1. 2012 yapımı bir dram-komedi filmi. başrollerini ve yapımcılığını barbara streisand ve seth rogen üstlenmiş. film ülkemizde vizyona girmemiş, ulusal kanallar sansürlenmemiş logolar okunabilecek flulukta,sansürlenen kelimeler anlaşılabiliyor falan) dilimize ''annemle yolculuk'' olarak, imdb de ''annemle yollarda'' olarak çevirmiş.
filme bayıldığımı söyleyerek başlamak istiyorum. barbara gibi kadınları izlemek bana müthiş enerji veriyor. düşünsenize kadın 1969'da ilk oscarını kazanmış, günümüzde hala aktif olarak oyunculuk yapıyor, müthiş bir enerji. ülkemizde de ajda pekkan için aynı şeyleri düşünüyorum.
andrew organik kimya alanında icat yapan bir girişimci. ürününü tanıtmak için kapı kapı geziyor fakat olumsuz sonuçlar alıyor. bir gece annesinden öğreniyor ki, andy ismi annesinin gençlik aşkının ismiymiş. andy'yi internette aratıyor, ismini cismini buluyor, bir plan yapıyor. annesine bir şey çaktırmadan onunla yola çıkmak istediğini, bir hafta beraber ürünü tanıta tanıta gezeceklerini söylüyor. hikayemiz böyle başlıyor.
filmde gilmore girls'ün kasaba halkından birileri var. gyspy yani rose abdoo, joyce'un arkadaşlarından birini oynamış. sookie'nin kocası yani jackson douglas da andy'nin ürününü tanıtan adamlardan birini canlandırıyor.
filmin aman aman bir mizahi yönü yok ama annesiyle bu tarz durumlar yaşayan varsa kahkahaya boğabilir. oğluyla toplantı odasına girmeye çalışan joyce kahkaha attırdı bana, otelden şampuanları alması, ucuz olsun diye çeşmeden su doldurması ve sürekli oğluna içirmesi falan tam klasik bir türk annesi. ayrıca joyce'un koccaman bir bifteği yediği ve menapoz yüzünden sıcak bastığı sahne var ki, sırf orası için bile izlenir. tam kafa dağıtmalık, eğlencelik bir film. izlemenizi tavsiye ederim.
gereksiz notlar: filmin başında yunan yoğurdu ifadesi geçiyor :( araba yolculuğu boyunca middlesex kitabını ''dinliyorlar''. joyce oğluna ''benim küçük donald trump''ım diyor. o zaman trump daha başkan değil medyatik bir figür, çoğumuz adını bile bilmiyorduk tabii. streisand tam da şu günlerde trump'a virüs olayları yüzünden ''seri yalancı'' demiş. daha önce de ''aptal, bilgisiz, kadın düşmanı, ahlaksız'' gibi şeyler söylemiş.
''hayatımda geçirdiğim en güzel haftaydı.''
-----------filmin sonuyla ciddi ilgili spoiler uzak durun lütfen-----------
*yvonne strahovski ve tom hanks'in cücüğü colin kısa bir sahnede gözüküyorlar. yvonne andy'nin lisedeki aşkıymış, evlenme teklifini kabul etmeyince terk edilmiş falan. mezhep, genişlik diye sallayacak değilim ama kocası yanında olan hamile bir kadının ''evlensek nolurdu kim bilir'' diye muhabbet açmak dünyanın en gereksiz şeylerinden biri ya. aşk-ı memnu'da behlül'ün peyker'le karşılaştığında onunla uğraşması gibi, rahatsız ediyor beni.
*adam scott'un filmde oynadığını görünce andy'yi yaşlandırılmış halde mi oynayacak diye düşündüm. meğer andy beş yıl önce ölmüş, oğul olan andy'nin bulduğu andy, gençlik aşkı olan andy'nin oğluymuş. kızına da joyce ismini vermiş. joyce ile oğul andy'nin arasında bir aşk mı yaşanacak diye açık kapı bırakmışlar, hoş olmuş. havaalanındaki veda sahnesiyle film sizi eliniz boş yollamıyor, ''yaşanması gerekiyorsa yaşanacak, yaşandı bitti saygılıca'' diyor, kovboy ben ile yeni aşklara yelken açıyor. üç tebessümle uğurlanıyorsunuz. biri andy, biri joyce, biri de siz.
-----------filmin sonuyla ciddi ilgili spoiler uzak durun lütfen-----------
benwyatt23