiyor.
kafa olarak bana bunlar çok ters, evet. tek gecelik ilişkiyi aldatma sayarım. hele swingers kesinlikle düşünmediğim bir şeydir ama bu psikolojide insanlar var ve böyle şeyleri kabul edebiliyorlar. çünkü kabul ettikleri taktirde evli ya da sevgili oldukları kişiyle ilişkilerini devam ettirebildiklerini bulmuşlar. psikolojik bir rahatsızlık mı? bence öyle. ama o insanlar böyle mutlu.
bir örnekle açıklayayım: küçük yaşlardan beri birbirinden başka kimseyi tanımamış-görmemiş-bilmemiş bir çift. daha sonra evleniyor ve swingers oluyorlar. nedeni sorulduğunda ise "kendimi bildim bileli başka kimseyle öpüşmedim, sevişmedim. başka biriyle olsa nasıl olurdu merak ediyorum ve bunu eşimden habersiz yapmaktansa bu şekilde yapmayı tercih ettim" diyorlar. işin ironik tarafı bu insanlar toplumdan izole edilmiş insanlar falan değiller. pazara giden amca-teyzeler, metroda karşıda oturan kadınla kocası ya da şu romantik görüntüsüne imrendiğin çift bile olabilirler.
bir de sırf nükhet duru dedi diye türk erkeği bunu aldatma olarak görmez diye düşünmüyorum. neticede sevgililerimiz nükhet duru ile birlikte olmadıklarını biliyorlar ve bunun kendi fikri olduğunu idrak edebilecek zekilikteler. muhtemelen bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış gibi bir durum yaşanacak sonrasında.
bu arada kendisi ne zamandır ortada yoktu. gündeme gelmek için iyi bir hamle yapmış.
Edit: işbu entry nükhet duru'nun tüm roportaji okunmadan sadece entry başlığındaki cümlesine ithafen yazilmistir.
4 ağustos 2015 09:44
4 ağustos 2015 10:54
2.
tabi canım.
aldatma sayılması için ne gerekli peki, tek gecelik ilişkinin devamlılığa dönüşmesi bir süre sonra da kıça tekmenin basılması mı?
aldatma, kadın ruhuna yapılan cinayettir.
3.
Kizlar biraz godos olun allah askina bu aldatma sayilir mi allasen. Hatta gelsin gozumuzun onunde seetsinler bizde bir ucundan tutup yardim edelim sevaptir. Boynuzlarimizla totomuzu kasiriz ne guzel bir istende boylelikle kurtulmus oluruz amaaaaan. Ya bu nukhet duru turk kadinini ne sandi acaba merak icindeyim.
4.
nükhet duru'dan bağımsız olarak, bende "kime göre, neye göre?" şeklinde soru sorma isteği yaratan cümledir.
no: 125211 numaralı girdide bahsi geçen ropörtajımsıyı sonuna kadar okudum. sonuna kadar okudum çünkü nükhet duru'nun bir yerde aklı selim, mantıklı bir cevap verip vermediğini görmek istedim. fakat cevaplarının tamamı o kadar şuursuz ki neresinden tutsan elinde kalıyor!
resmen erkeklere "1 gecelik ilişkiyi her türlü yaşa ama yakalanma; esas olay bu. karın nasılsa çoluğunun çocuğunun hatrına seni affeder. ne de olsa o bir kadın, doğası böyle, ekonomik özgürlüğü yok. sen yap yapacağını, kadın ona 'yaramaz! çocuksu!' der geçer. zaten ataerkil bir toplumuz ve geleneklerimiz böyle. kocasını öldüren kadınlar da karısını öldüren adamlardan daha az hem"; kadınlara ise "otur oturduğun yerde. kocandır, evinin direğidir. erkek olarak bazı anlık hayvani iç güdülerini doyurmaya ihtiyacı vardır. o yüzden görmezden gel, sineye çek, kapa çeneni ve geyşa olmaya devam et" demiş.
kendi adına konuşsaymış ve fikirlerini de kendisine saklasaymış hem daha iyi olurmuş, hem de kendisinden bu kadar tiksinmeme neden olmazmış.
4 ağustos 2015 12:52
4 ağustos 2015 13:25
5.
zamanında tanıştığım ve çok iyi vakit geçirdiğim adamlardan birinin hayatında bir sürü kadın olduğunu, hatta o kadınlardan biri tarafından da sevgili zannedildiğini(!) öğrenmiştim. bunu öğrendikten sonra iletişimi kestik haliyle. aradan epey zaman geçtikten sonra bana tekrar ulaştı, biraz konuştuk dertleştik derken evlendiğini öğrendim. bana zamanında çok eşliliğin doğasında olduğunu, buna söz geçiremediğini anlatmıştı. e peki neden evlendin hatta nasıl evlenebildin öyleyse diye sorduğumda eşini sevdiğini ama bunun elinde olmayan bir şey olduğunu filan anlattı. durumu anlatmış ve karısı da "yap ama ben görmeyeyim" demiş. peki dedim... üstüne "o evde yok, bize gelsene" deyince midemdeki kasılmanın ve akabinde peyda olan öğürme refleksinin nasıl katlanılmaz olduğunu anlatamam.
gelelim ana fikre: "doğamda var" demek mevzuyu meşrulaştırmıyor, üzgünüm. hepimizin doğasında acıkmak, susamak vb. tatmin edilmesi gereken hayati dürtüler var. 3-5 gün çektiğiniz açlıktan sonra birini öldürecek aşamaya gelebilirsiniz, evet. fakat eğer birini öldürürseniz sizin açlığınız yani doğanızın açlığa karşı hassasiyeti bu durumu meşrulaştırmaya yetmez, yalnızca yaptığınız şeye sebep teşkil etmiş olabilir. dolayısıyla doğanızda olan şeyler sizin dışınızdakilere ufacık da olsa zarar vermeye başladığı an törpülenmesi hatta daha net bir ifadeyle disipline edilmesi gereken şeyler haline dönüşmüş demektir. ha, bunun ölçüsünü her konuda evrensel olarak çizmek elbette imkân dahilinde değil. fakat en temel meselelerde hemen hemen her yerde geçerli olan bazı değişmez kaideler vardır ve denilebilir ki bunun ölçüsü, ilişki kurduğunuz insan(lar)dır. ancak ve ancak herkes rıza gösterdiği sürece sorun olmaktan çıkar. fakat başında razı olduğunuz halde sonradan rıza göstermeme ihtimaliniz söz konusudur zira insan değişkendir, koşullar olaylara yaklaşma biçiminizi değiştirebilir. yani her zaman her olayda akılcı davranamaz, bazen aklın önüne geçen motivasyonlarla da hareket edebilirsiniz. bu yüzden herkes razı gelse bile bu durum herkesin razı kalacağının teminatını vermeyecektir. dolayısıyla olay bitmiş gitmiş olsa bile hala birilerine zarar verme potansiyeli taşır.
Ne diyelim, allah her konuda akla sığınandan esirgesin insanı... akıldan öte vicdan var zira...
düzenleme: imlâ
4 ağustos 2015 13:27
4 ağustos 2015 13:30
6.
Nükhet duru'nun söyledikleriyle ilgili En sinir olduğum erkekleri "çocuk" gibi gösterme çabası. Yani kadınlar daha iyi, daha zeki, daha olgun o yüzden erkekleri idare etsin. Ezildiğimizden, öldürüldüğümüzden, dışlandığımızdan, hor görüldüğümüzden dolayı değil de üstün taraf olduğumuzdan Göz yumalım. Bazı erkeklerde de var bu "kadın çok zekidir, aman ne akıllıdır. Biz hormonlarımızın esiriyiz, beynimize kan gitmiyor bizim, ühüüü. Affedin" hali. İkiyüzlülükte son nokta! Bayılırım!
Sonuçta sadakat kavramı üzerine tartışabilmek için önce biraz "eşitlik" gerekiyor. Yoksa tabii ki herkesin sadakat anlayışı farklı olabilir. Ama bir toplumda kadın aldattığında öldürülüyor, erkek aldattığında vazo kırmış çocuğa kızar gibi kızılıyorsa Ne söylesek boş. Alfabeyi bilmeden kitap tartışmak gibi bir şey, abesle iştigal.
7.
Benim açımdan aldatma kriteri ortada yalan olması, arkamdan iş çevrilmesidir. Yani ister tek gecelik olsun ister ilişkimizin başından beri ikinci kadın da olsun. aldatmadır. Açık açık söylese de buyur tabi yap demem için onun da bana aynı şekilde yaklaşabikecek yüreğinin olması gerekir. Yaparım yapamam o ayrı ama bunu kabullenebilecek erkek zaten çok zor.
8.
Çok talihsiz toplumsal olarak aldatmayı sıradanlaştıran, normalleştiren bir açıklama. İster tek gecelik olsun ister 1 saatlik olsun farketmez aldatılmanın kadın üzerinde yarattığı ruhsal çöküş, kendini değersiz ve yetersiz görme hissi, özgüven kaybı onarılamaz. İnsan hem kendinden hem karşısında ki insandan nefret etme noktasına gelir. Nükhet duru'nun bu kadar boş ve sığ görüşlü olduğunu bilmezdim.
4 ağustos 2015 14:20
4 ağustos 2015 14:26
9.
bu ifadeyi böyle fütürsuzca söylemek için ya açık ilişkiyi benimsemiş olmak ya da ciddi ciddi "erkektir, hakkıdır" diyen güruhtan olmak gerekiyor. fakat burada nükhet duru, bu durumu direkt erkeklere bahşetmiş gibi görünüyor o yüzden, ikinci kategoriye giriyor. bunu bir erkek söylese neyse de, bir kadın söyleyince tüyler dikeliyor.
seni hayvanlardan ayıran özelliklerinle asırlar boyu böbürlen; hatta ve hatta seni "hayvan özlerine" yaklaştıran en ufak şeyleri lanetle, kına, suç, günah say (bkz: kuralsız, serbest seks, ensest, tembellik vs) ama gel gelelim ki "bazı zevklerden mahrum kalamamak" adına işine geldiğinde ama erkeklerin özünde çok eşlilik var...ama hani 1 horoz 100 tavuk denklemi...ama sonuçta...diye gevele.
makro anlamda "ilerleme ve gelişmeye" bu kadar takık olup da hâlâ bazı konularda ilkelliğe sığınan iki yüzlü tipe katlanamıyorum ben. ya peşin peşin "insan" (sadece erkek değil, tüm insanlar) hayvansılığın ve insani özelliklerin dualitesinden oluşan eşsiz bir canlıdır diye yekpare bi tanım yap ya da bu durumu sadece erkeklere has bir şeymiş gibi gösterip (bkz: misojinist)lerin ekmeğine yağ sürme.
bunu söyleyen kadın (!) eminim ki, küçük oğlu sikli soklu küfürler söyleyince "gururlanan", büyüyüp de geneleve gidecek hale gelince de "göğsü kabaran", hatta eve "kız attığında" oğlu rahat rahat "becersin" diye dışarı çıkan, ama kız evladı kırmızı ruj sürünce "kime süslendin sen, orospu mu olacaksın başıma" diyen bir kadınla aynı damardan yetişmiştir.
neden feminizm? işte tam olarak da bu tip kadınlar yüzünden, böyle hadsizce public açıklamalarda bulunup erkeklerin ekmeğine x2 yağ süren kadınlar yüzünden. çünkü, erkek çocuklarını büyütüp, onlara bir dünya görüşü aşılayan genellikle kadınlardır.
10.
erkeklerin "papaz hergun pilav yemez" sacmaligini savunma olarak kullanmalari yeterince aptalca degilmis gibi kadinin da buna arka cikmasi cok zavallica. hayir efendim aldatmanin bahanesi veya affedilirligi olamaz. resmen kelime bulamadim gorur gormez tepem atti ya, gundeme gelmek icin deli sacmalarinizi etrafa salmayin.
tanim:mal beyani.
edit:imla
4 ağustos 2015 15:03
4 ağustos 2015 15:04