yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (1)
    • medya (0)

    1. genelde beğenilmeyen ancak benim inanılmaz derecede etkilendiğim ve bir o kadar da hızla okuyup bitirdiğim roman. barry fairbrother'in ani ölümünün ardından belediyede boş kalan koltuk için mücadele edilirken çok güzel karakter/ duygu/ durum tespitlerinde bulunmuş rowling. mide bulandırıcı politik hırslar, akran zorbalığı, siber zorbalık, mahalle baskısı, alt ve üst tabaka arasındaki çatışma, erkek zulmü, kadınların fedakarlık adı altında yaşadığı mazoşizm merakı, orta yaş krizi, uyuşturucu, pedofili ve sefalet ve sefalet ve en çok sefalet. öyle dramatik bir kitaptı ki benim için, uzun zaman sonra ilk kez bir kitabı gözlerimden yaşlar aka aka bitirdim. çoğu kişinin aksine benim gözümde yazar bu kitabıyla rüştünü ispatladı. evet harry potter serisi muazzamdı, evet herkesin içinde çocukluğumuz gibi tertemiz ve masum bir anı bıraktı ama rowling kolaya kaçıp aynı türde devam etmek yerine farklı bir tür ve farklı bir sesi denedi. kaç yazar buna cesaret edebilir, kaçı başarır?

    hani diyorlardı yai harry potter bir ticari nesne, yazar başka bir yazar grubuyla beraber kitapları yazıyor diye, ben buna inanıyorum evet. bence potter serisinde farklı sesler, ustaca kurulmuş bir kurgu ve mükemmele yakın bir okunabilirlik vardı. fakat boş koltukta sadece rowling'in kendi sesi var. onun üslubu, hayata bakışı.

    kitabın başları karakter fazlalığından okuyucuyu yoruyor ve hangi karakter kimdi insan ilk başta hatırlayamıyor. bu konuda sıkıntılı ancak okudukça ve her bir karakterin hikayesini öğrendikçe karakterler ayrı ayrı yer ediyor içinizde. inanın o simon'ı, obbo'yu, gavin'ı, howard ve shirley'i öldürmek için neler vermezdim. en azından kitapta acı verici korkunç bir ölüm yaşasınlar, mahvolsunlar istedim. her birinden ayrı ayrı nefret ettim. bazen öyle sahneler okudum ki tiksintiden, dehşetten nefesim kesildi. rowling karakterleri öyle iyi gözlemlemiş ve oluşturmuş ki evet diyorsun aynen bu tipler var. bu zalimlik, bu adilik evrensel diyorsun. elin ingilteresinde de aynı bu profilde insanlar varmış diyorsun.

    o son sahnenin olacağı belliydi, ama olmasın istedim. spoiler vermek istemiyorum ama insanlığın çirkinliği, duyarsızlığı, soytarılığı ancak bu kadar vurgulanabilirdi malum olay sayesinde. çok doluyum sözlük, çok ağladım. en çok da gerçeğe bu kadar yakın olmasına, etrafımızda her an her dakika bunların yaşanmasına ve hiçbir şey yapamayışıma ağladım.

    22 ocak 2018 19:49